Severek ayrılmak, tel örgüye takılarak pantolonunu yırtmaktır.
Severek ayrılmak, ulaşılmaz aşkların tartışılmaz üstünlüğüdür.
Severek ayrılmak, "Sen benim erişilmezim, vazgeçilmezim, unutulmazımsın" diyenlerin dayandıkları bir payandadır.
Severek ayrılmak, ulaşılmaz yıldızların parlaklığının daha parlak, yakamozların daha parıltılı, martı çığlıklarının gitar mırıltısı olduğunu sanmak ve dalgaların kumsalı öptüğü yerdeki doğal büyünün tarifsiz kederine, derin acısına kapılmaktır.
Severek ayrılmak, erişilmezin yürekteki sancısı, yalnızlığın dinmeyen acısıdır.
Severek ayrılmak, bir kabukta iki badem içinin dış etkenler karşısında kabuklarından çıkması ve bir daha kabuklarına dönmemesidir.
Severek ayrılmak, bir zamanlar taptığınız birinin yabancısı olmak, gözlerinizde acısını görmek, yüreğinizde sancısını duymaktır.
Severek ayrılmak, elele bir çift gördüğünüzde, ayrılıkla biten bir film izlediğinizde yüreğinizde duyduğunuz derin sızıdır.
Severek ayrılmak, yıllar sonra,"öyle değil, şöyle davransaydım sonuç daha değişik olurdu"nun muhasebesini yapmaktır.
Severek ayrılmak, dua çiçeklerini ağlatmak, gökkuşağının canlı renklerini soldurmaktır.
Severek ayrılmak, bir başkasıyla asla derken, sevdiğinizi bir başkasıyla gördüğünüzde, bu kadarı da fazla demektir.
Severek ayrılmak, yeryüzündeki bütün yolların denize çıkmadığını, bütün nehirlerin ummanına akmadığını öğrenmektir.
Severek ayrılmak, içinde derin bir hüzün, kumsalda yürürken uzun uzun, bir sarhoşun kafasında geçmişteki sancıların bilançosunu hesaplarken bu med ve cezir bileşkesinin kimyasını bir simyacı gibi düşünmektir.
Severek ayrılmak, önünü görmeden hep geriye bakmaktır.
Severek ayrılmak, istasyonda oturup, giden trenin dönmeyeceğini bile bile dönmesini beklemektir.
Severek ayrılmak, zaman zaman duyduğu kalbindeki sancının ezikliğinin başka, vuruşlarının bambaşka olduğunu anlamaktır.
Severek ayrılmak,"Bir dönüp baktım ki geçmiş seneler, içimde birikmiş neler neler olmuş kördüğüm, aynadaki gözlerimde gördüğüm, hala senin için yanmakta ve ağlamaktayım," demektir.
Severek ayrılmak, boş bir şişe içinde başarı kutlamaktır.
Severek ayrılmak, en yaşlı totemi bu gece yaşantımdan çıkaracağım derken, tapınağa her zamankinden daha çok gitmektir.
Severek ayrılmak, milyonların yaşadığı bu kentte, yamaçtan inen huzursuz akşamların koynunda yalnızlığını paylaşacak bir dost bulamamak, caddeden geçen araçların motor gürültüsüyle sabahlamak, yeni bir güne başlarken, bir gün döneceksin diye kaç yıl aç ve muhtaç kaldım sevgiye demektir.
Severek ayrılmak, ulaşılmaz aşkların tartışılmaz üstünlüğüdür.
Severek ayrılmak, "Sen benim erişilmezim, vazgeçilmezim, unutulmazımsın" diyenlerin dayandıkları bir payandadır.
Severek ayrılmak, ulaşılmaz yıldızların parlaklığının daha parlak, yakamozların daha parıltılı, martı çığlıklarının gitar mırıltısı olduğunu sanmak ve dalgaların kumsalı öptüğü yerdeki doğal büyünün tarifsiz kederine, derin acısına kapılmaktır.
Severek ayrılmak, erişilmezin yürekteki sancısı, yalnızlığın dinmeyen acısıdır.
Severek ayrılmak, bir kabukta iki badem içinin dış etkenler karşısında kabuklarından çıkması ve bir daha kabuklarına dönmemesidir.
Severek ayrılmak, bir zamanlar taptığınız birinin yabancısı olmak, gözlerinizde acısını görmek, yüreğinizde sancısını duymaktır.
Severek ayrılmak, elele bir çift gördüğünüzde, ayrılıkla biten bir film izlediğinizde yüreğinizde duyduğunuz derin sızıdır.
Severek ayrılmak, yıllar sonra,"öyle değil, şöyle davransaydım sonuç daha değişik olurdu"nun muhasebesini yapmaktır.
Severek ayrılmak, dua çiçeklerini ağlatmak, gökkuşağının canlı renklerini soldurmaktır.
Severek ayrılmak, bir başkasıyla asla derken, sevdiğinizi bir başkasıyla gördüğünüzde, bu kadarı da fazla demektir.
Severek ayrılmak, yeryüzündeki bütün yolların denize çıkmadığını, bütün nehirlerin ummanına akmadığını öğrenmektir.
Severek ayrılmak, içinde derin bir hüzün, kumsalda yürürken uzun uzun, bir sarhoşun kafasında geçmişteki sancıların bilançosunu hesaplarken bu med ve cezir bileşkesinin kimyasını bir simyacı gibi düşünmektir.
Severek ayrılmak, önünü görmeden hep geriye bakmaktır.
Severek ayrılmak, istasyonda oturup, giden trenin dönmeyeceğini bile bile dönmesini beklemektir.
Severek ayrılmak, zaman zaman duyduğu kalbindeki sancının ezikliğinin başka, vuruşlarının bambaşka olduğunu anlamaktır.
Severek ayrılmak,"Bir dönüp baktım ki geçmiş seneler, içimde birikmiş neler neler olmuş kördüğüm, aynadaki gözlerimde gördüğüm, hala senin için yanmakta ve ağlamaktayım," demektir.
Severek ayrılmak, boş bir şişe içinde başarı kutlamaktır.
Severek ayrılmak, en yaşlı totemi bu gece yaşantımdan çıkaracağım derken, tapınağa her zamankinden daha çok gitmektir.
Severek ayrılmak, milyonların yaşadığı bu kentte, yamaçtan inen huzursuz akşamların koynunda yalnızlığını paylaşacak bir dost bulamamak, caddeden geçen araçların motor gürültüsüyle sabahlamak, yeni bir güne başlarken, bir gün döneceksin diye kaç yıl aç ve muhtaç kaldım sevgiye demektir.