Issız sokaklarda, düşlerime ait adımlar çıldırtıyor mahalleni.
Sahipsizliğin tanrıçası sahraların,
Tenimi yakan tarafı hücrelerimi parçalıyor.
Sabahı sarhoşların mırıldanması bozuyor.
Geceden kalan alçakça cümlelerin son kırıntıları,
Asaletin çıplaklığını sergileyen senin, damarlarını patlatıyor.
Yazıklar mı olsun demeliyim…!
Şimdi anlıyamadığın acı bir tecrübenin,
Ağıdını yazıyorum en baştan seni Allah' a havale ederek.
Belki tekrar sevdan basar.
Gazeteler beni yazar.
Mahkemeler beni yargılar.
Az sonra devriyeler çıkar sokaklara,
Bakarsın basılırım amansız.
Baykuşlar tüner ve devreder geceye hımbıllığını.
Tek göz odamın tuvaline düşen alçak sevdalısı
Ağız kokusu kahkahaların bozuyor şehrimi
Salyalarının büyüttüğü sözde insan lakırdıları tutuyor elimden
Ve sürüklüyor aşkın kucağına
Def olmalısın
Çek git yalın kahır,
Vuslat görüntüsü,
Ve sahnende sergilediğin hasret palyaçosu
Çek git
Beş para etmeyen iki satrımın muhteşem dünyası vardı,
Mesut ezgilerinde yaşadığım.
Şimdi bütün yolları boğuyor beni
Gidişin aylar oldu sen hatırlamazsın
Bu öldürüyor beni
Ah şu sevdanın bendeki asaleti varya,
Dünyayı dize getiren.
Durduruyor gözyaşlarımı.
Şimdi anarsın belki beni,
Parçala ağzını,
Yum gözlerini,
Bellimi olur yalanlarına şahidlik edecek belki kulakların
Bellimi olur sahte tarafın gözyaşlarını görecek
Ey adı sevdaya yabancı
Ey gözyaşlarında boğulan kahkaha tufanı
Ey ayak altlarında ezilen değersiz
Soluduğun havanın ziftini gördüm artık
Sokaklarını süslüyordu mazindeki kıskançlığın
Çağlayan bir çıldırış var hala anlamadığım
Çek git
Çek git
Bağrını açan şehrinin enlemleri namert dolu
Boylamları sabırsız
Ve tüm tabiatını sarmış nankörlük
Bir daha düş alçakların eline
Ve çatlasın damarların
Yazıklar olsun mu demeliyim ?
Nineler vardı uzaklarda,
Çok uzaklarda bir sıkma ve bir gözleme sunan
Güneş yanığı nineler vardı.
Onların diline düştü ağıtlarım,
İçim sızlar.
Nasıl benimsemişim seni
Ben hala ben olamadım.
Elem yüklü yollarmış sana çıkan yollar
Beni duyupta sevme artık
Beni görüpte sevme yeter
Baykuş!
Sen hiç sevmemişsin ki beni.
Önder ÖZTÜRK
09 Nisan 2009
20 : 40
Sahipsizliğin tanrıçası sahraların,
Tenimi yakan tarafı hücrelerimi parçalıyor.
Sabahı sarhoşların mırıldanması bozuyor.
Geceden kalan alçakça cümlelerin son kırıntıları,
Asaletin çıplaklığını sergileyen senin, damarlarını patlatıyor.
Yazıklar mı olsun demeliyim…!
Şimdi anlıyamadığın acı bir tecrübenin,
Ağıdını yazıyorum en baştan seni Allah' a havale ederek.
Belki tekrar sevdan basar.
Gazeteler beni yazar.
Mahkemeler beni yargılar.
Az sonra devriyeler çıkar sokaklara,
Bakarsın basılırım amansız.
Baykuşlar tüner ve devreder geceye hımbıllığını.
Tek göz odamın tuvaline düşen alçak sevdalısı
Ağız kokusu kahkahaların bozuyor şehrimi
Salyalarının büyüttüğü sözde insan lakırdıları tutuyor elimden
Ve sürüklüyor aşkın kucağına
Def olmalısın
Çek git yalın kahır,
Vuslat görüntüsü,
Ve sahnende sergilediğin hasret palyaçosu
Çek git
Beş para etmeyen iki satrımın muhteşem dünyası vardı,
Mesut ezgilerinde yaşadığım.
Şimdi bütün yolları boğuyor beni
Gidişin aylar oldu sen hatırlamazsın
Bu öldürüyor beni
Ah şu sevdanın bendeki asaleti varya,
Dünyayı dize getiren.
Durduruyor gözyaşlarımı.
Şimdi anarsın belki beni,
Parçala ağzını,
Yum gözlerini,
Bellimi olur yalanlarına şahidlik edecek belki kulakların
Bellimi olur sahte tarafın gözyaşlarını görecek
Ey adı sevdaya yabancı
Ey gözyaşlarında boğulan kahkaha tufanı
Ey ayak altlarında ezilen değersiz
Soluduğun havanın ziftini gördüm artık
Sokaklarını süslüyordu mazindeki kıskançlığın
Çağlayan bir çıldırış var hala anlamadığım
Çek git
Çek git
Bağrını açan şehrinin enlemleri namert dolu
Boylamları sabırsız
Ve tüm tabiatını sarmış nankörlük
Bir daha düş alçakların eline
Ve çatlasın damarların
Yazıklar olsun mu demeliyim ?
Nineler vardı uzaklarda,
Çok uzaklarda bir sıkma ve bir gözleme sunan
Güneş yanığı nineler vardı.
Onların diline düştü ağıtlarım,
İçim sızlar.
Nasıl benimsemişim seni
Ben hala ben olamadım.
Elem yüklü yollarmış sana çıkan yollar
Beni duyupta sevme artık
Beni görüpte sevme yeter
Baykuş!
Sen hiç sevmemişsin ki beni.
Önder ÖZTÜRK
09 Nisan 2009
20 : 40