Bir camın kırılışına verdim zerreciklerimi…
Bir de hayaline sarılıp, savruldum uzak coğrafyalara…
sessizliğin ve yalnızlığın ucundayım…
ne yana gitsem, milleri uzatıyorum kendimle…
Geceden kalma sorularla, günaydınsız bir sabaha uyanıyorum ..
Demir meridyenlerle çizilmiş penceremden, rastgele bir ışık sızıyor odama…
Arsız bir sevincin izdüşümü..
Soğuk ve sessiz taş parçalarının arasında, öğrenmediğim acılar biriktiriyorum yaşama dair.
Sevinci hırpalanmış çocuk gibi, kapı arkalarında söyleniyorum kırılganlıklarımı...
Dar bir odada dönüyorum şimdi…
..
Esaretin zincirleriyle bağlanmış cesaretimi sürüklüyorum, gittiğim yerlere..
zincirin şıkırtılı sesi hep aynı acıyan yerime vuruyor…
gecenin yarısında, nakaratı sende kalmış bir ezgiyle düşüyorum yola…
damağımda son sözlerinin kavurgan tadı
ve yüreğimde derin bir burkulmayla,
..
Suç benim…
Birlikte içtiğimiz sigaraların dumanında boğuldum…
Artık her sigara yakışım, sol göğsümde gıcırdayan berbat bir öksürük nöbetine dönüşüyor…
Anladım…
Öksürmekle sökülmeyeceksin ciğerimden…
Bir sigara daha yakıyorum, yanımda yatan ruhumu zehirleyerek…
Dudağımdan çıkardığım duman halkalarına asıyorum,
dönüş yollarımın darboğazlarını…
Boğazlanıyorum günbe gün, yorgun düşmüş, sana yenilen benliğimle
Karantinaya alınmış
Gülüşlerimi saklı-yorum, kırık-dökük bir yaşamın zındanlarında…
.. oysa gül desen, gülecektim.
Kör bir gece, sedef’ten gölgeler döküyor avuçlarıma…
Alaca kanatlı atlılar, ellerinde simsiyah güllerle geliyor,
yalnızlık merasimime..
..
Zaten zındandayım ya !
Kilitledim kendimi sensizliğin zındanına…
Mazgallarından bakıyorum şehrin meydanına..
..
Cesedim kendini intihar'a vurmuş Yunus şimdi…
Gel teşhis et beni
Bak aşkıma şahit ol.
..