Esaretime yenildim;
Ceketimin düğmelerini bir bir açtım yol alıyorum
Avucumda yaşlanmış sevgilerin hüznü
Estikçe özlem rüzgarları
İçim kanadı
nasıl olur ki anlatamadığım bir acı
beni kollarının arasına aldı.
Hüzünlere gam vuran yüreğimde biliyor artık gerçeği
Gözlerimde yitirdiğim sevgini
Şimdilerde gece yarılarında uykumdan olup lanet oku samda kalbimin burukluğuna
Yalnızlığa kelepçelendi bedenim
İki kelimeyi söyleyememenin anlamsızlığı yanımda;
en yakın arkadaşım.
elimde çaresiz aşkımın kadehi parçalandı
zulmün ardında düşü verdim deniz kıyısında
narin bir duygu
gökyüzü deniz
deniz gökyüzü oldu.
gözlerimdeki sansür kalktı sen varsın her yanımda
seni sensiz yaşamayı öğrenmiştim ben halbuki
çığlıkların hapsedildiği karanlık bir odadayım şimdide
gülüyorum nedensiz
bir gün karanlığın içinden çıkan güneşin ben olacağını umut ederek.
henüz ayılamadım ama hissetim yel esti üstüm ıslandı
esaretime yenildim nasihat verilende bendim
kaderime hüküm sağlamıştım oysa
zira yaşadıklarımın gerekçesini de çoktan imzalamıştım.
evvelde küçük bir çocuktum doğru fakat şu an
uçurumun ucunda durmuş menfaatlerin intihar etmesi için
aksini savunduğum tüm yalanları söylemeyi göze alanda benim
şefkate ancak masallarda rastlıyorum artık
çekingenlik duyduğum ümidi kesilmiş sevdiklerimle
vazifem bazen dostane bir bakış
tatlı bir gülümseme ve
sevgimin kudretini aşıladığım kalbimin kabrine çağırmak seni.
borçluyum belki esaretime sabrıma ve cesaretime
istediğim hayat için irade kuvvetime
o istemeden ağlattığım hırçın gözlerime
bir asır geçti üstümden sevgimi esirgemedim de nasiplendim başkalarına
esaretine yenildim belki aşkım ama rüyalarımda
düştüm suskunluk yoluna ilerliyorum arada sırada durup
yumuşak toprakta sen yatıyormuşçasına
ayırmaya çalışırken kum taneciklerini birbirinden
birden uyandım ve utandım kendimden
üstümde bir ışık
etrafımda;
kederde zengin sevgide yoksul onlarca insan
ne oldu sana diyen sesler çığlık oluyordu kulaklarıma varana dek
tüylerim diken diken sessizce uzaklaşıyorum oradan
anlatamam aşkım seni kimseciklere
ben bile inanmak istemezken içimdeki bu çılgın sevgime!!!
Ceketimin düğmelerini bir bir açtım yol alıyorum

Avucumda yaşlanmış sevgilerin hüznü

Estikçe özlem rüzgarları

İçim kanadı


Hüzünlere gam vuran yüreğimde biliyor artık gerçeği

Gözlerimde yitirdiğim sevgini

Şimdilerde gece yarılarında uykumdan olup lanet oku samda kalbimin burukluğuna

Yalnızlığa kelepçelendi bedenim

İki kelimeyi söyleyememenin anlamsızlığı yanımda;
en yakın arkadaşım.
elimde çaresiz aşkımın kadehi parçalandı

zulmün ardında düşü verdim deniz kıyısında

narin bir duygu


gözlerimdeki sansür kalktı sen varsın her yanımda

seni sensiz yaşamayı öğrenmiştim ben halbuki

çığlıkların hapsedildiği karanlık bir odadayım şimdide

gülüyorum nedensiz

bir gün karanlığın içinden çıkan güneşin ben olacağını umut ederek.
henüz ayılamadım ama hissetim yel esti üstüm ıslandı

esaretime yenildim nasihat verilende bendim
kaderime hüküm sağlamıştım oysa

zira yaşadıklarımın gerekçesini de çoktan imzalamıştım.
evvelde küçük bir çocuktum doğru fakat şu an

uçurumun ucunda durmuş menfaatlerin intihar etmesi için

aksini savunduğum tüm yalanları söylemeyi göze alanda benim

şefkate ancak masallarda rastlıyorum artık

çekingenlik duyduğum ümidi kesilmiş sevdiklerimle

vazifem bazen dostane bir bakış

sevgimin kudretini aşıladığım kalbimin kabrine çağırmak seni.
borçluyum belki esaretime sabrıma ve cesaretime

istediğim hayat için irade kuvvetime

o istemeden ağlattığım hırçın gözlerime

bir asır geçti üstümden sevgimi esirgemedim de nasiplendim başkalarına

esaretine yenildim belki aşkım ama rüyalarımda

düştüm suskunluk yoluna ilerliyorum arada sırada durup

yumuşak toprakta sen yatıyormuşçasına

ayırmaya çalışırken kum taneciklerini birbirinden

birden uyandım ve utandım kendimden

üstümde bir ışık

kederde zengin sevgide yoksul onlarca insan

ne oldu sana diyen sesler çığlık oluyordu kulaklarıma varana dek

tüylerim diken diken sessizce uzaklaşıyorum oradan

anlatamam aşkım seni kimseciklere

ben bile inanmak istemezken içimdeki bu çılgın sevgime!!!