09-01-2007, Saat: 05:13 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
8,230
-
Konuları:
781
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2006
-
Rep Puanı:
09-01-2007, Saat: 05:14 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
8,230
-
Konuları:
781
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2006
-
Rep Puanı:
:: CiMCiMe :: Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Sessizliğin İçinde Bir Çığlık, Karanlığın İçinde Bir Işık, Yürekte Kapanmaz Bir Yaradır Artık O"
Guzel bir soz..Tesekkurler... rica ederim CİMCİME
09-18-2007, Saat: 01:23 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
8,230
-
Konuları:
781
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2006
-
Rep Puanı:
Sana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor. Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol? İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor.Bulamadım yâr. Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım. Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım. Ben acıyı aşka yama yaptım. Hafife almadım duyuları
Bitiyor zaman. Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor. Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler. Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi. Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim. Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren. Ömrümü ömrünün ardında sürüyen… Kapatıyorum gözlerimi. Hadi git yâr, geldiğin gibi. Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi. Anlamadım yâr Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım? Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş? Hangi şarkıda yarım kalmıştı notamız? Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun? Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi, hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili. Sana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor. Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol? İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor.Bulamadım yâr. Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım. Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım. Ben acıyı aşka yama yaptım. Hafife almadım duyuları. Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı. Acıydı bildiğim aşkın ön adı. Ah yâr gün gün mısralar döktün içime. Yüreğimi sana dair söylenmiş mısralarımla yıkadın. Ben hep sana uzaktım. Yollarda kaybolsam sen önüme çıkan tuzaktın. Ben, her gece gözyaşlarımla yıkadığım masallarımı saçlarına yolladım. Saçlarından kulaklarına musalla taşı gibi bir soğuklukla inip, beni sana anlatır sandım. Yanıldım… Yoruldum yâr Bütün kapılarımı kapatmaya hazırlanıyorum gönlümün. Kimliğimi hediye edip bu şehre, her bir adımımda anıları sürükleyip ardımdan ve rotamı da ekleyip nabzıma gidiyorum… Mutlu günlerin gelmesini bekleyen çehremdeki çizgileri siliyorum. Ceplerimi dolduruyorum yedekteki acılarla. Her sabah yüzümü yıkadığım tavana asıyorum hayallerimi. Ansızın içime düştüğün günden beri ayakları burkuldu ömrümün. Ve ben her gün bir daha ölmek için uyanır oldum uykumdan. Paslandı gözlerim. Sen kendin için kal yâr ben senin için giderim. Bu defa sürgünlere giden yüreğime bedenimi de eklerim. Bağdat olurum yıkılırım kurşunlara. Filistin olurum kalırım duvarlar arasında. Ama yine de İstanbul’u saklarım alınyazımda. Nerede olursam olayım unutma yâr; yarın yeni bir gün ve her yeni günde olduğu gibi senli ölüme hazırlanıyor gönlüm…
__________________
02-24-2008, Saat: 03:54 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
Sevmekten utanma yüreğim! Sevgiyi karalayan utansın!
Bana yüreğimi sığdıramadığım farklı bir hayatı bıraktın isteyerek ya da istemeyerek, oysa ben hiçbir zaman çizmedim aramızdaki mesafelerin sınırını sen hep ulaşılmayacak kadar uzaklardaydın yanı başımda dururken vakitsiz saatlerin yelkovan değirmeninde.
Sana hep ıslak gözlerle baktım o bitmeyen yolculukların ardından.Üzümün üzüme bakarak kararmasını hatırlatıyorsun durmadan bana, çünkü beni görmeyen gözlerine baka baka kendimi göremez oldum.
Dalgaların savurduğu kum taneciklerinden başka bir şey değildim ben hayatında, dilediğince savurdun beni bir o kıyıya bir bu kıyıya, ellerinden küçük bir oyuncak olmaktan kurtaramadım bir türlü kendimi, nasıl ki her dilde çocuğun ağlaması aynıysa benimde hala duygularım değişmedi aslında.
Gerçekten sevenlerin hepsi aynı sever. Hiçbir sevenin sevgisi diğer birinden farklı değildir aslında, bir türlü anlatamadım yüreğimin kabuk bağlayan yanını, sende acımadan deştin yaramı, söktün bütün kabukları azdırdın tuzladın iyileşmesi zor olan sol yanımı.
Kimseye bir şey ispatlamak zorunda değilsin yüreğim, şakaklarına bir ömür dayanmış ki büsbütün yalnızlık, bir yanda yüreğin bir yanda gözlerin karanlığa merhaba derken, artık kıvranmanın alemi yok!
Dik ol!
Sevmek ayıp değil, sevgiyi karalayan utansın
02-25-2008, Saat: 12:12 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
4,883
-
Konuları:
1,208
-
Kayıt Tarihi:
Nov 2006
-
Rep Puanı:
Önünde hasretimi çekeceğin,geceleri eskitip,gündüzleri bekleyeceğin günler var sevgilim.Yaşadığım daha doğrusu yaşayıpta anlayamadığım şeyleri sen göreceksin şimdi...
Yorulduğum ama neden yorulduğumu çözemediğim nice günler geçirdim sen varken,ama yokken!Benim anlayamadığım o kadar çok şey oldu ki,anlayamadığım için sevdim belki,belki kalbimde olupta yanımda olmadığın için..Dedim ya anlayamıyorum!
Zincirlerimi kırıp,yüreğime kanat takıp sevdim seni..Bir ömrü beraber tüketme hevesi(can-i)le,seninle,gecesiyle,gelmek bilmez gündüzüyle bu şehrin!Tüm benliğimi katıp,istenmeyen herşeyi atıp...
Bu değerbilmezliğin her ne kadar eskitse de yüreğimi,kıyamadım ki senden alıp başkasına vermeye kalbimi.Söküklerini dikmeye çalıştığım,yaralar almasına alıştığım bi can taşıyorum içimde artık!
Senden kalan!
Ya da eski bizden...
Her ne kadar ben de ben kalmasa da,seni hala seviyorum...
Kendimi öldürecek kadar değil,sen istedin diye aşkımı bitirecek kadar!!!
Geride olan tek şey,yüreğim...
Ona bile sahip çıkamıyorum artık!
Baksana almış başını sana gitmiş...
02-25-2008, Saat: 12:14 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
744
-
Konuları:
6
-
Kayıt Tarihi:
Sep 2007
-
Rep Puanı:
yazılanlar çokk doğruuu paylaşımn için tşk
02-25-2008, Saat: 12:33 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
4,883
-
Konuları:
1,208
-
Kayıt Tarihi:
Nov 2006
-
Rep Puanı:
Gerek dilim,
Gerek elim,
Gerek se her bir şeyim der ki;
" Halt etmiyeceksin...bekleyeceksin"
Şey...tamam.
Zaten ben ne demiştim ki?
Başım gözüm üstüne ruhum
02-25-2008, Saat: 05:12 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
"Bekliyorum Öyle Bir Havada Gel Ki Vazgeçmek Mümkün Olmasın!!!" diyordu Orhan Veli sevdiğine
Oysa bilmiyordu ki bütün havalarda sen vardın ve tüm hava sen kokuyordu, benim için..
Ama yoktun sen. Gideli çok olmuştu buralardan... Peki neden bu denli sen kokuyor bu şehir... Neden ben senden her vazgeçmek isteyişimde sana doğru koşarken buluyordum kendimi..
Neden bu denli bendesin...
Oysaki hiç istemiyordun bende kalmayı...
Hep böyle değilmidir zaten. Giderken herşeyi toparlayıp küçük bir bavula sığdırmak istersin...
Ama nedense hep biraz fazlalık vardır o küçük valize sığmayan... Birşeyleri eksiltmek gerekir dersin kendi kendine. Ve sen tüm sığdıramadıklarını çıkarırısın teker teker valizinden. Önce birer birer önem sırasına dizersin elindekileri...
Bu sıraya dizme işi kararsızlıkları getırır yanında, ayırt edemezsin hiç birini... ve her baktıgın farklı bır hatıra tasır uzerınde...
Kimilerinde gülüşlerin vardır belki anlamsızdır konuları ama mutlusundur, kimilerinde sevişlerin vardır acıtır ve burkar yuregını.
Bazılarında anlamsız hıçkırıkların saklıdır, yağmurlara karısan ve her yağmurda senı biraz daha eriten. Bazılarında baharların saklıdır.
Belkide bir daha hiç gelmeyeceğine inandığın baharların...
Ve dönüp baktığında hiç birini eksiltemezsin her ne kadar istesende.. Hangini çıkartmak ıstersen iste hayatından, dönüp baktığında için acıyacaktır..
Bir karar verirsin kendince herşeyi bırakacaksındır geriye ve yenı bır sayfayla cıkacaksındır yola.. Hiç birine haksızlık etmek istememişsindir çünkü.
Rahatlamıssındır artık çünkü hiçbirine haksızlık etmemişsindir anılarının ve hatıralarının..
Oysa bilirmisin ki? Giderken hepsi senin peşinden gelmiştir.
Onlar seni bırakamamışlardır.. Onlara ihtiyac duydugun anda hepsı yanında yerini alacaklardır..
Gitmek Sanattır Ey Sevgili...
Hiç sordun mu bunu kendine?
Sen ne kadar başarılı oldun bu Gitmeler Sanatında....
02-25-2008, Saat: 05:13 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
Sensizlikte başladım yeni bir güne... Bu nasıl bir şey biliyor musun? Bilemezsin...
Bilseydin,aynı acıyı sende yaşatsaydın yaşatır mıydın bana bunu...iki gün oldu senle aynı şehirde değiliz.ne kadar tuhaf değil mi? Aynı şehirde olup da seni görmediğim halde sanki uzansam dokunacaktım sana ama burdan asla...
Gözlerim bir noktaya dalmış öyle; duraksadım bir an...karşımda hayalini hatırlıyor da ne düşündüğümü hiç hatırlamıyorum.
Geceyi seviyorum ya! ayrı bir güzelliği var karanlık çöktüğünde sanki bütün rezillikleri kapatıyor.
Offff! Gene yoksun yanımda... seni çok seviyorum ama yazık bunu sen bile bilmiyorsun. Ah sevdiğim yanımda olup da bana sarılmanı nasıl isterdim. Ama olmadı olacak mı dersen, aslaaaaaa......
Üzülme ama sakın ağlama seni sonsuz bir aşkla seviyorum.
Üzülme seni hayalinle yaşatmaya devam ediyorum,
Ne kadar sürer bende bilmiyorum!!!
Balkondayım şimdi,ya sen nerdesin? Bildiğim bir yerde mi?
Belki de sen de gittin benden sonra başka bir şehre kim bilir?
Burayı seviyorum. Denizin dalgasını dinliyor ve kötü değil hep iyi yönünle seni düşünüyorum. Hatalarını hatırlamıyorum,ihanetini unutuyorum.
Evde de kimse yok(!) resmini aldım karşıma, biraz denizi dinliyor, biraz seni seyrediyorum. Neler neler yaşıyorum. Kendimi dinliyorum da çok kızıyorum kendime.... Sonra elime kalemi alıp yazıyorum...
ben senden uzaktayım sevgili,
çok özledim sıcak tenini,
bir gün dönecek misin geri,
yoksa ben mi gelip alayım seni,
sevgili;
sen benim yüreğimsin,
ama sen hiç düşünmez bırakıp gidersin,
seni asla affetmeyeceğim bilirsin....
of ne zordu bu aşk(!)
seni sevmediğimi zannedip gidiyorsun,
aşk değil bu bir sürgün,kaçak
sakın arkaya dönme,
sakın sakın,
çünkü o an anlayacaksın
sana olan sevgimi,
seni seviyorum....
SENİ SEVİYORUM
02-26-2008, Saat: 03:48 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
5,086
-
Konuları:
118
-
Kayıt Tarihi:
Jul 2007
-
Rep Puanı:
Yılgın bir akşam üstü, hayattan kalkışmaya yönelen gönlüme “ölüm” düştü. İskeleden beni çekti halatlar. Islanmış bedenim buz gibi. Tanıdık, tanımadık herkes geldi. Ani kayboluşuyla nefesimin, yarına dair umutlarım askıya alındı. Mutlak bir karanlığa kapanırken gözlerim, mavilere gömüldü aşka özlemlerim. Şiirlerim daha bir değerlendi cansız bedenimin toprağa verilmesiyle. Uzaklardan bir gazel duyuldu. Ahh anneciğim en çok sen yandın biliyorum, birde gözü yaşlı umut’um. Artık rüzgarı hissetmiyorum, ellerimin üşümesini de… Hayatı yakalamak için koşturamıyorum bile. Usul usul yağmur yağıyor, tek bir yatağım var artık bu gökkubbede, tek adresim gökyüzü ve bulutlar.
Ne garip bir his, uzun uzun baktım hayata… Ölüme omuz silktim. Bırakamadım umudumu, elimi tuttu kız çocuğu düşlerim. Bir dost selamında minik bir itfaiyeci kaldırdı üzerimden yangınımı. Yeniden sarıldım kendime, doğrusunu isterseniz henüz hazır değildim ölüme…
Bir anda her şey değişebiliyor…
Zaman zaman tutunamam yaşama, kendime uzak olduğum günlerde ağzımın tadı bozulur. Eser kalmaz gönlümün hüzünle şakalaşan neşesinden… Siz de bilirsiniz işte, kimsesiz bir çocuk gibi kalıverirsiniz gecenin orta yerinde.
Keskin bir bıçak gibi keser yüreğimi hasretler acımadan. Yangın geceyi kucaklar, dargın düşlerime sarılırım neden sonra… Zor büyüdüğüm bir yaşamda sığmaz bedenim gecelere, yaşamın yüzüne dayanır dudaklarım. Tadı damağımda kalan bir çocukluktur özlediğim. Bir camın buğusundan akar giderim menekşe yapraklarına. “ Kal ! ” diyen yoksa anlamlıdır gitmelerim…
Zavallı gönlüm ağlar, savrulan rüzgarla sohbet ederim yaprak misali. Hiç mi esmez kavak yelleri. Tomurcuklanırken kirpiklerimde hüzün, geceler sevişir günle… Yıldızlar yüklenir sevdanın izlerini, karanlığı deler sancılarım. Dudaklarım bir türkü mırıldanır, yıkılır hayallerim. Neden bilmem, gidemem… Kalamam da…
Mevsimler gelir geçer ard arda, benden alır hep. Geceler uzadıkça benden götürür umutları. Sonu gelmez karanlıklara, gülümseyerek kazırım adını. Tek bir hücrem kalmaz hüznün değmediği. Bir kenara bırakırım tomurcuklu dal uçlarımı masum bir fidan gibi.
Tık, tık, tık… Çalmaz bu kez kapı. Gidişlerin ayak sesleridir bunlar. Ayrılık da bir kaderdir der, susarım yıllar aşka çare olmadıkça. Başka bir şey istemem aslında, ayrılmamak bana yeterken. Ölüm dedim ya, aslında bu ölümden beter. Susarım, konuşamam. Oysa söyleyecek öyle çok şey var ki. Rüyalardan dökülen bir yaprak gibi, kopar giderim sonbaharın kucağından. Hazan bitmeden kavuşurum yokluğa. Hüzünlere dalan hiçbir yürek, ben atmayacak bilirim. İllaki sıfırlanacak beyaz düşlerim karanlıkla.
Mısraların yalınayak üzerime gelir, mutluluğun halılarını sererim yollarına. Basıp geçersin. Yine de gülüşlerimle okşarım, dize dize uzanan ellerini. Yakın etsem uzakları, yangınlarını alıp gelir misin ki…
Koynumda yaralı düşlerim
İki dudak arasında yüreğim
Soldu güllerim
Sustum
Pustum gözyaşlarıma
Bir papatya falı ümitlerim
Ağlamaklı gözlerim
Bu zindanlar senin emanetin…
buda benden
|