Terkedildiğim günün ilk sabahıydı...
Farklı bir sabah ve tatsız bir kahvaltı...
Evde, ayrılık akşamlarından kalma hüzün. Bir kaç viski şişesi ve yerdeki çerez kabukları...
Masanın üzerine iki viski kadehi bir kağıt bir de kalem...
Ansızın kapı çaldı, yavaş adımlarla kapıya ilerlerken aklıma binbir soru işareti.
Ve o meşhur soru; Kim o?
Sessiz ve ürkek bir ses tonuyla, ben lisa...
Kapıyı açtığımda karşımdakinin terkeden sevgili olduğunu görmem başımdan kaynar sular dökülmesine yetti...
Şok olduğumun ilk dakikasında o içeri ilk adımını atmıştı bile...
Yavaş adımlarla yürüdü, sırtım ona dönüktü ve duyuyordum adımlarını...
Arkamı döndüğümde masanın iki sandalyesinden birine oturduğunu gördüm.
Yanına gittim ve gider gitmez hesap sordu;
"Ben gider gitmez bulmuşsun birini, Kim bu kadehin sahibi!?"
Kağıdı al ve sesli oku dedim; Okudu...
"Hoşgeldin yalnızlığım, yine başbaşayız. Birer kadeh viskiye ne dersin?