Ustayı arıyorum sormak için, aşkı bana tarif et diye soracağım. Hani balıkçı yağmurluğu giyerler ya sarı renkli. Sahilleri dolaştım, barınakları dolaştım. Birkaç yelek giyen gördüm ama ekmeğinin derdindeler. Eller nasır tutmuş. Alınları, gözleri kırışık dolmuş. Kim bilir ne sıkıntılar çekmişler. Belki çok büyük bir aşk yaşadılar belki de büyük bir acı. Bakıyorsun, görüyorsun ama ne çektiğini anlayamıyorsun ki. Geçerken yanından usulca seni fark etmiyor bile. Kalbindeki yangınla yapa yalnızsın. O dayı acı çekerken de yapa yalnızdı. Arkadaşları geldi yanına. Yanındayız usta dediler. Seni asla yalnız bırakmayacağız dediler. Öyle de yaptılar. Çok delikanlı adamlardı. O akşam oturdular birkaç kadeh birşeyler içtiler. Herkes kendi derdinden bahsetti. Ustanın kafası biraz güzel olmuştu. Üşüyordu aslında. Ama arkadaşlarının derdini dinledi. Meğer ne çok dertleri varmış. Saat geç oldu. Kalktılar oturdukları yerden. Eve gitti usta. Uzandı yatağına. Yapayalnızdı. Sarıldı uayağındaki boş yastığa. Oysa bir kaç gün önce o yastığa mis kokan kokulu başka birisi baş koymuştu. İşte bu ustaya çok ağır geldi. Ama çaresi yoktu. Yapacağı birşey de yoktu. Sessizce sarıldı gözlerinden süzülen yaşlarla. Eğer yastık boş olmasaydı böyle mi olurdu. Kulağına neler fısıldardı kim bilir yastığın sahibine. İçine attı bütün cümleleri. Bir an yanında hissetti onu. İçkiyi çok kaçırmsa sabaha kadar uyuyamazdı. Çok sürmedi uyuması. Zaten üşümüştü. Üstünü de örtmemiş. Sabaha kadar üstü açık kalmıştı. Oysa o olsa böyle mi olurdu. Ustayı sarıp sarmalar, üstü açık kalmasa bile üşütmezdi. Ama öyle olmadı.
Kim biliyor ki o ustanın ne yaşadığını. O saçları neden beyazladı, alnındaki her bir çizgi oluşurken usta ne yaşadı.
Ustanın derdi kendine yetet. Ben ustaya ne sorabilirim ki. Zaten usta beni de fark etmedi bile. . Fark etse ne olurdu ki. Herkesin kalbi kendine özeldi. Üşüyen hep tek başına üşüyordu. Bu dünyada kimmbilir ne büyük aşklar yaşandı. Kimisi meşhur oldu, kimisi kalbine gömdü gitti.
Aslolan aşkı gerçekten yaşayabilmekti. Çünkü bu dünyada aşkı yaşayamadan göçüp giden niceleri vardı.
Kim biliyor ki o ustanın ne yaşadığını. O saçları neden beyazladı, alnındaki her bir çizgi oluşurken usta ne yaşadı.
Ustanın derdi kendine yetet. Ben ustaya ne sorabilirim ki. Zaten usta beni de fark etmedi bile. . Fark etse ne olurdu ki. Herkesin kalbi kendine özeldi. Üşüyen hep tek başına üşüyordu. Bu dünyada kimmbilir ne büyük aşklar yaşandı. Kimisi meşhur oldu, kimisi kalbine gömdü gitti.
Aslolan aşkı gerçekten yaşayabilmekti. Çünkü bu dünyada aşkı yaşayamadan göçüp giden niceleri vardı.