Son sözümdü, bir alacakaranlık vakti söylenen.
Dinlemedin, dinleyemedin!
Sen de Ben de tükenmiştik... tıkamıştık kulaklarımızı, ne duyabilirdik ki?
Hiç koca bir hiç!
Umutlar, umutlarımız vardı bizim. Onlar bir pencereden girip öbür pencereden kaçamak yapıyordu, yakalayamadık umutlarımızın cereyanını...
Sen izin vermedin...
Yalvarmıştım Sana, hatırlar mısın?
Hadi hatırla !
Tut, tut onları, hadi sevgilim!
Tutamadın! Bıraktın, üstelik tam da yakalamıştın ensesinden..
Uçtum! Uçurdun!
Kanatlarım benden habersizdi, çırptı, çırpıldı.. Hem de kara kışı bile umursamadı. Öyle güçlüydü, öyle gururluydu ki ve bir o kadar üzgündü.
En uzağa çırpındı durdu.
Uçtum...
Belki korku sinmişti, bilmiştin ama bilmezliğe gelmiştin. Bilinç altına yerleşmiş bir korkun var mıydı senin?
Hani ben gidersem, gidebilirim, gittim işte.
Bilemedim...
Bilemedin...
Bilemedik...
Şaşkın, suskun öylece daldık derin sulara, deniz soğuktu... buz gibi.
Üzerimizden kayıyordu dalgalar.
Titriyordum, titriyorduk!
Bütün duyguları saldık, hatırlar mısın ?
Önce Sen bırakmıştın, sonra da Ben.
Senin bırakmanı bekledim, sabırlıydım....
Belki de hala bir umut mu taşıyordum?
Bırakır mı?
Bıraktın!
Sonra;
Bende bıraktım!
Tek başıma sensiz umudu ne yapabilirdim ki?
Dağıldık koca denizin kollarına. Her bir duygumuzu aldı gizemli efsanelerin balıkları.
Bir Seni yuttu bir Beni
Öncesi sonrası yoktu aslında bizi yutmalarının... Eşit davrandı bize, hakkını yeme denizin. Sırayla yuttu, bir Seni bir Beni... hem Seni hem Beni...
Bir Senin duygunu bir Benim duygumu
Hem balıklar hem deniz,
Aldı bizi
Sonra mı?
Kesildik ölüme...
Sözleştik o beklediğimiz ana,
bittik, bitirdik.
Ama yine eleleydik
Sonsuzduk, artık o bilinmeyen yerde.
El ele...
Umutlar, umutlarımız vardı bizim.
Hiç koca bir hiç!
Umutlar, umutlarımız vardı bizim. Onlar bir pencereden girip öbür pencereden kaçamak yapıyordu, yakalayamadık umutlarımızın cereyanını...
Sen izin vermedin...
Yalvarmıştım Sana, hatırlar mısın?
Hadi hatırla !
Tut, tut onları, hadi sevgilim!
Tutamadın! Bıraktın, üstelik tam da yakalamıştın ensesinden..
Uçtum! Uçurdun!
Kanatlarım benden habersizdi, çırptı, çırpıldı.. Hem de kara kışı bile umursamadı. Öyle güçlüydü, öyle gururluydu ki ve bir o kadar üzgündü.
En uzağa çırpındı durdu.
Uçtum...
Belki korku sinmişti, bilmiştin ama bilmezliğe gelmiştin. Bilinç altına yerleşmiş bir korkun var mıydı senin?
Hani ben gidersem, gidebilirim, gittim işte.
Bilemedim...
Bilemedin...
Bilemedik...
Şaşkın, suskun öylece daldık derin sulara, deniz soğuktu... buz gibi.
Üzerimizden kayıyordu dalgalar.
Titriyordum, titriyorduk!
Bütün duyguları saldık, hatırlar mısın ?
Önce Sen bırakmıştın, sonra da Ben.
Senin bırakmanı bekledim, sabırlıydım....
Belki de hala bir umut mu taşıyordum?
Bırakır mı?
Bıraktın!
Sonra;
Bende bıraktım!
Tek başıma sensiz umudu ne yapabilirdim ki?
Dağıldık koca denizin kollarına. Her bir duygumuzu aldı gizemli efsanelerin balıkları.
Bir Seni yuttu bir Beni
Öncesi sonrası yoktu aslında bizi yutmalarının... Eşit davrandı bize, hakkını yeme denizin. Sırayla yuttu, bir Seni bir Beni... hem Seni hem Beni...
Bir Senin duygunu bir Benim duygumu
Hem balıklar hem deniz,
Aldı bizi
Sonra mı?
Kesildik ölüme...
Sözleştik o beklediğimiz ana,
bittik, bitirdik.
Ama yine eleleydik
Sonsuzduk, artık o bilinmeyen yerde.
El ele...
Umutlar, umutlarımız vardı bizim.
MaSaLımız bitmeSin bitanem derdik...
Oysa...
alıntı
[ses]http://www.freewebtown.com/afarozcu/Nilgul%20-12-%20Kahramanim.mp3[/ses]
Oysa...
alıntı
[ses]http://www.freewebtown.com/afarozcu/Nilgul%20-12-%20Kahramanim.mp3[/ses]