Artık yavaştan akşam oluyor gönlümün sürgün şehrindeBütün objeler birer birer karanlığın ardına gizlenmeye başlıyor Gece sanki gözlerin oluyor Her bir yanımı sarıyor Nereye baksam nereye gitsem, sevgi dolu şevkat dolu gözlerini hissediyorumYağmur kesilip hava soğumaya durduğunda[/url], üşümeye başlıyorum[url=http://www.duygusuz.com/cikis.php?url=http://www.mp3.lerim.net/images/smilies/noktak.gif] Rüzgar çıkıyor senin gittiğin yönden ve rüzgar nefesin oluyor, sen kokuyor mevsim, sen kokuyor gönlümün sürgün şehri...
Dünyanın tüm olgularını seninle anlamlandırıyorumDoğayı sana adıyorumSeninle özleştiriyorum kış mevsimini ve sana doyabilmek adına, tanrıdan çalıyorum zamanı...
Ama yoksun Ne kadar yüklesemde mevsimleri sana, ne kadar özleştirsemde seni doğayla, hep bir yanım yarım, sensiz geçen her günüm eksik kalıyor Tamamlamak adına çalsamda tanrıdan zamanı, yetmiyor Bu yüzdendir ki sensiz geçen günler, gün değil, mevsimler mevsim değil Doğan güneş hüzün kızıllığında ve açan çiçekler solgun benizler gibi Renksiz, susuz Sensiz geçen ömrüm, ömür değil Bu şehir yalan, yaşamışlığım gülüşlerim yalan... Sensizliğimi kamçılayan her şey ama her şey koskoca bir yalan... Bezendim doğruluktan senden uzak her temayla Sensiz yazdığım sensiz andığım sensiz kurduğum her cümle cümle değil...
Sana döndüğümde bu sürgün şehrimden sende yeniden doğacağım sevgili göreceksin Mevsimleri durduracağım... zamanı çalacağım tanrıdan göreceksin Sana kavuştuğumda yakacağım tüm zamanı özlem ateşimde Sonra sensiz geçen günleri bir daha anmamak pahasına denizlere savuracağım küllerini... Ve sonra sevgili göreceksin yeniden sende varoluşumu, tanrıdan kendimi çalıp sana adayışımı... Kabeyi tavaf edercesine, o kutsal o eşsiz bedeninin etrafında dönüşümü Seni, sevgimle nasıl boğduğumu, renklere nasıl bürüdüğümü ve sende eksik, yarım kalmış yanlarımı tamamlayışımı göreceksin Göreceksin, göreceksin sevgili!
Benim sürgün şehrimde kuşlar var dört bir yanda ve ben onların özgürlüğünü kıskanıyorum Caddelerinden insanlar geçer sevdiklerine bir an önce kavuşmak için koşturan insanlar ve ben yine o insanları kavuşmalarını kıskanıyorum Benim sürgün şehrimde uzakta tepelerde minik virane evler var İçlerinde sımsıcak insanlar Ve ben o insanların sıcaklıklarını kahkahalarını kıskanıyorum Benim sürgün şehrimde aşklar var Deli dolu kalplere sığmayan aşklar ve sevişmeler Durdurak bilmeyen en ateşli sevişmeler... Ve ben o aşkları o sevişmeleri kıskanıyorum Benim sürgün şehrimde her şey ama herşey var sevgili; Ama bir tek sen yoksun Bir tek sen uzaktasın bana Belki de bu yüzden ben her şeyi sırf seni hatırlattığı için, her şeyde, her yerde bizi gördüğüm için bu kadar kıskanıyorum