Bir zamanlar Şule adında güzelmi güzel bir kız yaşarmış.O kız ki güzelliği dillere destanmış.Nezaman başını dışarı çıkarsa mutlaka bir olay yaşarnırmış.
E durum öyle oluncadaaa bizim Şule kendini hayattan soyutlamaya karar vermiş.Her gün dört duvar arasında tıkılı kalmak baya sıkıcı olduğundan ilk zamanlar pek başaramamış biriki bir iki kendikoyduğu kuralları çiğnemiş ama zamanla kendi kendisine verdiği sözü tutabilmiş.
Günlerden bir gün çok canı sıkılan daralan bir tane bile arkadaşı olmayan şule internette gezinirken tesadüf eseri duygusuz.com adında bir forum sitesine rastlar.Rastlar ama nee rastlama. Şulenin sevinçten gözleri fal taşı gibi açılır,oranın tam ona göre bir yer old. düşünürve apar topar üye olur.Şule, Duygusuz kütüğüne mührünü atmıştır artık.Oda duygusuz ailesinin bir ferdidir.Derdine derman, içindekileri ferman edebileceği ikinci yuvasına kavuşmurtur.O duygusuz ki öyle bir duygulu ,öyyle bir duygulu yermiş ki aile bağlarının güçlü ,insancıl faaliyetlerin gürül gürül aktığı, gülücüklerin buram buram estiği yardım severliğin efil efil geldiği,güzel huzurlu cici bir ortammış.
Birinin başımı ağrıdı anında ağrı kesici olurlarmış.Biririn burnumu kanadı pamuk yoksa bile üzerlerindeki kıyafeti parçalar o kanı durdurularmış.yani her ne olursa olsun aile fertlerinin başına bi hengüü hüsume mi geldi o an herkes bişeyler yapmak için çırpınır el birliğiyle yardım ederlermiş.O duygusuz ki o derece duygu kaynayan, buharı 7 düvele savrulan savrulan buharla diğer forumlara örnek olan müthiş sıcaaaacık, huzur dolu sevgi, saygı kaynayan bir ortammış.Şule her geçen gün ailesine daha bir alışıyor daha başka duygularla seviyor öyle ki öz ailesine çevresine bile yeni ailesini ,aile bireylerini anlatıyor.Büyük bir gurula,bi edayla bi tafrayla.HAni artık o da oralı ya hani artık o da orda birşeyler paylaşıyor ya....Aslen Adana'lı olan Şule'ye nerelisin diye sorduklarında Duygusuz.com'luyum diyecek kadar benimsemiş orayı.Düşünün o derece..
Neydi bu Duygusuz? Neydi? Sabah uyanır uyanmaz soluğu orda almasının bıkmadan usanmadan..ailesini bile 2.plana atmış olamsını sağlayacak kadar üstün kılan neydi acaba? kablolarla birbirine bağlı insanların gerçek kişiliklerinden bi haber olduğu insanların ona bu derece yakınlık göstermesi tüm benlikleriyle içtenlikleyle her dem yanında olmalarımıydı.Bu şaşa Şule'nin gözünü boyamıştı.Ailesini çevresini 2.plana atması...aptallıktan başka birşey değildi.Tamam soyutlaması gerekiyordu ama bu denli değil
Neyse gel zaman git zaman durumlar değişti.Yüüznden mutluluk eksik olmayan Şule 32 dişinin 32 siışıl ışıl ışıldayan Şule'nin yüzünü yine kara bir bulut kaplamıştı.Yine hüzün, yine gözü yaşlı, yine surat 5 karış...
Neydi Şule'yi bu denli mutsuz eden?Sebebine olursa olsun insan kalbine bu denli zulmetmeye hakkı varmıydı acaba?gözlerinden değil yaş sulanmasına bile değecek bir olay bir şahıs varmıydı acaba? O güzElim dudakları
açılınca bal damlayan konuşunca incimercan fışkıran dudaklar neden titrek bir edayla hüznün resmini çizsin ki? Neden olmsuzlukları anlatsın yaşanılası güzellikler dururken?
sebebini söylemeye gerek yok sanırım dostlar.. insanlara sahip oldukarlı değerden fazlasını yüklememek herşeyden fazla sevip benimsenmemesi gerekildiğini sonrada Şule gibi üzüleceğinizi söylememe gerek yok sanırım
esen her yeli dost eli sanıp fazla kapılmayın saıcaklığına aldanmayın
sonra sonra güzel hikayeniz mışlı mişli biter ben gibi devam edip gitmez yaşanmış olur ve oracıkda kalır
sevgiler...
E durum öyle oluncadaaa bizim Şule kendini hayattan soyutlamaya karar vermiş.Her gün dört duvar arasında tıkılı kalmak baya sıkıcı olduğundan ilk zamanlar pek başaramamış biriki bir iki kendikoyduğu kuralları çiğnemiş ama zamanla kendi kendisine verdiği sözü tutabilmiş.
Günlerden bir gün çok canı sıkılan daralan bir tane bile arkadaşı olmayan şule internette gezinirken tesadüf eseri duygusuz.com adında bir forum sitesine rastlar.Rastlar ama nee rastlama. Şulenin sevinçten gözleri fal taşı gibi açılır,oranın tam ona göre bir yer old. düşünürve apar topar üye olur.Şule, Duygusuz kütüğüne mührünü atmıştır artık.Oda duygusuz ailesinin bir ferdidir.Derdine derman, içindekileri ferman edebileceği ikinci yuvasına kavuşmurtur.O duygusuz ki öyle bir duygulu ,öyyle bir duygulu yermiş ki aile bağlarının güçlü ,insancıl faaliyetlerin gürül gürül aktığı, gülücüklerin buram buram estiği yardım severliğin efil efil geldiği,güzel huzurlu cici bir ortammış.
Birinin başımı ağrıdı anında ağrı kesici olurlarmış.Biririn burnumu kanadı pamuk yoksa bile üzerlerindeki kıyafeti parçalar o kanı durdurularmış.yani her ne olursa olsun aile fertlerinin başına bi hengüü hüsume mi geldi o an herkes bişeyler yapmak için çırpınır el birliğiyle yardım ederlermiş.O duygusuz ki o derece duygu kaynayan, buharı 7 düvele savrulan savrulan buharla diğer forumlara örnek olan müthiş sıcaaaacık, huzur dolu sevgi, saygı kaynayan bir ortammış.Şule her geçen gün ailesine daha bir alışıyor daha başka duygularla seviyor öyle ki öz ailesine çevresine bile yeni ailesini ,aile bireylerini anlatıyor.Büyük bir gurula,bi edayla bi tafrayla.HAni artık o da oralı ya hani artık o da orda birşeyler paylaşıyor ya....Aslen Adana'lı olan Şule'ye nerelisin diye sorduklarında Duygusuz.com'luyum diyecek kadar benimsemiş orayı.Düşünün o derece..
Neydi bu Duygusuz? Neydi? Sabah uyanır uyanmaz soluğu orda almasının bıkmadan usanmadan..ailesini bile 2.plana atmış olamsını sağlayacak kadar üstün kılan neydi acaba? kablolarla birbirine bağlı insanların gerçek kişiliklerinden bi haber olduğu insanların ona bu derece yakınlık göstermesi tüm benlikleriyle içtenlikleyle her dem yanında olmalarımıydı.Bu şaşa Şule'nin gözünü boyamıştı.Ailesini çevresini 2.plana atması...aptallıktan başka birşey değildi.Tamam soyutlaması gerekiyordu ama bu denli değil
Neyse gel zaman git zaman durumlar değişti.Yüüznden mutluluk eksik olmayan Şule 32 dişinin 32 siışıl ışıl ışıldayan Şule'nin yüzünü yine kara bir bulut kaplamıştı.Yine hüzün, yine gözü yaşlı, yine surat 5 karış...
Neydi Şule'yi bu denli mutsuz eden?Sebebine olursa olsun insan kalbine bu denli zulmetmeye hakkı varmıydı acaba?gözlerinden değil yaş sulanmasına bile değecek bir olay bir şahıs varmıydı acaba? O güzElim dudakları
açılınca bal damlayan konuşunca incimercan fışkıran dudaklar neden titrek bir edayla hüznün resmini çizsin ki? Neden olmsuzlukları anlatsın yaşanılası güzellikler dururken?
sebebini söylemeye gerek yok sanırım dostlar.. insanlara sahip oldukarlı değerden fazlasını yüklememek herşeyden fazla sevip benimsenmemesi gerekildiğini sonrada Şule gibi üzüleceğinizi söylememe gerek yok sanırım
esen her yeli dost eli sanıp fazla kapılmayın saıcaklığına aldanmayın
sonra sonra güzel hikayeniz mışlı mişli biter ben gibi devam edip gitmez yaşanmış olur ve oracıkda kalır
sevgiler...