...
Sen yoksun kuru bir mevsime takılır gözyaşlarım Ve ardından adı sen olan yağmurlar yağar. Susar seni anlattığım gök bir asrın ahvaliyle. Şefkime vurur hüzün sana koşarım şiirimle. Küserim sana umulmaz zamanlarda. Seni anlattığım gökyüzünden bulutlar gecer bir bir. Martılar konar yürüdüğümüz yollara bir ikindi vakti. Ve ben uzatırım ellerimi sana yokluğuna .Gözlerinde açan bir gülün soluşuyla bendeki sen adına koşarım sana. Sen bilmezsin Bir şiir dolanır dilime adından Şehrin boş ve arka sokaklarında bağıra bağıra söylerim adını kendi sesimi yine kendim dinlerim... Kediler geçer önümden Yokluğunun sesine katılır gülüşlerim İçimdeki kendimle ben sana gelirim. Bilmezsin... Oyuncakları kırılmış bir çocuğun öfkeyle elinde ne varsa etrafa savuruşunu Dudak bukup ağlayışını. Ve bilmezsin kırılan herhangi bir şeyin aslından kopuşunu.... Sen ki : Öfkelerimin ve kararsızlıklarımın anne yürekli merhametisin ve sen benim etrafa savrulmuş gülüşlerimin matemisin... Sen benim baktığım denizlerin görünmeyen ufku kadar sonsuz sahipsiz bir teknenin sürüklendiği suyu kadar kaderimsin Ve sen benim böldüğüm bir parça ekmekteki alın terimsin.... Sen bilmezsin gece yarılarının sessizliğini Ansızın alıp götürdüğünü düşlerimi. Karşımda dans eden bir peri kızının yalancı güzelliğini bilmezsin Sonsuzluğa uzanan zamanın herhangi bir yerinde. Karşına çıkıp ve diz çöküp önünde ''Aşk ki seven bir yüreğin çığlığıdır sana sonsuz kere kendimi getirdim'' deyişimi bilmezsin... Gülüşü yıldızları endama ceken yar Bir bakışın yeter açtırmaya içimde solan çiçekleri Neden hâla yoksun? Ve sen yoksun biliyorum acır içim. Özlemin sarar gülüşümü Sonra boğazıma dolanır söylediğim sözler. Yetiştirdiğim çiçekler solar. Ve susar şarkı sözlerisı çocukluğumun.. Sen yoksun biliyorum ağlar gözlerim hudutsuz. Takvim yapraklarından süzülür cesaretim. Aşk için ölen bedenim gözbebeklerini giyer bir gece vakti. Her ikindi bir yolculuktur sana. Dokunmak için köşede kalmış gözyaşına. Sen yoksun kuru bir mevsime takılır gözyaşlarım. Ve ardından adı sen olan yağmurlar yağar. Islanır cesaret yüzlü yalanlarım. Buğulu bir camda yazılı kalır adın. Her odaya sinmiş kokunu çekip içime bendeki sen için kendimi arzularım. Şimdi Sensiz gecen zamanları dolayıp gözlerine yine seninle yürüyeceğim sensizliğe. Ellerimde solmuş karanfilleri sensiz mevsimlerin. Ve gözlerimde kurumayan bir hasret. Vakit sensizliğin ertesi Sensizliğin ölümü aşkın son hali...
Sen yoksun kuru bir mevsime takılır gözyaşlarım Ve ardından adı sen olan yağmurlar yağar. Susar seni anlattığım gök bir asrın ahvaliyle. Şefkime vurur hüzün sana koşarım şiirimle. Küserim sana umulmaz zamanlarda. Seni anlattığım gökyüzünden bulutlar gecer bir bir. Martılar konar yürüdüğümüz yollara bir ikindi vakti. Ve ben uzatırım ellerimi sana yokluğuna .Gözlerinde açan bir gülün soluşuyla bendeki sen adına koşarım sana. Sen bilmezsin Bir şiir dolanır dilime adından Şehrin boş ve arka sokaklarında bağıra bağıra söylerim adını kendi sesimi yine kendim dinlerim... Kediler geçer önümden Yokluğunun sesine katılır gülüşlerim İçimdeki kendimle ben sana gelirim. Bilmezsin... Oyuncakları kırılmış bir çocuğun öfkeyle elinde ne varsa etrafa savuruşunu Dudak bukup ağlayışını. Ve bilmezsin kırılan herhangi bir şeyin aslından kopuşunu.... Sen ki : Öfkelerimin ve kararsızlıklarımın anne yürekli merhametisin ve sen benim etrafa savrulmuş gülüşlerimin matemisin... Sen benim baktığım denizlerin görünmeyen ufku kadar sonsuz sahipsiz bir teknenin sürüklendiği suyu kadar kaderimsin Ve sen benim böldüğüm bir parça ekmekteki alın terimsin.... Sen bilmezsin gece yarılarının sessizliğini Ansızın alıp götürdüğünü düşlerimi. Karşımda dans eden bir peri kızının yalancı güzelliğini bilmezsin Sonsuzluğa uzanan zamanın herhangi bir yerinde. Karşına çıkıp ve diz çöküp önünde ''Aşk ki seven bir yüreğin çığlığıdır sana sonsuz kere kendimi getirdim'' deyişimi bilmezsin... Gülüşü yıldızları endama ceken yar Bir bakışın yeter açtırmaya içimde solan çiçekleri Neden hâla yoksun? Ve sen yoksun biliyorum acır içim. Özlemin sarar gülüşümü Sonra boğazıma dolanır söylediğim sözler. Yetiştirdiğim çiçekler solar. Ve susar şarkı sözlerisı çocukluğumun.. Sen yoksun biliyorum ağlar gözlerim hudutsuz. Takvim yapraklarından süzülür cesaretim. Aşk için ölen bedenim gözbebeklerini giyer bir gece vakti. Her ikindi bir yolculuktur sana. Dokunmak için köşede kalmış gözyaşına. Sen yoksun kuru bir mevsime takılır gözyaşlarım. Ve ardından adı sen olan yağmurlar yağar. Islanır cesaret yüzlü yalanlarım. Buğulu bir camda yazılı kalır adın. Her odaya sinmiş kokunu çekip içime bendeki sen için kendimi arzularım. Şimdi Sensiz gecen zamanları dolayıp gözlerine yine seninle yürüyeceğim sensizliğe. Ellerimde solmuş karanfilleri sensiz mevsimlerin. Ve gözlerimde kurumayan bir hasret. Vakit sensizliğin ertesi Sensizliğin ölümü aşkın son hali...