:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Bir mektupla başladı sevdamız...
ÖLÜM MELEÄžİ
#1
HoşçakaL'ım...ELveda'm dı...Anlamadın...

Belki alışkındı kulakların bu iki kelimenin dudaktaki dansına...Hoşça kal ; bir daha görüşmenin güvencesiydi. Bir önceki adımıydı bir sonraki buluşmanın...Hoşça kal denir ve hoşça kalınırdı senin aşklarında... Oysa bende Elveda demektir hoşça kal, bilemedin; kısacık zamanlara sığan tutkunun kılavuzluğundaki bu aşkta...

Duvarlarıma sana dair çok da fazla olmayan anılarımı çerçeveleyip astığım bir gece vermiştim kararımı. Her nedense çok eğri büğrü duruyordu resimler. Anılar mı yakışmadı resimlere, yoksa resimler mi yapışmadı çerçevelerin sabitliğine anlayamadım. Ama ters duran bir şeyler vardı bu tuhaf görüntüde.Sarhoş naralarını tıpkı birer otriş gibi dolamıştım kelimelerin boynuna. Sonra birdenbire hayretle, o gideceği yönü şaşırmış naraların sokaklardan değil yüreğimden geldiğini fark ettim. Yalpalaya yalpalaya yeni bir limana demir atmaya giden, adımlarını bir türlü aynı hizaya getiremeyen bu ayaklar, benim sevdamı arşınlıyorlardı...Yine yanlış yollara, yanlış ayakkabılarla dalmıştım düşüncesizce. Nasır tutan kalbimdi, parmaklarım sapasağlamdı görünüşte! Bakmamıştım mor sarmaşıklı yaprakların altındaki kocaman dikenlerini saklayan bataklıklara...Ah aylak ruhum; yine aldanmıştı gökyüzünün kızıl, fettan saçlarına...Oysa çeviriverseydi tutkudan körelen gözlerini birkaç bakış aşağıya, sevdasına arapsaçı gibi dolanan yalanları fark edebilecekti...Ah aşka hiç doymayan aç ruhum, kısacık mutlulukların lezzetli mezeler olduğu bu sofrada, kadeh kadeh şarapları hapsedip damağına yine de aç kalktın aşkın saflığına...

Hesaplaşma yüklü bir gecenin sabahıydı sana vedam. Oysa sen sadece hoşça kal dedim sanmıştın...Kanter içinde kaldı dudaklarım sana söyleyemediklerimi kendime haykırmaktan. Söylesem anlamazdın, biliyorum...Üstünde hiçbir etiket olmayan bir şişeye konmuş bir yardım mesajıydı kelimelerim...Ben ıssız bir adada; yanında almak isteyebileceği üç şeyi bile olmayan bir kazazedeydim. Çok tirajik biliyor musun? Üç şey alamazdım yanıma, almayı isteyebileceğim tek şey sendin... Ve sen bana aynı cümlenin içindeki iki kelime kadar yakın; ve aynı zamanda aynı cümlenin içinde asla bir araya gelemeyecek iki kelime kadar uzaktın...Çelişkilerin bileşkesi bir sevgili...Şarkılar saki olmuştu masama. Hep acı olan mezelerimi getirirken soframa, biri geldi biri gitti upuzun bir yalnızlık boyunca...Şarabımın tadı daha mı mayhoştu ne! O tanıdık tadı yapıştırabilmek için dudaklarıma, günün ağarması gerekti kadehlerin tanıdık lal kırmızısında...

Sana hoşça kal demek hiç kolay değildi...Çünkü benim için hoşça kal, elveda demekti...
Benim sözlüğüm neden farklıdır bilemedim hiç...Yazmasın istedim vedalar ve vedalara yüklü anlamlar sayfalarda, boş yere aradım uzun soluklu aşkları yırtık sayfalarda...Nedendir bilmem hep ama hep ayak izleri oldu satırlarımda...Kah kuma gömülüp kaybolan ayakların izlerini aradım çöl ıssızlığı akşamlarda, kah demirden bir örs gibi vurdum adımlarımla vurgun sonlara...
Hatırla sevgili içinde koşar adım coşan sevişlerini...Sakin limanlara demir atmak isteyen gemimin çıpası havada kaldı... Uzun soluklu bir aşkı, bir kar tanesinin bir kartopuna ve ardından bir çığa dönüşmesi gibi yaşamak isterken, sağanak yağmurda ıslanıp, sırılsıklam kaldım yalnızlığımla...Çok yükseklere saklamıştım ben sevgimi, sen upuzun adımları yüklerken bacaklarına, dümdüz bir yol üzerinde koşup durdun boş yere...Başını kaldırıp bakmayı akıl edemedin göğün gülümseyen mavi gözlerine...Uzaklıkları hala ölçülerle sabitleyen bir düzene esirken sen, ben çok başka bir coğrafyada farklı bir iklimin estirdiği rüzgara dönüşmüştüm bile...İki kelimenin buluşamadığı cümleler, gökyüzüyle yeryüzü arasından çok daha uzak mesafelerin timsaliydi yüreğimde...Sen takılmışken bildik hikayelerin tanıdık işleyişine, ben bir masalın içinde sakince bekliyordum sessizlikle çoğalan çığlıklarımı gömüp göğsüme...

Sadece hoşça kal deyip gittim diye; yüreğin hala küskün biliyorum...Elveda çok büyük bir kelime. Sığmadı dudaklarımın sınırları içine.
Sözlüğümden haberdar olacak kadar çok kalmadın sevgili , yüreğimde. Benim “hoşça kal” ım yazılmış yanlışlıkla elveda kelimesinin yerine...Kim bilir belki de bir hoşça kal en çok bu aşktaki kadar yakışır elveda hanesine...Bazen sözcükler biz farkına bile varmadan, kayıp gider dilimizden; bizim bile yerleştirmekte güçlük çekebileceğimiz en uygun yere...
__________________
MeVSiMSiZ_KaR


Yalnızca yazdım... Hesabıma düşen bir kara kaderi, alnımın tam ortasından çekerken usulca, kanadının ıslaklığıyla yazdım... Sana yazdım seni. En kuytusunda anladım, en vazgeçilmezinde tuttum, en köründen tutuldum, ama seni sana yazdım. Kanımın rengiyle sana adandım."

Yokluğun bir bıçak sırtı, sana boyanarak aydınlandım.
....
Ağrıyor elim şimdi, gözümün yolunda karabasanlar var, avucumda sıkışan yazım var. Gel ve sil yeniden gölgelerini, gel ve üçüncü gününden başla sana yazılanlara.

Kimsem olmadı benim, kimse sen olmadı hiç,
Kimse ellerim değildi, kimse gözüm kalmadı kanlı kınında. Kimse bilmedi, kimse sana yazdım olmadı, kimse sen demedi, kimse uyutmadı yüreğinin yastığınsa, kimse biz demedi, kimse vazgeçersen kendinden ben olamamki demedi... Kimse ben değildi senin kadar.
Sana yazdım işte, gözümün kimyasında duran nefesi, kanatlarına vurgun yemiş sevdalar akıtan sana anlattım,

Sana adandım... Sen’e, ben’e, biz’e...
Sıfıra bölünce beni, sana eşitleniyordum, birle çarpınca ellerimi seni anlatıyordum, ikiye toplayınca gözümü seni görüyordum, üçten çıkarınca yüreğimi; sensiz hiç kalıyordum...
Kentler buluyordum hep, sen olunca aşkın sonsuza akacağını biliyordum. Kimbilir, bilmediğim bir şarkıyı söylerken seninle, dudaklarının ses tonunu ezberliyordum sensiz kalınca senin gibi okumak için bir daha... Benim için martı kanadıydı ellerin, dokunduğum her an denizden esen rüzgarları hatırlatan. Gözlerindi, gözlerime baktığında gözlerimin çocuk hayalini gördüğüm, sendin öldükten sonra tanrının katına gülümseyerek beni götürecek olan melek, sendin sonsuza açılan kapının güzel bekçisi... Anlatılamayan kelimeydin hiçbir kitapta bulmayacağımı bildiğim halde hala aradığım. Sendin o, senindi bana getirdiğin akında denizin gözlerini hissettiğim,
Gözlerindi.
....

Sana yazdım,
sıcacık hayatlar kokuyor kelimelerim seni buldukça. Ki nereye baksam, kimi görsem, kimi duysam sensin... Sen kalıyorsun gözlerimin en yüksek dağında... Ve sana yürüyüp dokunuyorum göğün yıldızlarına, umut veren ağaçlarına yaslanıp bulutların ardından bakıyorum güneşe. Sana uzandığım toprağa her yüzümü sürdüğümde, papatyalar kokuyor tenim...
Senden önceydi suflörsüz bir sahnede kör adam rolüm. Ve senden öncelere denk geldi intihar mektuplarım. Sorgusu bitmiyordu düşlerimin, isyan çok sesli bir koro gibi sahnesinden vuruyordu yüreğimi. Senden önceydi sarmaşıklarla dolu umut yolları, seni bilmeden yürüdüğüm Ankara sokaklarıydı acıyı katık yaptığım sancılar... Her karartı, senden önceydi ellerimde yaşayan.
....
Geldin, sana yazdım ben... Hasır altı düşlerimin kırmızı kalemle altı çizili kelimeleriydin. Sendin vurguna uğramış nefes alışlarımı kaybeden, sesindi dilimin teğet geçtiği her umudu bana anlatan...
İzlerimden geçen her bakış, sana dönen gün gibi çevreledi karanlığımı ve seninle gitti plastik kokum, seninle kurudu kanayan yanım. Sendin her şey, sendin seninle gelen gözyaşı hediyem...
....

Sana yazdım, düşünmeden, gözlerimi kapatarak... Kelimeler seni anlattıkları için mutlular artık, bakışlarım da öyle.
Az önce fark ettim yüzümü yıkarken; aynaya bakan gözbebeklerimde uyuyorsun hala o eski sıcaklığınla... Uyanacaksın birazdan, biliyorum, ve sarılacaksın yine, sesinden akacak, senden duyulacak her şey...
Senim artık, tenim, dilim, bütün bildiğim."
__________________
MeVSiMSiZ_KaR


6kf2blw.jpg


ben senden önce sedece sevmeyi isterdim, aşkı doyasıya hissetmek yüreğimde. bırak dudaklarımda teninin tadıyla uyumayı, sevdiğimin hayaliyle birlikte uyumak yeterdi önceleri.
hep sevmeyi beklerken, anladım ki sevilmekte sevmek kadar gerekli.

yüreğime birini sevmeyi öğretirken, beni seven yüreklere hep uzak oldu yüreğim...

yüreğim o kadar acıdı ki, haketmeyenleri sevmeye uğraşırken. ve seni buldum biçare bu kanayan yaralarıma derman. önceleri çok zor oldu kabullenmem seni. dedim ya, ben alışmıştım yüreğimi olur olmaz aşklarla acıtmaya. tek başıma taşımayı o aşkları, yük edip bu yürekte. acı olan ise tek başına yaşamak aşkı, doyasıya hissetsen bile yüreğinde. ama aşk asla dinlemiyor sevgilim. hakettiğini vermek istiyor eninde sonunda hep acı çeken yüreklere.

sevmeye hazırlıksız yakalanıyor insan. sevilmeye ise, hep acılarla bezeli bir kalkanı oluyor...

ama herşeye rağmen yüreklerimiz bizi bu aşkta buluşturalı, ben sensiz olamıyorum sevgilim. bu aşk asıl olan artık bu yürekte. ne yapsam, ne desem boş. yüreğim seni seçti sevgilim. bana bile sormadı ki, sensin bu yüreğin sahibi artık benimde elimde değil...

ben yüreğimi acıtmadan sevmeyi bile beceremezken, sen bana sevmeyi/sevilmeyi öğrettin...

ben aşkı tek başıma yaşarken, bir sevdiğim var derdim. seninle bu aşkı doyasıya hissedip yaşarken, doya doya, bağıra bağıra artık bir sevgilim var diyorum. yüreğimden çıkardığım duygularla katıştırıyorum seni ve artık dudaklarından alıyorum aşkın eşsiz tadını...

aşk sandığım, o ufacık aşk kırıntılarına inat...


__________________
MeVSiMSiZ_KaR

Gittin işte:
şimdi yeni bir hayat bekliyor beni ve tabi ki SENİ!
EVET öyle canımın içi..........
Şimdi kim sevecek beni, kim okşayacak saçlarımı,kim bana güzelim dileyecek?
Belki taaaaaa uzaklarda söyleyeceksin ama ben duymayacağım. Tenim teninin sıcaklığını özleyecek,ellerim ellerini arayacak,gözlerim bir köşeden çıkıp gelmeni bekleyecek gelmeyeceğini bile bile........Artık saatleri saymayacağım seninle buluşmak için,artık bakışlaım anlamını yitirmiş olacak.Belki güleceğim herşeye ve herkese.Kimse bilmeyecek sana olan hasretimi,anlatmayacağım kimselere sana olan sevgimi,kimse bilmeyecek yokluğunda nasıl acı çektiğimi.
belki ikimiz içinde doğru olan ayrılıktı.....Gerçekleri hiç bilmeden,öğrenmeden.Ben şimdi bıraktığın gibi değilim ya sen nasılsın acaba..........Hayat seni hangi yollara sürükledi.Dilerim mutlusundur ben hep senin mutlu olmanı istedim.Benimle olmadı ama bensiz dilerim çok mutlusundur.
Gerçekler inan çok azmış TEK TANEM
Gerçek olan SADE ve sadece ola olan tutkum.sana olan aşkım ve sana olan yeri hiçbirşeyle dolmayan ilk aşkın özlemi.
gerçek olan ve yaşanan benim sana olan sonsuz özlemim.GERÇEK olan sendin TEKTANEM.......
ŞİMDİ hiçbir gerçeğim yok.Herşey sahte,kalabalığın içinde ben yapayanlızım...........
ELVEDA TEKTANEM.....................
__________________
MeVSiMSiZ_KaR




Ara
Cevapla
SABIRLI
#2
çok güzeldi ölüm meleği daha ne denilebilirki,yüreğin dert görmesin
Ara
Cevapla
H A N D E
#3
bnde teşekür ederimSmile
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 12-04-2024, 12:01 PM