Gerçeğimin tam içindeyim, yavan bir düş edasıyla
Sahiplenmeye çalıştıkça ellerimin arasından yavaş yavaş kaymasını izlediğim
Biraz acılı, bolca tuzlu bir gerçek...
Güçlü görünmek zorunda kalmadan, kabullenmek...
Ve kendine arkanı dönmek..
Hatta zaman zaman tanımadığın bir yabancıya bakar gibi bakmak.. kendine...
Küslüğüne... hiçliğine bir eyvallahlık gülümsemek..
Çaresizliğe kapanmış dudaklarımın tüm çizgileri
Payımıza yine ağıtlar düştü can
Gel de dinleme...
Kalbimdeki sızının yarısı, senden emanet !
İnan, bu yarım diğerine umarsızca düşman...
Dilimin ucunda, yüzyıllık bir isyan beklemede...
Oysa "isyan etme" derdin hep,
Gel şimdi yine söyle,
Hepsini unutmaya hazırım...
/.. Tüm saniyeleri bir bir sayıyorum
Seni nasıl özledim, onlara sor ../
İçimden içine uzanan yola vurdum az önce kendimi,
Buz gibi bir hava kesti nefesimi, gerisi yalan
Hiç birşey yok, yol bomboş can!
Yürekli adımlarımı kaybettim, nerdesin?
Büyük bir uçurumun tam ucunda duygularım,
Parmak uçları sabırsız..
Düşmek üzere içimdeki herşey..
"Biz"in riski bu, sana karşı ben
Giriyorum..
Bilinmezliğime dem vuruyor zaman,
Geniş zamanlar sığ, gelecek kan revan
Karmakarışık bir bulmaca ömrüm...
Ne soldan saga, ne yukarıdan aşağıya
Cevabını bilmediğin sorulara saklandım,
Bul/ma beni...