Unutmaya çalıştıklarım arasında en çok seni hatırladım her geçen gün ve saniye.
Unutmak değilde bu teselli ikramiyesi gibiydi ayrılık ertesinin.
Kazandığım hiç bir şey yokken , kaybettiklerim raflara dizili kitaplar gibi sırıtıyorlardı bana.
…En tozu raflara koymak bile alıkoyamıyordu ellerimi senden.
Elime bulaşan ayrılığın kırıntılarını ne kadar yıkasamda çıkmadı ellerimden.
Dezenfekte edilmiş bir sevdadan hala virüs kapıyordu sol yanım.
En ağır kanamalı hastalar bölümünde müşade altında tutuyorlardı beni.
Öyle ki deli rolü verilmiş gibi bağlamışlardı sana kanayan ellerimi.
Her saat başı sen değerlerimi ölçüyorlar.
Bilseler ki sensizlik değerlerim yüksek dozajını artırmazlardı böylesine.
Cinayete davet çıkarıyorlar.
Nasıl böyle kanıma kadar işledin ki.
Kaç şırıngayla girdin damarıma hatırlamıyorum sarhoşluğuma ver.
Ah yine vurdun aklıma seni istiyorum sen değerlerim düşüyor , yenile kendini bana.
Durma öyle morfinim olan gözlerini göster acım hafifler birazda olsa.
Yok hayır ellerini istiyorum çek fişini makinelerin ellerin yeter bana.
Oh şimdi biraz iyiyim.
Kaç uykusuz gece istiyorsun söyle hazırım gözlerimi kapamamaya.
Yüreğimi de bağışlayabilirim zafer bölümüne söz madalyayı da ben asarım boynuna.
Ama seni kanımdan mahrum bırakma.
Anla işte bağışıklık sistemim sana uyarlı artık.
Rengi siyah bir yalnızlıklı mı bulmalı yoksa.
Koklamaya da gerek yok sen isen eğer geçirebilirler damarlarıma en pis biçimde.
Bulaşıcı bir hastalık bu kimselere dokunamıyorum sadece benim ol diye.
Sağ kolumla , sol kolum arasında kıyametler kopuyor en çok hangisi delik deşik en çok hangisi hakediyor seni.
Morardı bak sensizliğimin yüzü , yüzünü yüz göz edeli benden.
Ne zaman alacaklar beni sol kapakcığına , düzenli bir ölüme ihtiyacım var şu sıralar.
Böyle sen çekişir gibi yaşamak hemşirenin sus payını düşürüyor günceme.
Beni gören herkes fısıldaşıyor biliyorum yaşama ihtimalin ihtimallerin bile binde biri.
Kangiren umutlarımı yetmiyor hiç bir yara bandı sarmaya.
Yaralarım açıkta dolaşıyorum bu aralar.
Polyanacılık rolü hiç bu kadar yakışmamıştı bana.
Olmayışını en aza indirgendiriyor bu halim sen yoksun ama olsun hayalin var diyorum.
Kısaca en şizofren hallerdeyim yine kendimi sende görüyorum.
Kendimi hatırlat bana şizofren sevdam…
Unutmak değilde bu teselli ikramiyesi gibiydi ayrılık ertesinin.
Kazandığım hiç bir şey yokken , kaybettiklerim raflara dizili kitaplar gibi sırıtıyorlardı bana.
…En tozu raflara koymak bile alıkoyamıyordu ellerimi senden.
Elime bulaşan ayrılığın kırıntılarını ne kadar yıkasamda çıkmadı ellerimden.
Dezenfekte edilmiş bir sevdadan hala virüs kapıyordu sol yanım.
En ağır kanamalı hastalar bölümünde müşade altında tutuyorlardı beni.
Öyle ki deli rolü verilmiş gibi bağlamışlardı sana kanayan ellerimi.
Her saat başı sen değerlerimi ölçüyorlar.
Bilseler ki sensizlik değerlerim yüksek dozajını artırmazlardı böylesine.
Cinayete davet çıkarıyorlar.
Nasıl böyle kanıma kadar işledin ki.
Kaç şırıngayla girdin damarıma hatırlamıyorum sarhoşluğuma ver.
Ah yine vurdun aklıma seni istiyorum sen değerlerim düşüyor , yenile kendini bana.
Durma öyle morfinim olan gözlerini göster acım hafifler birazda olsa.
Yok hayır ellerini istiyorum çek fişini makinelerin ellerin yeter bana.
Oh şimdi biraz iyiyim.
Kaç uykusuz gece istiyorsun söyle hazırım gözlerimi kapamamaya.
Yüreğimi de bağışlayabilirim zafer bölümüne söz madalyayı da ben asarım boynuna.
Ama seni kanımdan mahrum bırakma.
Anla işte bağışıklık sistemim sana uyarlı artık.
Rengi siyah bir yalnızlıklı mı bulmalı yoksa.
Koklamaya da gerek yok sen isen eğer geçirebilirler damarlarıma en pis biçimde.
Bulaşıcı bir hastalık bu kimselere dokunamıyorum sadece benim ol diye.
Sağ kolumla , sol kolum arasında kıyametler kopuyor en çok hangisi delik deşik en çok hangisi hakediyor seni.
Morardı bak sensizliğimin yüzü , yüzünü yüz göz edeli benden.
Ne zaman alacaklar beni sol kapakcığına , düzenli bir ölüme ihtiyacım var şu sıralar.
Böyle sen çekişir gibi yaşamak hemşirenin sus payını düşürüyor günceme.
Beni gören herkes fısıldaşıyor biliyorum yaşama ihtimalin ihtimallerin bile binde biri.
Kangiren umutlarımı yetmiyor hiç bir yara bandı sarmaya.
Yaralarım açıkta dolaşıyorum bu aralar.
Polyanacılık rolü hiç bu kadar yakışmamıştı bana.
Olmayışını en aza indirgendiriyor bu halim sen yoksun ama olsun hayalin var diyorum.
Kısaca en şizofren hallerdeyim yine kendimi sende görüyorum.
Kendimi hatırlat bana şizofren sevdam…
Şiir : Gökhan Sarı
Yorum : Kahraman Tazeoğlu
Alıntıdır
Yorum : Kahraman Tazeoğlu
Alıntıdır