Seni seviyorum.
Kızma bana n'olur. Yada kızarsan kız ama öyle. Evet seviyorum seni.
Hemde hiç korkmadan, çıkarsız, hesapsız, karşılık beklemeden her zamanki
Gibi en derinden gelen bir seslenişle söylüyorum... Seni seviyorum.
Canımı iste hiç düşünmeden vereyim avuçlarına. Gel kopar kolumu, bacağımı
Sesim bile çıkmaz inan... Ama...
Gerçekler bırakmıyor dimi yakamızı. Ne kadar silkinirsek silkinelim
Düşmüyorlar üzerimizden ölümün soğuk nefesi gibi. Kalanlar ise hep kendimize
Doğru bildiklerimiz oluyor...
Biz bu aşkı bireysel yaşamaktan ileriye götüremedik ne yazık ki... Ben benim
Dedim her şeyde, sen sadece seni söyledin. Ardımıza bile bakmadık
Kırdığımızda kendi içimizdeki çocuğu bile. Hayallerimiz ne kadar can bulup
Uzadıysa, aşkımızın ömrü bir o kadar kısaldı sanki. birbirimizi
Anlamadığımızdan yakınıp sitem ederdik ya ben en çok ne birlikte olabilmeyi
Başaramayışımızı ne de ayrı kalabilmeyi beceremeyişimizi anlamıyorum. İşte
En çokta bu gerçek acıtıyor içimi...
Hiç dikkatini çekti mi? Düşündün mü? Bilmiyorum. Bu güne kadar sana her
Yazdığım yazıda, her mesajda yada mektupta, sözlerin bittiği her satırın
Sonunda neden üç nokta (...) Vardı? Hiç sordun mu bunu kendine? Belki
Dikkatini çekmedi belkide bu satırları okuduktan sonra düşüneceksin
Kimbilir.
Ama yorulma bu sefer yormayayım seni, ben söyleyeyim:
'' Aşkımız büyüdükçe, içimdeki çocuk seninle ömür kazandıkça, sesini her
Duyduğumda hergün biraz daha fazla çarpmaya yemin eden kalbim beni
Yaşattıkça, her an ,her saniye yaşama ve ölüme inat hayallerin sonsuzluğunu
Seninle tattıkça, gözyaşlarımın her damlası sana iç çekiş olmaya devam
Ettikçe ayrılık bize hiç yakışmasın diye''ydi. Adeta sensizlik kapıyı hiç
Çalmasın diye her satırda tekrarladığım bir yemindi bu...
Ama başarılı olamadım... Başaramadık... İçimizdeki sevgi büyüdükçe aşkımızın
Ömrü kısaldı, hayallerimiz sonsuzlaştıkça sevdamızın mezarına bir kürek daha
Battı... Yine ve yeniden... Tekrar tekrar canı yandı... Ama biz.
Görmezden geldik. Ya görmezden gelmeseydik. Başarabilir miydik o Zaman. Hayallerimizi yaşatabilir miydik? Son nefesini verirken
Sevdamız onu yaşama döndürebilir miydik?
Bilmiyorum.
Severken ayrılmak böyle olsa gerek. Diri diri mezara girmek, yaşarken ölmek
Demek bu olsa gerek... Birinin canına kıymak, bile bile ölümüne razı gelmek
Bu olsa gerek... Ben sevdama veda edemedim. Yüzüm yoktu ardından ağlayıp
Feryat figan af dilemeye. Kendi ellerimle mezarını kazmışken, yok oluşunu
İzlemişken bu lanet gözlerimle nasıl ona veda edebilirdim ki...
Vedasız ayrılığıma son bir veda..