09-02-2009, Saat: 01:55 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,992
-
Konuları:
112
-
Kayıt Tarihi:
Mar 2009
-
Rep Puanı:
Cebimde yeni kelimeler var
Kelimeleri turetmeye calisirken
Ya kelimeler anlamsizlasiyor
Ya da hayat ve ben.
Cebimde yeni kelimeler var
Eskileri aliyor, yenileri satiyorum
Her sabah yeni bir gun dogarken
Ben sadece seni yasiyorum.
Cebimde yeni kelimeler var
Anlamini bilemedigim bir huzun parcasi goruyorum
Yeni kelimelerle gelen aski
İlk defa seninle tadiyorum...
Cebimde yeni kelimeler var
Hayal mi, yoksa gercek mi bilemiyorum
Ellerimi tutarken sen
Ben sadece gozlerine bakiyorum.
Cebimde yeni kelimeler var
Şimdi yuregimde bir mutluluk kipirtisi
Gokyuzune bakiyorum
Seni her nefeste bir kez daha yasiyorum.
Cebimde yeni kelimeler var
Artik dogan gunesi seninle karsiliyorum
Askin anlamini degistiriyor
Mutlulugu ikimize adiyorum..[url=http://www.duygusuz.com/cikis.php?url=http://www.duygusuz.com/forum/../cikis.php?url=http://groups.yahoo.com/group/magic-moment][/url]
12-18-2009, Saat: 04:42 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,992
-
Konuları:
112
-
Kayıt Tarihi:
Mar 2009
-
Rep Puanı:
[SIZE=3]Her Veda Çıktığı Kapıyı Açık Bırakır!
Ayrılık, yarımların acısını bırakır ömrümüzün herhangi bir vaktine. .Yaşanılan acı sadece bir sözcüğün sıradanlığına sığdırılmıştır. Oysa o, soluk alıp verilen her dakikada saklıdır. Gecenin karanlığı ile gelen sızı, göçmen kuşların kanadına takılan sevinç, kuzeyden esen rüzgarın kokusu, sonsuz dokunuştur ayrılık. . .
Giden biraz yaşanmışlık biraz da yaşanacak şeyler götürmüştür. Biraz kendi ömründen biraz da onun ömründendir götürdüğü. Oysa gözlerdeki ıssızlıkta bulunmuştur aranılan. Hiç bir bencillik kıyılarına uğramadan yanaşılan bir limandır yaşanılan. Onca kalabalığın içinde çırılçıplak bulunulan yalnızlıktır paylaştıkları. Uzun zamanlardan topladıklarıdır birbirlerine sundukları. Giden götürmüştür bir ömür biriktirdiği acıları da. . .
Bir kuş kanadının çırpınışı kadar kısadır. Her şey bir anda bitiverir. Bulunduğu gibi, yüreğe kabul edildiği gibi, anlaşıldığı gibi değildir bu. Zamanın hızı daha acımasızca işler terk edişin durağında. Başlarken duyulan kaygıların dizildiği, kuşkuların yer edindiği kadar uzun değildir ömrü. İki kirpiğin buluşma anından daha hızlıdır bazen ayrılık. O ilmek ilmek işlenen, günlerce diller dökülen ve bin türlü acının içinden süzülerek getirilen sözcüklerin sihrinden yoksundur. . .
Çünkü hiçbir yıkımın hassaslığa ihtiyacı yoktur. Onda ayrıntı da yoktur. O sadece yıkar giderken... ve yıkım zaman ile bir bağ kurmaz. Çünkü zamanın yeri yoktur gidenin bıraktığı yerde. Giden zamanı da almıştır yanında, gelecek geçmişin gölgesindedir artık. . .
Mısralara sığmaz olur acının derinliği. Uçurumlar ile kıyaslanır yalnızlık. Uçurum kenarında gezer güzel ve acı anılar. Her seferinde kalandır bu uçuruma devrilen.Ve hep kalandır anıların cenderesinde boğulan. Fırtınalarda kaybolan, girdaplara takılan. Bilir ki kurtulduğu her fırtınadan, çıktığı her kuytuluktan yokluğu duyacaktır. Bundandır ki hep kalan, ayrılığın nedenlerini düşünür uzun uzun. Bir kuyunun derinliklerinde bulacağı ışığın onu getireceğini sanarcasına. . .
Çaresiz kalınca, sanık sandalyesini kurar. Bir kendini oturtur bir de gideni. Ama bulamaz suçu tespit eden bir delil. Hep pişmanlıktır gelip dilinin ucuna dolanan. Ve güzele dair anlara kızmaya başlar. Güzel anlardan pişmanlıklar gelip oturur içine. İşte o zaman gerçekten bitmiştir aşk. Yaşadığın güzellikten duyulan pişmanlık bitirir her şeyi. Oysa kızılan ayrılıktır. Ayrılanın acımasızlığıdır. Belki de tanınamayandır kızılan. Giden hep bir kapı aralamıştır kendine. Bir perde çekemez yaşadıklarına ama daha bir güvenle bakar hayatına. . .
Oysa hep bir kırık ayna taşır yanında ve her düşündüğünde aşkı o aynadan bakar kendine. Belki de kalandan beklediği itaattir, kabulleniştir, sesindeki çaresizliği hissediştir. Bilmez ki ne büyük bir yalnızlıktır içine düştüğü. Çünkü her veda kötü bir alışkanlık bırakır insanın hayatına. Veda ettiğin gibi edilen olmanın da korkusunu salar yüreğine. O, acımasızlığın nasıl olduğunu bilir. Bunun içindir ki, aşkı bir önceki gibi yaşayamaz. Çünkü aşkta acıma olmadığı gibi acımasızlığa da yer yoktur. Bu nedenle her yeni aşka bu korkunun gölgesinde başlar giden. Artık giden değil kalan olmanın korkusu taşıyandır. .
Her ayrılık, bir filmin sahnelerini bir romanın sayfalarını andırır. Bu yara bir daha asla kapanmaz ve hiçbir ilaç iyileştirmez sanılır. Artık ne kuşların kanatlarına takılan sevinci duyumsar, ne bir çocuğun tebessümünü fark eder ne de ağlamak onu teselli eder. O sadece, yalnızlığının girdabında nasıl boğulduğunu düşünür. Her ayrılık, bitmişliğin veya zor ile kazanılanın kolay kaybedilmesinin kabullenilmemesidir; kendisine sorulmadan alınan bu kararın incittiği onur, sevgi sözlerinin ardında gizlenmiş olan terk edişin bir anda bilinmesidir ayrılık acısı. . .
Her veda çıktığı kapıyı açık bırakır. Arkasından kapatmaz, kapatamaz. Çünkü o arkasına bakmadan gidendir. Arkaya bakmanın, bıraktığı yıkıntıyı görmenin anılarında silinmeyen bir acının resmini çizeceğini bilir. Bu nedenle hiçbir veda arkasına bakmaz ve bu nedenledir ki, çıktığı kapıyı kapatmaz. Oysa. . ; Her veda şunu hep unutur. . ; Her aşk bir veda kapısından girer. . .
(a)[/SIZE]
12-18-2009, Saat: 07:30 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
8,741
-
Konuları:
736
-
Kayıt Tarihi:
Jul 2007
-
Rep Puanı:
bu da benden...
Sen yokken bekLemeyi öğrendim
BekLerken seni ne kadar sevdiğimi
Sen yokken kaLbimin sesini dinLedim
Bitmeyen geceLerde seni bekLedim
Sen yokken susmasını değiL
yamurLarLa , rüzgarLarLa ,toprakLarLA konuşmasını öğrendim
Sen yokken SONBAHARDAN haber görnderdim
şiir defterim en güzL şiiri bu
12-19-2009, Saat: 06:36 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,992
-
Konuları:
112
-
Kayıt Tarihi:
Mar 2009
-
Rep Puanı:
12-19-2009, Saat: 10:50 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
8,741
-
Konuları:
736
-
Kayıt Tarihi:
Jul 2007
-
Rep Puanı:
12-30-2009, Saat: 04:36 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,992
-
Konuları:
112
-
Kayıt Tarihi:
Mar 2009
-
Rep Puanı:
[SIZE=4][b][i][/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][/SIZE][/b]
[SIZE=4][b][i] Sevdiğin için kıyarlar sana..... [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][/SIZE][/b]
[SIZE=4][b][i] Güvenirsin çok seversen. Güvenmemek elinden gelmez çünkü. Olduğu gibi kabul edersin çok seversen. Her yönüyle seversin. Yüreğini ortaya koyarsın derinden seversen eğer. Sözcüklere bile dökmezsin sevgini her zaman. Eylemlerinle kanıtlarsın kendini. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] Ama bu topraklarda böyle sevdiğin için hata yaptığını çok sonraları anlarsın ne yazık ki... [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] İnsanların casus gibi sahte kimliklerle ortalarda dolaştığı bir coğrafyada, seni anlayacak insan sayısı iki elin parmağını zor geçer. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] Bunun içindir ki çok seversen, acı çektirirler sana. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] Çok sevdiğin için sevgin kullanılır. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] Çok sevdiğin için saf muamelesi görürsün. Sevgine hileyi bulaştırmadığın için aptalların sınıfına kaldırıp atarlar seni. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] Sevdiğin için özgür bırakırsın. Ama sevmediğin için özgür bıraktığını düşünür insanlar. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] Çok sevdiğin için elinden geleni yaparsın. Ama bu senin görevinmiş gibi algılanır çok geçmeden. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] Gözün ondan başkasını görmez çok sevdiğin için. Ama bunun, sevdiğinin elinde bir oyuncak olmak anlamina geldiğini öğrenirsin bir süre sonra. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] Çok sevdiğin için kimseyle kıyaslamazsın sevgiliyi. Ama o senden daha - güçlü - olan herkese göz kırpar çaktırmadan. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] "Adam gibi" sevmenin yasaklandığı bir yerde, ne kadar çok seversen o kadar acı çekersin. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][/SIZE][/b]
[SIZE=4][b][i] Ve sevdiğin için kıyamazsın. [/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i][/SIZE][/i][/b]
[SIZE=4][b][i] AMA SEVDİÄžİN İÇİN KIYARLAR SANA...!![/SIZE][/i][/b]
01-16-2010, Saat: 01:46 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,992
-
Konuları:
112
-
Kayıt Tarihi:
Mar 2009
-
Rep Puanı:
Bir adı vardı ve adı aşktı
Sevgiydi yumak yumak öpücük gibi konan yanağa
Bir tat bir dokunuştu usulca kalbime
Onun adı aşktı aşk
Sevgisiydi zamansız, zamansızlığa kadarda severdi
Öpücük sıcaklığında buğusu kalırdı yanaklarımda
Sarıldığı kadar kaybolurdum kalbinde
Kalbi kadarda sıcaktı sarılışı
Bırakılması güç ayrılması imkansız
Sonsuzca sürmesini istediğim bir evrendi
Dokunduğu kadar damakta kalırdı tadı
Hiçbir zaman bıkmadığım bir film gibi sanki
İzledikçe heyecanlar içinde savrulduğum
Hiç bitmesin….Hiç gitmesin
Yanımda olsun diyip te uçmasından korkmak gibiydi
Sevmelerim sonsuzluktu ve o sonsuzdu içimde büyüyen
Bu sanaydı ve senin adın aşktı aşk.
01-16-2010, Saat: 01:49 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,992
-
Konuları:
112
-
Kayıt Tarihi:
Mar 2009
-
Rep Puanı:
Ben hala İstanbul'dayım...
Buram buram saçların kokuyor marmara..!
gel bir kez daha okuyalım o türküyü
Bırakma beni İstanbul'larda!
Nefret ediyorum Adalar'dan , Galata'dan
Nefret ediyorum, kargaşadan
Sana en uzak il'deyim
Ben hala İstanbul'dayım.
Hiçbir iz yok ama senden Marmara'da
Gel bir kez daha coşalım o duyguya
Ne kadar aynısı olur bilmem..
Ama bırakma beni işte.!
Bırakma İstanbul'larda.
Nefret ediyorum çünkü Beyoğlu'ndan,Taksim'den..
Senin sakinliğinden en uzak il'de,
Kargaşadayım...!
Gel bir kez daha okuyalım o türküyü!
''ben ateşe senle düştüm.
sen yanarsın da ben yanmam mı sanırsın?
sen köz oldun da ben küllendim mi sanırsın? ''
01-16-2010, Saat: 01:58 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
12,862
-
Konuları:
2,424
-
Kayıt Tarihi:
Nov 2008
-
Rep Puanı:
Çok uzaktayım şimdi...
Film bitti. O telaşlı ve heyecanlı kalabalık... .. Bitti...
Salon boşaldı.
Işıklar söndü.
Herkes gitti.
Ben buradayım. Ve burası çok uzak...
01-16-2010, Saat: 02:20 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,992
-
Konuları:
112
-
Kayıt Tarihi:
Mar 2009
-
Rep Puanı:
CADDELERDE RÜZGÂR, AKLIMDA AŞK...
Caddelerde sisli, puslu bir kış ikindisi.
Ağaçlarda salkım salkım eski zamanlardan kalma anılar...
Yapraklarda yere düşmeye hazırlanan yağmur damlaları...
Bir yaprak kıpırdıyor işte, gümüşi bir damla usulca yere düşüyor.
Sen sanki, yaprakların arasından bana müzipçe gülüyorsun.
Beni her zaman şaşırtırsın zaten. Beni her zaman güldürmeyi bilirsin.
Farkına bile varmadan bir şarkı dökülüyor dudaklarımdan
"Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var."
Rüzgâr keskin ıslığı ile şarkıma eşlik ediyor.
İstasyon Caddesi'nin tenhalığı nedense ilk defa içime dokunuyor.
Arabaya binsem ve birlikte gezdiğimiz yerlere gitsem,
evimde şiirler okuyarak telefonunu beklesem,
telefonunun gelmediği zaman seni başka yerlerde arasam.
Sonra sen gelsen yanıma, yine "seviyorum" desen,
ben yine senin gözlerinde sorsuzluğa mahkum edilen aşkımı görsem.
Ayrıca şarkılar gerçek oldu bu kez.
Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var.
Yalnızım, üşüyorum, özlediğimse çok uzaklarda.
Bahçeme melekler yağıyor, hepsi de tanıdık.
Senden doğan, gözlerinde hayat bulan, bizi koruyan,
kollayan ve en önemlisi ikimizi bir araya getiren melekler...
Son kez yine seninle gezmiştik oraları.
Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.
Benimse herşeyim aynı.
Geceleri bodrum katlarına yağmur daha çok yağıyormuş,
bugünlerde bir tek bunu ögrendim.
Bir de geceleri daha uzun sanki, bitmek bilmiyor.
Bana anlatmak için neler biriktirdin içinde?
Benim sana anlatacağım yeni birşeyler yok.
Dedim ya, her şey aynı.
Ama sanki biraz mahsunluk çöktü üzerime,
bir de gülüşlerim sanki biraz azaldı.
Sen olsaydın hemen anlardın. Sen benim herşeyimdin.
Arkadaşım, dostum, öğretmenim, talebem, sevdiğim.
Koşulsuz bir sevgiyle sevdim seni, bağlandım.
Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın,
Uzak bir şehrindesin şimdi.
Benimse içimde kocaman bir boşluk var. Hayır,
Üzülmüyorum, içimdeki boşlukta birtek özlemin yankılanıyor.
Hayır, sana anlatmak için yeni şeyler biriktirmiyorum içimde,
çok istesen hikayeler uydururum.
Ama hikayelerimden önce itiraflarım olacak.
Kendimden bile gizlediğim duygularımın itirafları.
Sana aşık olmaktan delice korktuğumu,
sana bakarken içimin titrediğini.
Daha pek çok, sırrımı anlatacağım sana.
Gerçi anlatmama gerek yok,
sen zaten hepsinin çoktan farkındasın... Sen kimbilir,
belki de uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.
Bense odamda senden uzak.
Hayır beni merak etme, üzülmüyorum.
Biliyorum, ikimizde yoktuk bu aşk başladığında
ve çok iyi biliyorum,
sonsuzluğa mahkum edildi bizim aşkımız.
Dedim ya, beni merak etme. Üzülmüyorum.
Yalnızca biraz, biraz üşüyorum...
|