[i]Çok şey istemedim ki sevdiğim [/i]
[i]
Dudaklarıma kırçiçekli ilkbahar
Göz bebeklerime
Mavi düşlerimizin gerçekleşmiş
sevda portresi...
Oysa şimdi...
Şimdi zamansız gidişine içim içim yanarken
yüreğime düşen ateşi söndürüyor gözyaşlarım
küllerinden bir daha sevda doğmasın
Sen olmasın çabasıyla en kararlısından..
...
Oysa nisan yağmurunun ıslak dudağı öpecekti sevdamızı
yüreğimin özgür duygulara açtığı gamzelerinde..
nasırlaşmış yüreklerimize ilkbaharı getirecekti
yağmurlarının bereketiyle...
...
Daha düne kadar
nasılda inanmıştık kimsesizliklerimize kimse olduk diye
nasıl da bağlamıştık umudun renklerine
....
yüreğimizle aşkımıza yola çıkarken
öksüz duygularımıza çare biziz deyip de
takmayacaktık bizden ötekilerini
sevgiye umudun teselli sözlerini
nasıl da inandırmıştık kendimize ..
Aslında ben yeri göğü inletmek isterdim
öfkemin ağırlığını kaldırmak için yürek bendimden
insan kendi elleri ile mavilere kara çalar mı be gözüm
hırçın çocuğun sinirlendiğinde o güzel resmi bozmasının şımarık sevinci gibi
...
şiirin harflerini öldüre bilir mi gökyüzünde ki yıldızları koparmak gibi
ya da
güneşin önüne perde çekebilir mi gözüm
üstelik bu bahar mevsiminde iliklerine kadar üşürken
kapatmak evime giren pencerenin perdelerini
bu kadar kara yalnızlıkları kaybedişleri ile beraberinde getirmişken
aydınlığa kucak açmak varken..
...
İstanbul yeni bir severek ayrılanlar hikayesine
sessizce tanıklık yapıyor..
bir başka bahara kaldı gül kokulu sevinçlerim
...
şimdi uykularımın katili oldu özgürlük düşmanlarım
denizimi kuruttular kulaç atamıyorum sevdama
güneşimi kapadılar üşüyorum bu ilkbaharda
müziklerimi susturdular sevdaya dair
üstelik şiirlerimin harflerini de çaldılar ben değil
[SIZE=4]onlar da suçlu…[/SIZE]