Yoruldum yâr
Bütün kapılarımı kapatmaya hazırlanıyorum gönlümün.
Kimliğimi hediye edip bu şehre, her bir adımımda anıları sürükleyip ardımdan ve rotamı da ekleyip nabzıma gidiyorum…
Mutlu günlerin gelmesini bekleyen çehremdeki çizgileri siliyorum.
Ceplerimi dolduruyorum yedekteki acılarla.
Her sabah yüzümü yıkadığım tavana asıyorum hayallerimi.
Ansızın içime düştüğün günden beri ayakları burkuldu ömrümün.
Ve ben her gün bir daha ölmek için uyanır oldum uykumdan.
Paslandı gözlerim.
Sen kendin için kal yâr ben senin için giderim.
Bu defa sürgünlere giden yüreğime bedenimi de eklerim.
Bağdat olurum yıkılırım kurşunlara.
Filistin olurum kalırım duvarlar arasında.
Ama yine de İstanbul’u saklarım alınyazımda.
Nerde olursam olayım unutma yâr; yarın yeni bir gün ve her yeni günde olduğu gibi senli ölüme hazırlanıyor gönlüm…