Atatürk'ün trenden attırdığı vekil
Mustafa Kemal Atatürk, namaz kılmayı suçmuş gibi gören bir milletvekilinin sonraki seçimlere katılmasını da engellemiş. Mustafa Kemal Atatürk'ün, namaz kılan yüksek rütbeli bir subayı ihbar eden milletvekilinin trenden indirilmesini istediği ortaya çıktı.
[b]TEKRAR SEÇİLMESİNİ DE ENGELLEMİŞ
Atatürk, aynı milletvekilinin tekrar seçilmesini de engellemiş. Bu olayı aktaran Dumlupınar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Atatürk'ün, gammazcı vekil hakkında, "Bu adam namaz kılmayı kendi aklınca suç görüyor" dediğini söylüyor.
'DİYANET DERGİSİ'NDE YAYINLANDI
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı aylık Diyanet dergisinin nisan sayısında 'Atatürk, Din ve Din Adamları' konusu işlendi. Atatürk'ün din konusundaki düşünceleri ve uygulamaları, resmî dairelerde namaz kılanları ve bu kurumlarda mescit bulunduğunu gammazlayanlara en güzel cevabı veriyor. Dosyayı hazırlayan Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Atatürk'ün din ve lâiklik hakkındaki görüşlerinin 'en az bilinen ve en çok istismar edilen' yönü olduğunu söylüyor. Sarıkoyuncu, "Özellikle 'lâiklik' konusunda pek çok çalışma vardır. Fakat bunların çoğu incelendiğinde görülecektir ki, ya Atatürk'ün din ile ilgili sözlerini aktarmakla yetinilmiş ya da onun lâiklik anlayışında din ve din adamlarına yer verilmemiştir." değerlendirmesini yapıyor.
"ATATÜRK GERÇEK DİNDARDIR"
Atatürk'ün dini tomlumsal hayattan çıkarmak ya da dinin özüne dokunmak gibi bir amacının olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Mustafa Kemal'in hurafelere ve din istismarına karşı olduğunu şu sözlerle anlatıyor: "Bu da din düşmanlığı değildir; gerçek dindarlıktır. Bu sebeple lâiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, Atatürk de dinsiz değildir."
"NAMAZ KILMAYI KENDİ AKLINCA SUÇ GÖRÜYOR"
Yazıda Atatürk'ün din adamlarına ve dinî vecibelerini yerine getirenlere karşı son derece saygılı olduğu yaşanmış bir örnekle anlatılıyor. Prof. Dr. Sarıkoyuncu'nun anlattığına göre olay şöyle gerçekleşiyor: Atatürk, 1930 yılında Fevzi Çakmak'la birlikte trenle yurt gezisine çıkar. Kompartımanında ülke sorunlarını konuşurlarken bir milletvekili içeri girip, Atatürk'ün kulağına bir şeyler söyler. Atatürk'ün kaşları çatılır, Fevzi Paşa'ya dönerek, "Paşam, lütfen beni takip ediniz, arkadaşlar bir haber getirdi, inceleyelim." der. Hep birlikte diğer vagona geçtiklerinde yüksek rütbeli bir subayın kanepe üzerinde namaz kıldığını görürler. Atatürk, mareşale dönerek şöyle der: "Paşam, bu adamın (gammazcıyı işaret ediyor) biraz evvel kulağıma gizli bir şeyler söylediğini gördünüz. Bu adam muhafız kıtasına mensup yüksek rütbeli bir subayın namaz kıldığını gammazladı. Bu adam namaz kılmayı kendi aklınca suç görüyor. Durumu size göstermek için buraya kadar zahmet ettim." Atatürk ilk istasyonda milletvekilini trenden indirir ve gelecek dönem milletvekili seçilmesini de engeller.
[/b][/b]
Atatürk, orduda namaz kılan bir subayı kendisine şikayet eden vekili trenden indirmiş.
[b]Mustafa Kemal Atatürk, namaz kılmayı suçmuş gibi gören bir milletvekilinin sonraki seçimlere katılmasını da engellemiş. Mustafa Kemal Atatürk'ün, namaz kılan yüksek rütbeli bir subayı ihbar eden milletvekilinin trenden indirilmesini istediği ortaya çıktı.
[b]TEKRAR SEÇİLMESİNİ DE ENGELLEMİŞ
Atatürk, aynı milletvekilinin tekrar seçilmesini de engellemiş. Bu olayı aktaran Dumlupınar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Atatürk'ün, gammazcı vekil hakkında, "Bu adam namaz kılmayı kendi aklınca suç görüyor" dediğini söylüyor.
'DİYANET DERGİSİ'NDE YAYINLANDI
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı aylık Diyanet dergisinin nisan sayısında 'Atatürk, Din ve Din Adamları' konusu işlendi. Atatürk'ün din konusundaki düşünceleri ve uygulamaları, resmî dairelerde namaz kılanları ve bu kurumlarda mescit bulunduğunu gammazlayanlara en güzel cevabı veriyor. Dosyayı hazırlayan Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Atatürk'ün din ve lâiklik hakkındaki görüşlerinin 'en az bilinen ve en çok istismar edilen' yönü olduğunu söylüyor. Sarıkoyuncu, "Özellikle 'lâiklik' konusunda pek çok çalışma vardır. Fakat bunların çoğu incelendiğinde görülecektir ki, ya Atatürk'ün din ile ilgili sözlerini aktarmakla yetinilmiş ya da onun lâiklik anlayışında din ve din adamlarına yer verilmemiştir." değerlendirmesini yapıyor.
"ATATÜRK GERÇEK DİNDARDIR"
Atatürk'ün dini tomlumsal hayattan çıkarmak ya da dinin özüne dokunmak gibi bir amacının olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Mustafa Kemal'in hurafelere ve din istismarına karşı olduğunu şu sözlerle anlatıyor: "Bu da din düşmanlığı değildir; gerçek dindarlıktır. Bu sebeple lâiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, Atatürk de dinsiz değildir."
"NAMAZ KILMAYI KENDİ AKLINCA SUÇ GÖRÜYOR"
Yazıda Atatürk'ün din adamlarına ve dinî vecibelerini yerine getirenlere karşı son derece saygılı olduğu yaşanmış bir örnekle anlatılıyor. Prof. Dr. Sarıkoyuncu'nun anlattığına göre olay şöyle gerçekleşiyor: Atatürk, 1930 yılında Fevzi Çakmak'la birlikte trenle yurt gezisine çıkar. Kompartımanında ülke sorunlarını konuşurlarken bir milletvekili içeri girip, Atatürk'ün kulağına bir şeyler söyler. Atatürk'ün kaşları çatılır, Fevzi Paşa'ya dönerek, "Paşam, lütfen beni takip ediniz, arkadaşlar bir haber getirdi, inceleyelim." der. Hep birlikte diğer vagona geçtiklerinde yüksek rütbeli bir subayın kanepe üzerinde namaz kıldığını görürler. Atatürk, mareşale dönerek şöyle der: "Paşam, bu adamın (gammazcıyı işaret ediyor) biraz evvel kulağıma gizli bir şeyler söylediğini gördünüz. Bu adam muhafız kıtasına mensup yüksek rütbeli bir subayın namaz kıldığını gammazladı. Bu adam namaz kılmayı kendi aklınca suç görüyor. Durumu size göstermek için buraya kadar zahmet ettim." Atatürk ilk istasyonda milletvekilini trenden indirir ve gelecek dönem milletvekili seçilmesini de engeller.