[FLASH]http://zuzu65xzuzu65.googlepages.com/Yokalamayalnzcahatrla.swf[/FLASH]
Çocukluğumu yaşadığım yerler
Şimdilerde hüzne boyuyor ellerimi
Ellerim…
Oyuncak tutan, kalem tutan,
Günah tutan ellerim
Anlat anlatabilirsen çocukluk günlerimi
Şimdilerde hüzne boyuyor ellerimi
Ellerim…
Oyuncak tutan, kalem tutan,
Günah tutan ellerim
Anlat anlatabilirsen çocukluk günlerimi
Aşklarımı yaşadığım evdeyim
Farklı hayatlar yaşadık bu evde
Bu evde başkaydı aşklar
Acı çekmek güzeldi
O küçük aynayı bilemezsiniz küçük pencerede
O ayna hayallerimizdi
Farklı hayatlar yaşadık bu evde
Bu evde başkaydı aşklar
Acı çekmek güzeldi
O küçük aynayı bilemezsiniz küçük pencerede
O ayna hayallerimizdi
Şimdi yalnızlığını yaşıyorum geride kalanların
Şimdi
Geçmişi tutup kolundan çekemezsin ki..
Kırık bir hayatın günlüğünden düşen notlar şiir oluyor
Notalar…
Şarkılar… şarkılar…
[/SIZE]Şimdi
Geçmişi tutup kolundan çekemezsin ki..
Kırık bir hayatın günlüğünden düşen notlar şiir oluyor
Notalar…
Şarkılar… şarkılar…
[SIZE="4"]Çocukluğumu, kendimi geri istiyorum. O masum, heyecan dolu, gülmeyi seven, hareketli, küçük kızı özlüyorum. Şimdi nerelerde olduğunu bilmediğim çocukluk dostlarımı arıyorum.
Büyümek bu kadar sancılı geliyorsa insana, ben zamanı geri çevirmek, yeniden doğmak ve hep çocuk olarak kalmak istiyorum.
Gelecek kaygısı olmadan yaşamak istiyorum. O güzel yaz akşamları annem, babam abim ve ablamla pikniğe gitmek istiyorum. Elimizde haşlanmış mısırlar, park da çimlere oturup ailecek sohbet etmeyi özlüyorum.
Evimizin önünde düşüp de alnımı yardığım o heyecan dolu, koşuşturmacılı günü hatırlıyorum. Acı ile kıvrandığım çocukluk günlerimi bile yeniden yaşamak istiyorum.
Gelecek kaygısı olmadan bahçelerde yine koştursak, yakan topla acıyan sadece etimiz olsa. Ruhumuzdaki canlılık, bedenimizdeki enerji, salladığımız ip... Ne güzel çocuk olmak...
Babam ,canım babam Pazar sabahı kahvaltımızı ettikten sonra koltuğumuza gömülüp yine seninle bulmaca çözsek.Güzel yürekli çalışkan ablam, . Bir tanecik abim, yine seninle o tatlı kavgalarımızı yapsak. Ahh o günler hiç bitmeyecek, sevdiklerim hep yanımda olacak sanırdım.
Çocukken bir an önce büyümek, liseyi bitirmek, üniversiteli olmak için sabırsızca zamanın geçmesini, o makyaj yapacağımız, kişiliğimizi ispatlayacağımız günlerin bir an önce gelmesini isterdik.
Heyecanla geleceğimi öğrenmeye çalıştığım günleri hatırlıyorum. Ne olacağım, nerede çalışacağım, kiminle evleneceğim, kaç çocuğum olacak? Merak ediyordum. Zaman geçiyor ve yıllar yılları kovalıyor. Taşlar yerine oturuyor. Mesleğim belli oluyor. Hayat kavgasının içinde buluveriyorsun kendini birden.
20’lere kadar geçmek bilmeyen o uzun zaman, liseden mezun olduktan sonra bir çırpıda nasıl geçmiş hayret ediyorsun. İşte o zaman geçmişe bir özlem başlıyor içinde, korkuyorsun...
"Tanrım daha fazla büyümek istemiyorum" diye haykırıyorum içimden. Büyümek beni korkutuyor. Çünkü bedenim yaşlanırken ruhum hala çocuk. Ve ruh gerçekten de eskilerin dediği gibi hiç yaşlanmıyor. Hissettiği yaşta kalıveriyor.
Büyümekten, zamanın bana nasıl sürprizler hazırladığını düşünmekten korkuyorum.
Ama hayat tüm korkularına, acılarına, ağırlığına rağmen yine de çok güzel. Yaşanmaya değer. "Sonuçta her yaşın ayrı bir güzelliği var" diye diye teselli ediyorum kendimi..
Hayatıma giren insanları, sevdiklerimi, sonra eşyaları, sonra hayvanları, sonra hayatımın devamı adına hizmetime verilmiş her şeyi.Bir şekilde ilişkili olduğum insanlardan ne kolay vazgeçebildiğimin ayrımına vardım. Hayatıma girmekle bana katkıda bulunan, hayatı benim için yaşanılır kılan o kadar insanı nasıl da geri(m)de bırakmışım. Şimdi bunlardan her biri acaba ne yapıyordur? Ayrılığımla incinen kalpler nasıl da yaralıdır. Giydiğim, eskittiğim, sonra onlardan soyunduğum, bir köşede unuttuğum elbiseler gibi içimden düşmüş o kadar insan ne hissediyordur? Hayatımın insanlarından ve kullandığım herhangi bir nesneden bu kadar kolaylıkla vazgeçmem, sonra bunları unutmam size problemli gelmiyor mu? Kullandığım o kadar şeyde hiç mi benden bir şey kalmamıştır? Mesela çocukluğumun ayakkabılarını bulsam şimdi, bayram öncesinde bana alınmış bayramlıklara yeniden kavuşsam ne hissederim? Bana anlatacakları ve hissettirecekleri çok şey olmaz mı? Doğduğum eve dönsem, o evin odalarında gezinsem, bir gece tekrar orda uykuya dalsam hangi rüyalara düşerim sizce?
İçimdeki çocuğun ölmesine izin vermeyeceğim. O çocuksu ,kimseye kötülük düşünmeyen ,saf duygularımı yok etmeyeceğim. Çocuk ruhumu canlı tutarak iliğime, kemiğime, tüm hücrelerime kadar yaşadığımı hissedeceğim. Varsın "çocuksu bir kadın" desinler. Umurumda değil.
Yaşananlar bir rüya gibi geliyor bana.Rüya bitti. Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanı. Güçlü olma zamanı.
[COLOR="Red"][SIZE="6"]Tanrım herkese içindeki çocuksu,kötülükten arınmış temiz duygularla sevdikleri ile beraber yaşlanmak, hayatı dolu dolu yaşamak ve içlerindeki çocukça heyecanı hiç kaybetmemeyi nasip etsin.
Sevgi tünelinde ilerlerken, hayat yolunuz çocuksu kahkahalar ile çınlasın[/SIZE][/COLOR]
[/SIZE]
Alıntıdır