Gece Düştün Çığlığımda Gel !
Bir yıldızın daha
Saçlarını tutuşturdu
Gece
Siyah entarisini kuşandığında
Patladı krater ağzından susku
Serpildi toprağa
Ölüme yattı cismim
Ruhum firarda
Ki ölmeden yapamazdı
Her defasında.
Düş/tü-n
Yokluğunda
Ruhuma vururdu
Topyekün acımasız orduları
En korkunç silahlarıyla
Can boşluğuma yediğim süngüleri saymadım!.
Direndim!
Yüksek kaldırımlardan düşerdi sesim
Sessizliğin koynuna
"Avuçlarım buz kesiği"
Zemheri yerleşmiş dudak ucuma.
Çığlığımdan
Sessiz bir çığlık olur bazen
Nefes aldırmaz ruhuna acı
Kulakları sağır edercesine
İner geceden
Prangalar hesapsızca ruhları.
Bin parçaya bölünür de kurtulamazsın!..
Şehrin siyahını kefenleyince güneş
Avuçlarına bırakır yıldızları
Martılar kalkar
Çığlık çığlığa tüm limanlardan
Uyur uyanık adımlarsın yine soğuk sokağı.
Gel
Sabah yeli gibi sokul yanıma
Usulca öp gözlerimden
Su perileri uyansın mutluluktan
Gözyaşı ırmağımda
Çağla
Yıldızlar gitmeden gel
Güneş gibi sıcak
Çiy gibi sessiz
Gölgesiz.
Kaldır bütün mesafeleri aradan
Çırılçıplak gel
Ihlamur kokularıyla
Sokul canıma
Özledim!
İliş ateş böceklerinin kanatlarına
Şiir ol
Gel!
Otur dudaklarıma
Bin yıl da kalkma.
(Ölmek yeğdir sevgi yoksunluğunda)