Aşk koyar mısın bu masalın adını?
Aynı ayın farklı hilalleriyiz aynı duyguların Allah bilir kaçıncı sahibiyiz.
Yastığa konduğunda uyku tutmayan başlar
hayallere konduğunda keder tutmayan onlar.
Onların onlar gibilerin onlara benzeyenlerin onlarla bezenenlerin ve bizim için diyelim ki:
Ey gönül!
Sessiz kalma susma çok konuşan var diye içinde salınan çocukluğu haykır önce korkma geç kalırımda annem azarlar diye
daha okunacak okuyacak çok ezanımız var üzülme mecnun ol kapa gözlerini bir salıncakta hayal et kendini
kuşlar kıskansın uçmaya yeltenen hayallerini
bağır hiç olmadığı kadar gül çürük dişlerine inat çekinme ve merak etme beğenilmem diye sen önce bir sev gerisi gelir yeni pabuçların gibi
yürüye yürüye.
Yine diyelim ki; ey gönül!
Eğme başını yürürken
kaç bahar gördüysen o kadar genç olmalısın şimdi duymuyor musun sana sesleniyor gül karanfil nilüfer lale orkide menekşe senin için ötüyor tüm kuşlar
vuslata ersin göz kapakların ciğerlerin doysun çiçeklerin hoş rengine kollarını bırak iki yanına kaldır başını
seyret masmavi göğü bulutları sevdaları mutlulukları
sensin bu mutluluğun kaynağı
ve sen olmalısın sevda yolculuğuna çıkmış bu geminin yegâne kaptanı.
Bir daha diyelim ki; ey gönül!
Utanma ve sıkılma söyleyemediğin şeyler için sen değilsin bir tek ve sen yaratılmadın bir tek
boş ver rüzgâr dağıtsın saçlarını sarıl hayallerine sımsıkı beklemekten sıkılma unutma ki kışında yazında var bir baharı
senin dilinle dillenecek busenle kıymetlenecek
kafiyenle hecelerine bölünecek bir yazın yazgınla yaza dönecek geçirdiğin tüm baharların.
Bitsin bu hasret öyle ya bitmeli artık bu hasret Ferhat ölmemeli bu hikâyede Yusuf gözyaşı dökmemeli bu öyküde
ayrılık çizmedim bu dünyaya resmetmedim hiçbir hüznü bu masalda.
Önce heceler birleşmeli
sonra çocukluğum yeşermeli gençlik görünmeli karşı tepeden
bir kulaç yanında Leyla'sı bitmeli
geceye çalmamalı bu gündüz
dillere destan olmalı nâmı.
Sevdayla ve ayın'la ve kaf'la ve şın'la söylenmeli ve aşk konulmalı bu masalın adı.
Sahi.
Aşk koyar mısın bu masalın adını?
Aynı ayın farklı hilalleriyiz aynı duyguların Allah bilir kaçıncı sahibiyiz.
Yastığa konduğunda uyku tutmayan başlar
hayallere konduğunda keder tutmayan onlar.
Onların onlar gibilerin onlara benzeyenlerin onlarla bezenenlerin ve bizim için diyelim ki:
Ey gönül!
Sessiz kalma susma çok konuşan var diye içinde salınan çocukluğu haykır önce korkma geç kalırımda annem azarlar diye
daha okunacak okuyacak çok ezanımız var üzülme mecnun ol kapa gözlerini bir salıncakta hayal et kendini
kuşlar kıskansın uçmaya yeltenen hayallerini
bağır hiç olmadığı kadar gül çürük dişlerine inat çekinme ve merak etme beğenilmem diye sen önce bir sev gerisi gelir yeni pabuçların gibi
yürüye yürüye.
Yine diyelim ki; ey gönül!
Eğme başını yürürken
kaç bahar gördüysen o kadar genç olmalısın şimdi duymuyor musun sana sesleniyor gül karanfil nilüfer lale orkide menekşe senin için ötüyor tüm kuşlar
vuslata ersin göz kapakların ciğerlerin doysun çiçeklerin hoş rengine kollarını bırak iki yanına kaldır başını
seyret masmavi göğü bulutları sevdaları mutlulukları
sensin bu mutluluğun kaynağı
ve sen olmalısın sevda yolculuğuna çıkmış bu geminin yegâne kaptanı.
Bir daha diyelim ki; ey gönül!
Utanma ve sıkılma söyleyemediğin şeyler için sen değilsin bir tek ve sen yaratılmadın bir tek
boş ver rüzgâr dağıtsın saçlarını sarıl hayallerine sımsıkı beklemekten sıkılma unutma ki kışında yazında var bir baharı
senin dilinle dillenecek busenle kıymetlenecek
kafiyenle hecelerine bölünecek bir yazın yazgınla yaza dönecek geçirdiğin tüm baharların.
Bitsin bu hasret öyle ya bitmeli artık bu hasret Ferhat ölmemeli bu hikâyede Yusuf gözyaşı dökmemeli bu öyküde
ayrılık çizmedim bu dünyaya resmetmedim hiçbir hüznü bu masalda.
Önce heceler birleşmeli
sonra çocukluğum yeşermeli gençlik görünmeli karşı tepeden
bir kulaç yanında Leyla'sı bitmeli
geceye çalmamalı bu gündüz
dillere destan olmalı nâmı.
Sevdayla ve ayın'la ve kaf'la ve şın'la söylenmeli ve aşk konulmalı bu masalın adı.
Sahi.
Aşk koyar mısın bu masalın adını?