Aşk nedir ki? Bir eşyadan, bir kimseden ayrı asla yaşayamama düşüncesi, o olmazsa her şeyin onunla birlikte gideceği korkusu, kavuşamama, terk ediliş, acı çekmek, yanmak gibi bir şeydir.Aşk dokunamamaktır. Aşk yaşanmaz. Aşk sadece düşüncededir. Gerçekte yaşam boyu insanlar her zaman en sevdiği, vazgeçemediği her şeyden birer birer ayrılmıyor mu.? Aşk sadece kadın erkek ilişkisi değildir. Oysa kitaplarda, dergilerde gazetelerde bahsedilen aşklar sadece kadın erkek ilişkisinden öte bir şey değildir. Sonuçta bahsedilen aşklar bir süre sonra keskin kavgalara, dönüşü olmayan ayrılıklara gebe değimli.? Derler ki bazen ben filanca kişiye aşığım. Yok daha neler... o koskoca bir yalan.Aşk söyleyememe, içini kemiren, seni yiyip bitiren bir şeydir.
O zaman aşk birlikte yaşamak değildir. Aşk kavuşamamak ulaşamamaktır. Atom çekirdeğini tüm gezegenleri ve yıldızlar kapsayan evren kadar gözünde büyütmektir. Bu yüzden Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun kavuşamadıkları için aşkları dillere destan olmuştur.Kavuşamadıkları için aşkları bu kadar büyük olmuştur. Eğer onlar kavuşsalardı aşk denen bir olgu asla kalmayacaktı.O gözlerinde büyüdükçe büyüyen sevgililer, birlikte yaşamaya başlandığı zaman günlük yaşamımızın bir parçası olurlar. Zaman zaman yalnız kalma ihtiyacı duyar insan ve o an kimseyi istemez. Eğer aşık oldum dediğiniz kişi daima sizinle birlikteyse ondan da bazı anlarda sıkılacaksınız. Birlikte yaşama kuralları, sevgi, saygı, yaşam kavgası, aşkın yerini alacaktır. Daima birlikte yaşayan insanlar mutlaka birbirlerine karşı hata yapacaklar. Büyü mutlaka bozulacaktır.
Aşk kavuşamadığın, ulaşamadığın bir şeydir. Mevlana tanrıya aşıktır. Babasını hiç tanıyamayan çocuk babasına, annesini tanıyamayan bir çocuk annesine, Çölde susuz kalan toprak suya. Karanlıklar gündüze aşıktır. Ama kavuşma olduğu zaman ona duyduğumuz özlem, hasret bitecektir.Aşk bitecektir. Onun yerini alışkanlıklar, sıradanlıklar almaya başlayacaktır.
Sevmek güzeldir. sevilmek kadar güzel.Sevgi yakınlık, aşk uzaklıktır.
O zaman aşk birlikte yaşamak değildir. Aşk kavuşamamak ulaşamamaktır. Atom çekirdeğini tüm gezegenleri ve yıldızlar kapsayan evren kadar gözünde büyütmektir. Bu yüzden Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun kavuşamadıkları için aşkları dillere destan olmuştur.Kavuşamadıkları için aşkları bu kadar büyük olmuştur. Eğer onlar kavuşsalardı aşk denen bir olgu asla kalmayacaktı.O gözlerinde büyüdükçe büyüyen sevgililer, birlikte yaşamaya başlandığı zaman günlük yaşamımızın bir parçası olurlar. Zaman zaman yalnız kalma ihtiyacı duyar insan ve o an kimseyi istemez. Eğer aşık oldum dediğiniz kişi daima sizinle birlikteyse ondan da bazı anlarda sıkılacaksınız. Birlikte yaşama kuralları, sevgi, saygı, yaşam kavgası, aşkın yerini alacaktır. Daima birlikte yaşayan insanlar mutlaka birbirlerine karşı hata yapacaklar. Büyü mutlaka bozulacaktır.
Aşk kavuşamadığın, ulaşamadığın bir şeydir. Mevlana tanrıya aşıktır. Babasını hiç tanıyamayan çocuk babasına, annesini tanıyamayan bir çocuk annesine, Çölde susuz kalan toprak suya. Karanlıklar gündüze aşıktır. Ama kavuşma olduğu zaman ona duyduğumuz özlem, hasret bitecektir.Aşk bitecektir. Onun yerini alışkanlıklar, sıradanlıklar almaya başlayacaktır.
Sevmek güzeldir. sevilmek kadar güzel.Sevgi yakınlık, aşk uzaklıktır.