:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Seni çok Seviyorum
yaşamsensin
#11
adszpe9pn8.png

Şimdi senden Vaz mı geçmeli?
Masal olup yola devam mı etmeli?
Ben kalpten sorumlu,
Aşka zorunluydum,
Anladım, herşey sensin!


Sen söyle şimdi...
Öyle çekip giderken ne yapmalı ardından? Nedensiz gidişinden, korkularınla yüzleşmeden kaçışından sonra öyle durup vaz mı geçmeli senden? Bu kadar basit mi olmalı sonun? Üstelik hayatımın en karışığıyken sen... Yağan yağmurda buğulu camlardan kayboluşunu mu seyretmeliyim?..

Hadi söyle şimdi...
Yokmuşsun, hiç olmamışsın gibi mi yapmalıyım? Bir hayal, bir masal, bir rüya olarak mı görmeliyim seni? Bunları yapabilmeyi ne çok isterdim bir bilsen! O zaman için acımazdı böyle... Hayatta, bende devam ederdik yolumuza... Ama hiç biri değilsin beni yarı yolda bırakandan başka!..

Ben zaten sorunluydum... Sorunlu kalbimden sorumluydum... Aşka zorunluydum bu yüzden! Sen aydınlatandın karanlığı... Dünyada ne varsa sendin sevdiren, herşey seninle güzeldi. Kalbim kırıktı... Parçalandı... "Aşk yok!" dediğim zamanlarda, var ettin varlığınla ama şimdi alıp gittin yokluğunla!.. Benim anladığımı hiç anlamadın sen! Öyle yitip giden herşey gibi gelip geçtin ömrümden... Korktum... Korktuğum başıma geldi...
Ve ben;
Anladım...
Herşey sensin!!!
Ara
Cevapla
yaşamsensin
#12
siirbes3.jpgBelki bir gün özlersin !
Başka adamlarla/kadınlarla…
Başka şehirlerde….
Yürürken…


Belki birgün benim yaşattıklarımı özlersin..Gülüşümü…Sesimi…
Gözlerine bakmaya cesaret edemeyen hallerimi… Seni gördüğüm anda yaptığım tüm saçmalıkları…Sadece seni özleyen yüreğimi…
Ve belki de özlediğin o an, benim bakmaya korktuğum gözlerine bir başkası sevgisini değdiriyordur…Kimbilir…?


Okuduğun ilk roman…
Sevdiğin ilk adam/kadın…
Yasal acılarından…
Hatta yalnızlıktan…
Belki dolar gözlerin…


Ben sende ilkleri sevmiştim..İlktin bendeki 'sen'...Sen sevmiş miydin benim kadar, yanımda aldığın nefesleri…Soluduğum havayı, sen diye çekiyordum içime…
Sonrası huzur…Sonrası mutluluk…
Seni; mutluluğunla, hüznünle sevmiştim ben… Peki, ya sen ?


Başka adamlara/kadınlara…
Başka şehirlerde…
Belli etmezsin…
Belki bir gün özlersin !


Hala ağlayabiliyor musun korkusuzca ? Gözyaşlarını ‘ben’ gibi gösterebiliyor musun o’na ?
Belki de saklıyorsun en kuytularını… Korkuyorsun suskunluğuna sığındığın şehirlerden..Bilmiyorum..Belki de çok yalnızsın onca kalabalığın içinde..
Ve beni özlüyorsun, kendinden bile gizleyerek özlemini…


Sil gözünün yalnızlıklarını…
O an fısılda duvarlara adımı…
Bin bıçak var sırtımda ….
Biniyle de adaşsın…
Her biri hayran sana…


O an sil yüreğinin gözyaşlarını..Haykır tüm gücünle yalnızlığa…Bırak bulsun seni düşlerin…
Beni düşünme..Boşver hançerlediğin haylaz yüreğimi…Ben ve yine ben hayranım sana, tüm yaşattıklarınla…Her acı da seni anımsıyor yorgun duygularım…Herşeye rağmen özlüyorum, sende tutuklu günlerimi...


Belki,
Belki birgün yüreğin takılır gözlerime…
Ne dersin ?
Ara
Cevapla
yaşamsensin
#13
Bitmiyorsun işte
Yüreğimden gitmiyorsun...


Oysa bir çok kez vazgeçtim ben senden.Bir çok kez yolumu değiştirdim yüreğimin sana giderken.Adım adım uzaklaşmış,Yarım yarım unutmuştum seni.Bitmene bu kadar yakınken yeniden kuruluveriyorsun şimdi başucuma...


Gitmiyorsun işte
Yüreğimde yitmiyosun...


Yoruldum senli ama aslında sensiz günler geçirmekten.
Ve usandım nefes almaktan.Film gibi olduk seninle sıkıldım
bize uzaktan bakmaktan!!!



Yitmiyorsun işte...
Vazgeçilmiyorsun...


Defalarca nefret ettim senden.Nefret etmekten nefret edene kadar!Ve sonra vazgeçtim vazgeçmelerden!Geçen zamana akan ırmağa bıraktım seni.

Ya zaman olup düşüp kayacaksın ellerimden
Ya da ırmak olup akacaksın yüreğimden...
Ara
Cevapla
yaşamsensin
#14
[SIZE=4]AŞK, TUTKU, ALIŞKANLIK

[/SIZE]

Üzerine nice şarkıların, şiirlerin, romanların yazıldığı, uğruna nice acıların çekildiği, var olduğu an dilimleri için baş döndürücü hazların yaşandığı bir duygu şu aşk denilen şey.

Herkesin istediği ama çok az kişinin ne olduğunu bildiği bir kavram: sevgi. Ne olduğu pek bilinmediği için de başka duygularla sıklıkla karıştırılan bir şey. Kadın-erkek ilişkileri içinde en çok karıştırılan kavramlar aşk, sevgi, tutku ve alışkanlık. Özellikle aşkı ya da tutkuyu sevgi sanan insan o kadar çok ki.



Aşk

Genellikle birdenbire hissedilen bir duygudur. İçinde heyecan, karmaşa, cinsel çekim vardır.

Aşık olunan kişiyi düşünmek bile insanın içinin heyecanla dolması için yeterlidir. Aşk, zamanla oluşan bir duygu olmadığı için, çiftler birbirlerini yeterince tanımaya fırsat bulamazlar.

Aşık olunan kişiye, kişinin gerçek özelliklerinden çok, aşığın kendi kafasında oluşturduğu, görmek istediği özellikler yakıştırılır. Aşk kapıdan içeri girdiğinde mantık pencereden dışarıya çıkar.

Kişi duygularının pençesindedir artık. Tüm beklentilere karşılık verecek kişinin "o" olduğu düşünülür. "Aşkın gözü kör" olduğu için de sevgili kusursuzdur. Aşık olunan kişiyi bir an bile olsa görmek için saatlerce beklemek ya da kilometrelerce yol kat etmek olağan davranışlardandır.

Her telefon çalışında yüreği hoplar insanın. Nihayet bu kez gerçek aşk çıkmıştır karşısına ve sonsuza dek sürecektir. Romantizm had safhadadır. Düşüncelerin
gerçeklerle pek ilişkisi yoktur. Çiftlerin her biri, kendi hissettiklerinin diğerinden daha fazla olduğunu düşünür.

Bu yüzden de kaybetme korkusuyla kıskançlık duyulur sevgiliye. Ve korkulan şey eninde sonunda başa gelir. Zaman geçtikçe, maskeler indikçe, kişilerin gerçek
yüzleri ortaya çıktıkça aşkın heyecanı azalmaya başlar. "Sen değiştin" diye suçlamalar başlar.

Biri, uzaklaşmaya başlar yavaş yavaş, diğeri kaybetmenin paniğiyle acı çekmeye başlar. Tekrar eski günlere dönmek için verilen çabalardan bir sonuç alınamayınca, kişinin olgunluk düzeyine göre duygular, nefrete, intikama, tutkuya ya da kabullenmeye dönüşür.

Aşkın sevgiye dönüşme oranı azdır. Bu da ancak kişilikleri gelişmiş insanlar arasında mümkündür. Çünkü zaten kendi içlerinde bütünlük kazanmış insanların, başından itibaren aşka yaklaşımlarında korkuya yer yoktur. Beklentilere de, illüzyonlara da. Aşkın doğasında kalıcılık yoktur.

İnsanlar bunu bilmedikleri ya da kabullenemedikleri için acı çekerler. Aşk hala sürüyorsa sevgiye dönüşerek sürer.



Tutku

Genellikle tek taraflıdır. Tutku bencildir, tutku esarettir, tutku vazgeçilmezdir. Sağduyunun hiç mi hiç olmadığı yok edici bir duygudur. Kişi kendisine zarar verdiğini bile bile sürdürür tutkusunu. Aşk cinayetleri diye adlandırılan şey tutkudan kaynaklanır.

Kişi putlaştırdığı, asla erişemeyeceğini bildiği objeye olan saplantısını, sevdiğini sandığı kişiye zarar verme pahasına sürdürür. Zaman tutkuyu geçirmez. Yalnızca bastırabilir. Ama yıllar da geçse, objeyle karşılaşıldığı an yine baş kaldırmaya hazırdır. Saldırgan yönü ağırlıklı olan bu duygu, saldırı, kişinin kendisine yönelmişse intihara, tutkunun objesine yönelmişse cinayete kadar varabilir.

Sevgi sanılan duyguların en tehlikelisi ve tüketici olanı budur.


[SIZE=4]Alışkanlık

[/SIZE]
Hani kırk yıl bir yastığa baş koyup da birbirlerine bir kez bile "Seni seviyorum" sözünü söylemeyen çiftler vardır ya da partnerleri "Beni hala seviyor musun?" diye sorduklarında, "Sevmesem bunca yıl seninle beraber olur muydum?" yanıtını verenler vardır ya, işte bu tür uzun süreli birlikteliklerin temelinde sevgi değil, alışkanlık yatar.

Birbirlerine karşı yoğun ilgi duymadıkları halde, boşluğu dolduracak başka biri olmadığı için birlikteliklerini sürdüren, yalnız olma cesaretinden yoksun, özgüvenleri gelişmemiş, yeniliklere açık olmayan çiftlerin, ihtiyaç
ortaklığıdır. Alışkanlığa dayanan ilişkilerde tekdüzelik, tembellik, yaratıcılıktan yoksunluk vardır.

Alışkanlığa dayanan ilişkiler, yerine konulabilecek yeni bir alışkanlık doğduğunda bitebilir. Yalnızlık korkusu yüzünden, mutlu bir beraberlikleri olmadığı halde, ayrılmayı göze alamayan çiftler bu gruba girerler.

Yani tek kişilik yalnızlıklarını paylaştıklarını sanırlar. Ama alışkanlık, yalnızlığın paylaşıldığı illüzyonunu yaratır. Yani iki kişilik yalnızlıkların.
Ara
Cevapla
yaşamsensin
#15
Aşk ikidir sevgi bir;
Aşk yalan,sevgi gerçektir.
Aşk sudur,sevgi susuzluk.
Bu yüzden sevgi hasrettir,
Özlemektir,beklemektir.
Asıl maharet:
Susuzken suyu içmek değil
Karşısına geçip seyretmektir.
Aşk haykırmaktır,sevgi ağlamak;
Aşk açmaktır,sevgi katlamak.
Sevgi saklamaktır
Yüreğini,gözlerini
Ve de ellerini saklamak
Bahar geldiğinde…
Bir çiçeğe,yeşile,çimene
Aşık olamazsın ama seversin.
Arkadaşına aşık olamazsın
Ama seversin.
Toprağa fidanı aşkla değil
Sevgiyle dikersin.
Sevgi için ölünür,aşk öldürür.
Aşk kıskançtır,nankördür
Sevgiyi öldürür.
Aşk Kabil’dir,sevgi Habil.
Aşkla sevgi aslında kardeştir
Ara
Cevapla
yaşamsensin
#16
NEYDİ SENİ BANA YAKINLAŞTIRAN BİLMİYORUM.HİÇBİR NOTASI BİRBİRİNE UYMAYAN İKİ EZGİ GİBİYİZ ASLINDA.ACIDIÄžIMIZ İÇİN Mİ BİRLİKTEYİZ?SEVDALAR YARALANMASIN DİYE KENDİMİZİ Mİ KANATIYORUZ?ELİNİ TUTMAK,GÖZLERİNE BAKMAK ACITIR OLDU YÜREÄžİMİ.UZAKLIÄžINA ALIŞTIÄžIM İÇİN YAKINLIÄžINDAN KAÇIYORUM.
SENİ HEM SEVİYOR HEM SEVMİYORUM.TARİFİ İMKANSIZ BU İKİLEMİ SANA NASIL ANLATIRIM HİÇ BİLMİYORUM.
ASLINDA SANA DUYDUÄžUM ŞEY AŞK DEÄžİL;MİNNETTARLIK.NEREYE SÜRÜKLENDİÄžİ BELLİ OLMAYAN DUYGULARIMIN İÇİNDE BOÄžULURKEN SEN ELİNİ UZATTIN BANA.SUSKUNDU ELLERİN,SADECE AŞKI ANLATIYORDU.
BÜTÜN ENGELLERİME,BÜTÜN KAÇIŞLARIMA RAÄžMEN SEVİYORDUN BENİ.HER SEFERİNDE EZİLİYORDUM SENİN SEVGİNİN BÜYÜKLÜÄžÜ KARŞISINDA.ÇÜNKÜ BENİM ELLERİM SENİNKİLER KADAR SUSKUN DEÄžİLDİ.BENİM ELLERİM GÇMİŞİMDE BIRAKTIÄžIM HAYAL KIRIKLIKLARINI SAKLAMAKTAN YORGUN VE KIRGINLARDI.VE BELKİ DE SIRF BU YÜZDEN HİÇBİR ZAMAN TUTAMADI ELLERİNİ ELLERİM.BEN KENDİ GEÇMİŞİMİN KATİLİYDİM.VE ELLERİMDEKİ KAN KOKUSUNU SANA DA BULAŞTIRMAK İSTEMEDİM.GEÇMİŞİMDEN KALMA SOLGUN SEVDA ÇİÇEKLERİYLE ANLATTIM SANA DUYDUÄžUM HİSLERİ...
BEN KENDİMLE SAVAŞTIKÇA SEN SUSTURDUN İÇİMDEKİ KIRGINLIÄžI.BENİ KENDİMLE BARIŞTIRMAK İÇİN ÇABALARDIN HEP.
HER ZAMAN,BİR GÜN YORULUP VAZGEÇECEÄžİNİ DÜŞÜNÜRDÜM.BENİ BULDUÄžUN YERE GERİ BIRAKACAÄžINI VE SONRA ARKANA BİLE BAKMADAN ÇEKİP GİDECEÄžİNİ DÜŞÜNÜRDÜM...AMA YAPMADIN BUNU. KENDİ BENLİÄžİNİ YİTİRMEK ADINA BİLE VAZGEÇMEDİN BANA DUYDUÄžUN SEVGİDEN.
VE İŞTE SEVGİLİ;BURADAYIM,TAM KARŞINDA. KENDİME, GEÇMİŞİME, TÜM HAYAL KIRIKLIKLARIMA İNAT YANINDAYIM VE DİMDİK AYAKTA...
TÜM DUYGULARIMA İNAT,SANA DUYDUÄžUM MİNNETTARLIK İÇİN SENİ SEVİYORUM...
Ara
Cevapla
yaşamsensin
#17
Canım yalnızca sevmek istiyor seni.Öncesinin ve sonrasının arasına alıp değil,alışılmış bir tören gibi değil.Hiç dokunmadan,belki de gözlerine bakmadan,konuşmadan belki belki de her zaman yaptığımız gibi değil..

Canım yalnızca sevmek istiyor seni.Unutup,tekrar hatırladığım çok sevdiğim bir şarkıyı hiç bıkmadan defalarca ara vermeden içten içe mırıldanıp zamandan koparıp alır gibi..

Canım yalnızca sevmek istiyor seni.Saçlarını yüzünden ayırıp,gözlerini kirpiklerinden, ellerini bileklerinden,ismini bedeninden ayırıp,ayrı ayrı bir evin odalarını gezer gibi,keşfeder gibi, ilk kez ve merakla ve hayranlıkla,bir kırmızının detayında dakikalarca takılıp bakar gibi canım yalnızca sevmek istiyor seni..

Canım yalnızca sevmek istiyor seni,nereye varacağını bilmediğim bir kaçamak yolculuğa,sırf aklıma esti diye,sevdiğim hiçbir eşyayı almadan yanıma çıkar gibi..Süregelen bir sevgiyle değil,öğretilmemiş,bilmediğimiz biçimlerde,kuşların kanatlarını açıp,özgürlüğe süzülmesine yarayan içgüdüleriyle,içimden geldiği gibi canım yalnızca sevmek istiyor seni.Tarifsiz bir hisle sevmek istiyorum seni.

Tatlı,ekşi ya da tuzlu değil,bilmediğim bir tatla,bir duyguyla.Öyle,bir meyvenin tadını alır,bir kitabın adını okur gibi değil; bir yaz günü tenine vuran sıcaklığı gibi güneşin... zemheri akşamında denizden esen rüzgarların içine işlediği yosun kokuları gibi,anlatamadığın ama bırakmak istemediğin,bitmesini istemedigin bir hisle..

***CANIM YALNIZCA SEVMEK İSTİYOR SENİ***
Ara
Cevapla
yaşamsensin
#18
baktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gif

Kes sesini yüreğim,sus,sus işte...



Karanlıklar,öksüzlükler duyamaz seni...
Onlara hitap edemez artık cümlelerin...
kes sesini!...
Matemlere,yaslara,onulmaz acılara gömülü bu omuzlar taşıyamaz senin tek bir heceni!...
kes sesini!...
"Anı"denilen geçmiş vakitlerine mahkum şimdi,kendi kendini yiyip bitiren biri şimdi,sahiplenen bu omuzları...
Kendi kendine "sus"demekten usanan bir canlı "cansız" şimdi...
yorma daha fazla bu mahkumu,
kes sesini!...
Gözyaşından başka ıslaklık görmemiş gözleri,titremekte elleri,üşüyor dayanılmazlıkların girdabına tutulmuşluğun soğukluğunda,karanlıklara mahkum gibi...
Aydınlanmayacak gibi,soğuk bir duvara çarpmış,sendelemiş,bir daha kapıyı bulamayacak gibi şimdi...
sadece mahkum...
işit bunun sözlerini,tut istediklerini,kes sesini!

Sus işte,sus...
Sus ki kabuslara esir olmayayım henüz kendi esaretimden kurtulamamışken!..
Kuyulara atmayayım,alışılmadıkların eline bırakmayayım ruhumu,sendelerim..
kes sesini!...
Çöl gibi ya da hayır,hayır,kutup gibi,buz gibidir o yerler.
Karanlıktır,korkarım.Ruhum istemez,kaçıverir...
O yerler ki birer seraptır aslında vahalarda belirmiş olan.
Cezbetmesin oralar seni,aldanma seraplara.
kes sesini!...

baktabul1119uo8.gif"Ben gidiyorum,ondayım,susturamazsın beni..asıl sen kes sesini!..."baktabul1119uo8.gif

Kendimle savaş verdirme bana,sus demekten bezdirdin beni,alıp kaçacağım seni..
yorma beni!..
kes sesini!...


yenavgxq4.jpg



"Boşa uğraşma,biliyorsun...
Gelemem,ondayım,hep kalacağım...
Sen gelmeyeceksin belki,ama ben,hep ondayım...
Beni salıverirken onun yüreğiyle sevişmek için,düşünmüştün her bir şeyi...
gelmesen de gittim..."

Sen benimsin yürek,terk etmemelisin beni.
Gitmemelisin.
Dur!
Tamam konuş ama,dön bana.
Ben senin sahibinim.
gell!...

"Hayır,yürek kendini taşıyan bedene ait değildir.
Beni özgür bıraktın,gittim.
Bir daha gelmeyeceğimi bilmeliydin,emanet değildim,sen beni sonsuza dek vermiştin,bir an bile düşünmedin...
Şimdi tekrar çağıramazsın beni,nafile!...
Gelemem,ondayım dedim..."

Düşüncelerimde,köşede bucakta kalıvermiş,saklanmış bir giz olarak kal...
Ben bile bilmeyeyim o gizi,unutmuş olayım mesela...
Özgürlüğümü aldın elimden,aşkın albenisine kapıldın,gittin...
Sızlatma içimi...

Ey kalp!
Susmuyorsun...
Durmadan bağırıyor,çığlık çığlığa kalıveriyorsun ansızlıklarda... Düşünemiyorum,susturuyorsun beni dahi...
Sesleniyor,bağırıp çağırıyor,haykırıyor,istiyorsun!!...

"Evet,susmuyorum,haykırışlarım artacak...
Sen var olduğun sürece -belki daha sonra bile- sürecek bu haykırışlarım...
İstediğim tek o idi,ondayım...
Artık gelmeyeceğim,milyon kere söyledim bunu sana,usanmadan yine söylerim,söyleyeceğim:GELMEYECEÄžİM!..."

Bana söz bırakmadın,susturdun yine,bak!..
Peki,git o halde...
Özgürlüğümü,özgürlüğüne kat!...
Azad oldun büyük bir coşkunlukla...
Git,onda kaybol...
Yokol aşk bahçelerinde,sevda kokusunu almışsın bir kere...
Peki,azad edildin...

Kazı o narin tırnaklarınla aşkını,kazı taşlara,kayalara...
Ölesiye kazı sevdanı...
Haykırmanı kesme...
Peki susma!.


baktabul1128jb6.jpg

baktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gifbaktabul1119uo8.gif
Ara
Cevapla
yaşamsensin
#19
"GİDİYORUM UZAKLARA
SEN OLMADAN GİDİYORUM.
ARAMIZDA DAÄžLAR MI VAR,DENİZLER Mİ
BİLMİYORUM... "

Yine beni suçluyorsun biliyorum."Her şeyin sebebi sensin"diye haykırıyorsun içinden,hiçbir zaman sesi çıkmayan harflerinle.
Aynaya bakmaktan korkardın hep.Oacı gerçekleri görmekten korkardın.Sadece bana ihanet ederken cesurdu yüreğin.Korkusuzdu gözlerin yalan söylerken.Hatta o kadar cesurdun ki,gözlerin ışıldardı her yalanda.Belki de bu yüzden inandım onca yalana.Aslında kendimi kandırmaya çalışmak saçma bu saatten sonra.Evet, inandım onca yalana,yalan olduğunu bile bile... Yüreğimin incinmesinden korktum.
Çok şey mi istedim senden? Bu kadar zor muydu sevgini sahiplenmek? Sen benim mavimdin,yüreğimdin,ömrümdün,sevdamdın...Yanımda olmanı istemek suç muydu? Razıydım seninleyken her şeye,her derde,her acıya...
Sevilmenin ne demek olduğunu öğreniyorum şimdi. Ama yine suçlu benim değil mi!!! Aşkına sahip çıkmayan,aldatanikorkan,kaçan yine benim.
Senden sadece tek bir şey istiyorum şimdi.Yarın-yeni bir gün doğduğunda-yatağından kalkınca ilk iş olarak aynaya bak.Ve gördüğün suretine sor; "mavi için ne yaptım" diye. Ama korkma bu defa.Bana yalan söylerken olduğu gibi cesur olsun gözlerin. Cevabını bulamazsan benim karşıma çık.Ve bendeki suretine sor aynı soruyu.Emin ol o zaman öğreneceksin sevginin ne demek olduğunu...
Affet beni. Senin kadar korkak olamadığım için affet!...


" bu sefer de yanıldım,yandım/deli rüzgarına aldandım/beni anlarsın sandım... "
Ara
Cevapla
yaşamsensin
#20
Aşk acı çekmek midir?

Aşk acısı diye bir şey yok! Ama ille de aşkın içinde acı varsa bu hastalıklı bir durum. Aşkta acı çektiğini düşünenler, profesyonel destek almalı. Sorunlarını yakınlarıyla paylaştıkça, herkes kendince ahkâm kesecek ve çekilen acı iyice artacak.
Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, başa çıkılması en zor duygulardan biri olan 'aşk acısı'na reçete yazdı. Beyazyürek, aşkı acı çekmeden yaşama yöntemlerine ilişkin soruları yanıtladı:


Gerçekten 'aşk acısı' diye bir şey var mı?


Aşk acısı yok. Acı aşkın kendisinde değil, sahiplenme tutkusunda. Kişi aşık olduğu kişiyi kendine ait bir nesneymiş gibi algılıyor ve kaybedince de bir şeyini kaybetmiş gibi acı hissediyor. Kolunu, bacağını veya annesini babasını kaybetmeye değer acı çekiyor. Ancak aşk kavramı içinde acı varsa hastalıklı bir durumdur ve yardım gerektirir. Yoksa aşk gibi insanı motive eden, bütün sistemlerini harekete geçiren, bağışıklık sistemini güçlendiren, heyecanlarını körükleyen ve yaşama sevinci veren bir duygunun acı vermesi mümkün değil!


Sahiplenme duygusu kötü bir şey mi?


Hayır ama buna aşk dememek gerekli. Kişi gerçekten aşıksa, seviyorsa karşısındaki kişinin mutluluğunu düşünür bu da insana acı vermez.


Aşk acısı çekmek insanın elinde değilse ne öneriyorsunuz?


Duygularını bir daha gözden geçirmelerini öneriyorum. Hissettiklerinin ne olduğu hakkında. Acı çekiyorsa mutlaka ama mutlaka bir profesyonele danışmalı. Kendi başlarına çektikleri acıyı kurgularlarsa, sürekli akıllarından geçirirlerse ya da kendilerine duygusal yakınlığı olduğunu bildikleri anne, baba, arkadaş ve kardeşle paylaşırlarsa; bu durum çektikleri acıyı artırmaktan başka bir işe yaramaz. Mutlaka objektif düşünen biriyle paylaşmaları gerekir.


Neden aşk acısını daha çok kadınlar çeker?


Kadınlar daha çok çekiyor denir ama bu kadınların duygularını daha kolay ifade etmelerinden kaynaklanır. Erkeklerde ifade sorunu vardır. Erkek ağlamaz, erkek söylemez ve erkektir dayanır gibi insanı insanlığından uzaklaştıran birtakım kalıplar; erkeklerin bu duyguları kendi içinde yaşamasına neden olur. İfade edemediği için erkeğin daha zavallı olduğunu düşünüyorum. Ancak bu arada sahiplenme duygusu erkeklerde daha fazla olduğu için aslında biten aşklardan sonra onlar daha çok acı çeker.


Sevgisizlik hastalıkları çağırır mı?


Sevgi dediğimiz duygu; yemek, içmek ve hava almak gibi insanın ihtiyacı olan bir şey. Birini sevebilme gücümüz eksikse, bu durum birçok ruhsal hatta bedensel hastalığın kökeni olabilir. Bunun somut bir örneği de var: Aile yanında anne babalarıyla büyüyen çocuklarla, bir yetimhanede büyüyen çocukların ruhsal ve bedensel gelişimlerinde ciddi farklılıklar vardır. Yetimhanede büyüyen çocuklar, aynı gıdaları alsalar bile daha zayıf ve hastalıklara dayanıksız oluyor.


Kanser ve verem gibi hastalıkların alt yapısında 'gönül yarası' var mıdır yoksa bunlar birer film senaryosu mu?


Son yıllarda yapılan araştırmalar, aşırı yoğun stresin bu tip hastalıkların ortaya çıkmasında önemli rol oynadığını ortaya koydu. Bu stres olayları duygusal bir kaynaktan geliyorsa aşk acısı... Dolayısıyla sevgisizlik, boşanmalar, birleşmeler, ciddi stres kaynakları bu hastalıklara zemin hazırlayabiliyor.


Neden kalp ve akciğerler aşk acısından sonra ilk hastalanan organlar. Vücudumuzda gönül kırıklığına en dayanıksız yerler buralar mı?


'Organa resistentia minor', bu Latince bir kavram. Direnci en zayıf organ demek. Bu organ herkeste değişir. Kimisi bir stres karşısında mide kanaması geçirir, kimi kalp krizi geçirir, kiminin migreni tutar. Dolayısıyla herkeste strese karşı direnci düşük olan organ farklı olabiliyor. En zayıf organı budur demek doğru değil ama genetik yapıya göre bu organın yeri değişir.


Hastayken aşık olmak iyileşme sürecini hızlandırabilir mi?


Kesinlikle katılıyorum. İnsanın mutsuz olduğu dönemde, rahatsızlık döneminde bir aşk yaşarsa adrenalin deşarjı, serotonin gibi vücudun direncini artıran hormonlarda artış olur. Dolayısıyla iyileşmeler daha hızlı olur. O yüzden de diyorum ki; hangi yaşta ve hangi şartlarda olursa olsun insanların kalbi, gönlü aşka açık olmalıdır.


Mutlu ve aşık olmak öğrenilebilir mi?


Öğrenileceğini düşünüyorum. Ama bu düşünülmeden, tamamen içgüdüsel duygular sevgi olarak tanımlanıyor. Karşı cinse duyulan cinsellik uyanışı da aşk olarak tanımlanabiliyor. İşte bu nedenle kırılmalar daha sık rastlanıyor. Halbuki aşkın sevginin içinde zamanı paylaşmak, emek, evrensellik hatta estetik var. Bunlar öğrenilebilir ama biz bunları bırakın öğrenmeyi konuşmayı bile aptallık olarak değerlendiren bir toplumuz. Aşk ve sevgi de öğrenilebilir ama öğrenmek için de emek gerekir. Üstelik ölünceye kadar sürecek bir öğretidir bu. Aşkı sadece gençlik dönemine ait bir duygu olarak düşünmek yanlış. O kadar zevklidir ki; keşke hepimiz zamanımızın bir parçasını bu öğretiye ayırsak, yaşamak daha keyifli olur.


Aşk kimden öğrenilir?


Her hissedilen duyguyu aşk diye tanımlarsak insanlara zarar da vermiş oluruz. Ne kadar öğrenilirse öğrenilsin yine de insana ait çok insanın kendisine özel aşkı hissediş şekli olabilir. Ama öğrenmek kaydıyla hepimizin hasta alış şekli farklı, kesinlikle bir eğitimden sonra aşkı da herkes her insanın parmak izinin farklı olması gibi çok kendine özel hissediş şekli bulur. Buna da saygı duymak gerekir. Onun için aşk sevgi gibi konularda, bir başkasının bir başkası üzerine 'şöyle yap böyle yap' demesini dinlememek gerekli. Herkes kendi hisseder. Herkes birbirine akıl verir ama hisseden bilir. Hiç kimse kimsenin yerini bir konuda alamaz. Karşıdakinden öyle bir koku almıştır ki, öyle bir bakış görmüştür ki sadece o görmüştür başkası görmemiştir. O yüzden bir başkası ahkam kesemez! Leyla çok güzel bir kız değilmiş. Leyla'nın babası Mecnun'a demiş ki, "Neden Leyla'ya böyle tutuldun oğlum, kızım öyle dünyalar güzeli de değil." Mecnun'un buna yanıtı ise şu olmuş: "Bir de ona benim gözümle baksanıza..."
Ara
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  seni özlüyorummm... €stapitipiti 4 557 04-15-2022, Saat: 04:15 AM
Son Yorum: wildfang
  **Seni Seviyorum Masal Yüzlü** MasaL_perisi 20 1,144 04-14-2022, Saat: 08:27 PM
Son Yorum: wildfang
  Seni Yok SaydıM Masal_yuzLu 13 959 04-14-2022, Saat: 05:21 PM
Son Yorum: wildfang
  Seni Yok SaydıM--- ÇiLeK 9 438 04-14-2022, Saat: 09:47 AM
Son Yorum: wildfang
  Gittin Ama Bilki Seni Unutmadım ...! DarkLady 3 364 04-14-2022, Saat: 07:13 AM
Son Yorum: wildfang

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 5 Ziyaretçi
  Tarih: 11-25-2024, 11:24 AM