Sanatçının Edirnekapı Şahitliğindeki kabri
Mehmet Akif Ersoy
|
10-14-2006, Saat: 03:00 AM <
Mehmet Akif 'in mezarı çok sevdiği iki dostunun Ahmet Naim ve Süleyman Nazif'in arasına gömüldü (Edirnekapı Şehitliği)
10-14-2006, Saat: 03:03 AM <
Hakimiyeti Milliye'nin 17 Şubat 1921 tarihli 1. sayfasında İstiklâl Marşı
10-14-2006, Saat: 03:03 AM <
MEHMET AKİF ERSOY 132 YAŞINDA Akif’in millet sevgisi, bilgi donanımı, mücadele azmi, bağımsızlık ateşi insanımıza ışıktır, yoldur. Tacettin Dergahı’nda kaleme aldığı İstiklal Marşı’mız ve Safahat yurt sevgisi, varlığın ve onurun korunması, saygın kimliğimiz ve yeniden doğuşumuzu anlatan baş eserdendir. Akif’in sesi ve nefesi mısralarında milli haykırış, ulusal şahlanış, kaybolmayan heyecan olmuştur. Akif’i anlamamak, anlayamamak bir noksanlıktır. Eserleri ve hayatıyla da Akif fazilet abidesidir, tek taşınabilir anıttır. Mesajı, millet, din, bilim, medeniyet, insan ve çağdaşlıkla donanmış derin ve tarihi dizelerdir. Akif tarihe sığmayan bir destan sahibidir, ulusal heyecanımızın kükreyişidir. Tek dişi kalmış medeniyetçiler sevr’i hortlatmaya kalkışırken karşılarında milenyumun Akif’lerini, Asım’ın neslini bulacaklardır. Dualarımız Akif’e Rahmet O’na olsun. Mehmet Cemal Çiftçigüzeli
10-14-2006, Saat: 03:04 AM <
MEHMET AKİF'İN ARKASINDAN NEDEN AĞLANIR ? İstiklal Marşımızın TBMM’ de kabulünün 82. yılını idrak ettik. Bu yıldönümünü hatırlattığı için AK Parti’ ye teşekkür ederiz. Daha önceki yıllarda Mehmet Akif Ersoy beyi böylesine hatırladığımızı hatırlamıyorum. İlk Meclis binamıza giden yeni ve eski bakanlar, milletvekilleri, okul sıralarına oturup konuşmaları dinlerken gözyaşlarını tutamadılar. Çoğumuz da ekranlarda tutamadık. Belki 40 yıldır ziyaret etmekte olduğum Seddülbahir köyündeki Yahya Çavuş şehitliğine her gidişimde, anıtta yazılanları okuyunca aynı duygulara kapılırım. “Bir avuç insandılar Düşmana karşı koydular, Allah’ ı özlediler. Gün batarken kavuştular.” Belki sözleri tam hatırlayamadım ancak onları da bu vesileyle anmak istedim. Aşağıdaki detayları çoğunuz biliyorsunuzdur ama ben yine de kendi sözlerimle kayda geçsin istiyorum. Mehmet Akif Ersoy beyin “İstiklal Marşı” kabul edilince ödül olarak 500 lira kendisine uzatılmış. O zamanın parasıyla hayli değerli bir meblağ. Sayın Ersoy, “Ben bu parayı almam” demiş. “Ama almak zorundasınız” demişler. “Mecbursam, bir hayır kurumuna bağışlıyorum” demiş Ve almamış… Bu teklif kendisine yapılırken, üzerinde arkadaşından ödünç almak zorunda kaldığı bir trençkot, cebinde de arkadaşından borç almak zorunda kaldığı 2,5 lira bulunuyormuş. Otel parası olmadığından da bir dergahta kalıyormuş. Bu eseri yazabilmek için sadece iki sayfa kağıdı varmış. Bir sayfaya temiz kopyası çekileceği için tek yaprak yetmemiş. Şiirin bir bölümünü mecburen dergahın duvarına yazmış. Sayın Ersoy’ un edebi ve milliyetperver duyguları bir yana, daha başka çok önemli hasletleri olduğunun altını çizmek istedim. Göz yaşlarını tutamayanların, bu dürüstlük timsali, milliyetperver, yetenekli adamın özelliklerinin farkında olarak ağladıklarını zannediyorum. Nur içinde yat muhterem Mehmet Akif Ersoy! Nur içinde yatın bu toprağa canını seve seve vermiş atalarımız.Sizleri özlemle anıyoruz. Ayşe ÖZGÜN Gazeteci / Yazar 13 Mart 2003
10-14-2006, Saat: 03:10 AM <
canakkale sehitlerine Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhîdi... Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? "Gömelim gel seni tarihe," desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitab... Seni ancak ebediyyetler eder istiab. "Bu taşındır," diyerek Kâbe'yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ nâmiyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmiyle; Ebr-i nisanı açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem, Gündüzün fecr ile âvizeni lebrîz etsem; Tüllenen mağribi akşamları sarsam yarana, Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana... (Mehmed Âkif Ersoy)
10-14-2006, Saat: 03:12 AM <
Şehitler Abidesi İçin
Gökkubbenin altında yatar, al kan içinde, Ey yolcu, şu toprak için can veren erler. Hakk'ın bu veli kulları taş türbeye girmez, Gufrana bürünmüş, yalınız Fatiha bekler.Şair : Mehmet Akif Ersoy
10-14-2006, Saat: 03:22 AM <
Bir Gece
On dört asır evvel yine bir böyle geceydi Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler Halbuki kaç bin senedir bekleşmedelerdi Nerden görecekler göremezlerdi tabi Bir kere zuhur ettiği çöl en sapa yerdi Bir kere de ma'mure-i dünya o zamanlar Buhranlar içindeydi bugünden de beterdi Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin Salgındı bugün Şark'ı yıkan tefrika derdi Derken büyüyüp kırkına gelmişti ki öksüz Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi Bir nefhada kurtardı insanlığı o masum Bir hamlede kayserleri kisraları serdi Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi Zulmün ki, zeval akılına gelmezdi, geberdi Alemlere rahmetti evet şer-i mübini Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi Dünya neye sahipse onun vergisidir hep Medyun ona cemiyeti medyun ona ferdi Medyundur o masuma bütün bir beşeriyyet Ya Rab! Bizi mahşerde bu ikrar ile haşret Mehmet Akif Ersoy |
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konu ile Alakalı Benzer Konular | |||||
Konular | Yazar | Yorumlar | Okunma | Son Yorum | |
Mehmet Coşkundeniz Yazıları | nazarboncuqu | 18 | 2,022 |
11-14-2009, Saat: 02:32 PM Son Yorum: acemhe |
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi