Merhaba... Benim... Telefonun kapalıydı uzun zamandır... Numaran mı değişti? Yoo bildim bileli aynı numaradasın, aynı yalanda ya da... Anlamadın mı? Neyse boşveeer... Niye mi aradım? Bilmem sanırım sana söyleyeceklerim var... Sana göre hiçbir şeyi doğru yapmadım ki... Kendime haksızlık mı ediyorum? Belki... Bunu konuşmak istemiyorum... Dedim ya neden aradığımı ben de bilmiyorum...Yok kapatma, dinle sadece... Sanırım haklısın... Saçmalıyorum... Nasıl olsa yarın sabah saçmalama sırası yine sana geçecek. Hayır canım fazla içmedim... Aslında çok fazla içmedim desem daha iyi... Sadece seni aramaya cesaret edecek kadar içtim... Haklısın galiba fazla içmişim...
Neyse bırakalım bu anlamsız kelimelere anlam yükleme çabalarını... Dinle sadece... Ben senin öldüğünü söylemek istemiştim sadece... Artık yazılarıma birinci dereceden suçlu olarak konuk olmayacaksın... Dur dur sevinme... Asla birinci dereceden masum da olamazsın... Hakaret mi ediyorum... Hadi canım sen de... Hem neden sana hakaret edeyim ki? Hayat zaten senin içindeki tüm sevme yetilerini alarak sana hakaretlerin en büyüğünü etmemiş mi?.. Benim sana söyleyeceğim hangi söz acıtabilir ki bundan sonra içini?.. Hangi sözüm anlatabilir hayal kırıklıklarının bana ne kadar acı verdiğini... Ya da bunları anlatmayı başaran hangi kelimelerimi anlayabilirsin ki ana okulu Türkçenle... Yok ileri gittiğim falan... Dinle beni... Bugün beceriksizliğim üstümde her zamanki gibi... Yine elim ve yüzümde aynı bulaşık sevda... Yo hayır şikayet ettiğim falan yok... Zaten ben alıştım başka aşklara teknik direktörlük yaparken kendi sevdalarımda ilk onbire bile girememeye. Futbol konuşmak istemiyor musun? Haklısın ben de bizim takımın ne zaman şampiyon olacağını anlatmaya çalışmıştım son cümlemde... Ha anladım bağıran insanlardan nefret ediyorsun... Zaten anlamalıydım bunu seni sevdiğimi haykırdığım zaman yüzünde beliren umursamaz ifadenden... Haklısın bence de çok anlaşılmaz konuştum... Sarhoşluğuma ver n’apalım... Ben sana söylediğim tüm cümlelerin suçunu aynı masum içmişliğin üstüne atıyorum zaten uzun zamandır... Ha bu arada rakım bitiyor ben kapatayım artık... Hem sen bu kafa karışıklığını atlatana kadar ben yeniden aşık olurum... Ne kadar çabuk mu aşık oluyorum? Doğru, senin, yarım kalan cümlelerimi tamamlamayı başarabildiğin süre kadar çabuk aşık olurum ben ve sen beni her anladığında biraz daha uzaklaşmış olurum senden...
Ben kapatayım şimdi... Sanırım saatim çalıyor... Keşke bizim aşkımız için saati biraz daha erkene kursaydım... Belki o zaman başarabilirdim gerçek "sen"i görmeyi... Yok yok çıkarma maskeni sakın... Artık görmek istemiyorum gerçek yüzünü... Artık kaybolmak istemiyorum sahte sevdanda... Artık düşlerime gelmeni de istemiyorum... Evet haklısın seni ben aradım değil mi? Duyamıyorum... Alo... Alo...
Sanırım benim seni sevmeye yetecek kadar kontörüm kalmadı..
Neyse bırakalım bu anlamsız kelimelere anlam yükleme çabalarını... Dinle sadece... Ben senin öldüğünü söylemek istemiştim sadece... Artık yazılarıma birinci dereceden suçlu olarak konuk olmayacaksın... Dur dur sevinme... Asla birinci dereceden masum da olamazsın... Hakaret mi ediyorum... Hadi canım sen de... Hem neden sana hakaret edeyim ki? Hayat zaten senin içindeki tüm sevme yetilerini alarak sana hakaretlerin en büyüğünü etmemiş mi?.. Benim sana söyleyeceğim hangi söz acıtabilir ki bundan sonra içini?.. Hangi sözüm anlatabilir hayal kırıklıklarının bana ne kadar acı verdiğini... Ya da bunları anlatmayı başaran hangi kelimelerimi anlayabilirsin ki ana okulu Türkçenle... Yok ileri gittiğim falan... Dinle beni... Bugün beceriksizliğim üstümde her zamanki gibi... Yine elim ve yüzümde aynı bulaşık sevda... Yo hayır şikayet ettiğim falan yok... Zaten ben alıştım başka aşklara teknik direktörlük yaparken kendi sevdalarımda ilk onbire bile girememeye. Futbol konuşmak istemiyor musun? Haklısın ben de bizim takımın ne zaman şampiyon olacağını anlatmaya çalışmıştım son cümlemde... Ha anladım bağıran insanlardan nefret ediyorsun... Zaten anlamalıydım bunu seni sevdiğimi haykırdığım zaman yüzünde beliren umursamaz ifadenden... Haklısın bence de çok anlaşılmaz konuştum... Sarhoşluğuma ver n’apalım... Ben sana söylediğim tüm cümlelerin suçunu aynı masum içmişliğin üstüne atıyorum zaten uzun zamandır... Ha bu arada rakım bitiyor ben kapatayım artık... Hem sen bu kafa karışıklığını atlatana kadar ben yeniden aşık olurum... Ne kadar çabuk mu aşık oluyorum? Doğru, senin, yarım kalan cümlelerimi tamamlamayı başarabildiğin süre kadar çabuk aşık olurum ben ve sen beni her anladığında biraz daha uzaklaşmış olurum senden...
Ben kapatayım şimdi... Sanırım saatim çalıyor... Keşke bizim aşkımız için saati biraz daha erkene kursaydım... Belki o zaman başarabilirdim gerçek "sen"i görmeyi... Yok yok çıkarma maskeni sakın... Artık görmek istemiyorum gerçek yüzünü... Artık kaybolmak istemiyorum sahte sevdanda... Artık düşlerime gelmeni de istemiyorum... Evet haklısın seni ben aradım değil mi? Duyamıyorum... Alo... Alo...
Sanırım benim seni sevmeye yetecek kadar kontörüm kalmadı..