09-04-2007, Saat: 10:45 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
[SIZE=3]Sen gittin.. Bir zifiri karanlık, bir zından yalnızlığı, ağır bir boşluk bıraktın geride.
Gittin ve dönmeyeceksin bir daha
Haklısın gidişinde, bu aşkı bitirmekte haklısın.
Tek söz söyleyemedim. Yüzüne bakamadım.
Karşında ağlamadım. Eridim, tükendim, bittim.
Sonsuzlukta bir insan nasıl olur.. sesi soluğu nasıl duyulur?
Elveda aşkım.. Elveda sevgilim.
Sen kendini hiç böyle gereksiz, böyle değersiz, böyle yapayalnız hissettin mi?
Ayrılık ölüm kadar acı ve soğuk.Aynalara bakıyorum.
Aynada gördüğüm ben değilim. Gözlerim cehennem ateşi..
dudaklarım mühürlenmiş. Ellerim titriyor.
Yüreğim kızgın demirlerle dağlandı.
Yokluğunun bedeli çok ağır sevgilim.
Sevinçlerim, hayallerim, umutlarım, renkli dünyam elveda..
Elveda yaşamak..
yaşamın anlamı elveda.
Kimse farkında değil yokluğunun.
Sensiz ne hallerde olduğumu kimse bilmiyor.
Anlamıyor yitip giden bir aşkın kederini.
Düne kadar en yücesini yaşadım mutluluğun,
ayaklarımın altından kayıp gidiyordu toprak,
denizlerin ovaların üstünde uçuyordum.
Güneş kadar yakındı bana aşk.
Güneş kadar sıcak ve parlak.
Bıraktın birdenbire, kanatlarım kesildi.
Hızla çakıldım yere, boşluğun içindeyim, şimdi hiçbir şeyim.
Oysa dünyanın en zenginiydim.
Bütün çiçekler bizim için açardı,
bizim için ballanırdı meyveler,
ekinler bizim için bereketli,
sular bizim için çağlardı.
Şimdi toz duman içinde kızgın bir çöldeyim.
Yönümü yolumu şaşırdım.
Sam rüzgarlarına bıraktım gövdemi, sürüklenmekteyim.
Sen bensiz nasılsın, bilmiyorum.
Rahat mısın, mutlu musun, bu kadar çabuk beni unutur musun?..
Nasıl birden mazi olursun?
Düne kadar gözlerinden aşkı içtiğim,
dudaklarında yüreğimi erittiğim,
uğruna bıçaklar çekip dünyaya meydan okuduğum ey sevgili nerdesin?
Kimlesin?.. kimlerlesin?.. Kimlerle oynaşır gönül eğlersin?
Ben burada, terk edip gittiğin yerdeyim.
Elveda aşkım.. Elveda birtanem.. Elveda sevgilim! Elveda sana [/SIZE]
09-04-2007, Saat: 10:45 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
Kendimi kandırmaktan yoruldum...Hep senin haklı olduğun yalanına tutunmak artık zor geliyor bana.
''Ben yanlış anladım...Hayır,sen öyle yapmak istemedin.
Tamam,suçlu bendim.Sen haklısın,sen suçsuzsun,sen masumsun.
sen...sen...sen...''
Ya ben...!
Her yanlışının ardından doğrularını arayan,onlarla avunan ben,kendini haksız bulup kahrolan,kendini gecelere vuran ben...
Ama yinede nerdeyse bundan mutluluk duyan gene ben.Tekrar tekrar aynı acıyla yanan,her acıyla birkez daha aşık olan hep ben...
Bunları yazması kolay da,taşıması öyle kolay değil.Her babayiğidin,her aşığım diyenin çekeceği dert değil...
İşte ben bu cesaretle,bu koskoca sensizliği yenmeye çalışıyorum...Gözlerimden öteyken bile özlerken tenini,gönlümden öte atıyorum tüm hislerimi...
Eskiden...
Verdiğin acıya bile razıydım.O ; ayrı bir haz,ayrı bir paylaşımdı.İçimde kıpır kıpır bir umut vardı.
Zaman zaman aklımı karıştırıp hayallerime oturttuğum sen,sonra hiçbirşey olmamış gibi davranıp sessizce ama ardında derin sancılar bırakarak yokediyordun herşeyi...
Biliyor musun...gitmelerine bile alışmıştım artık!
Şimdi...
Dayanamaz oldum bu yürek sancılarına,artık kaldıramıyor bedenim,senin uğruna olsada...
Senin uğruna ama senden habersiz,ama sensiz...Senin hayallerin başkayken,hayallerimin bir parçası yapamıyorum artık seni...
Güçsüz de...yapamadı,pes etti de...yoruldu,gitti de...
İnan son kez dayıyorum başımı omzuna,
İnan son kez bakıyorum böyle içten sana,
Ve inan son kez ağlıyorum uğruna
09-04-2007, Saat: 10:46 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
Geldin mi?
...
Geldin
sandım!
Terk etti odamı yar güneş ve renkler.
Senden sefaya hasretim, cefalar yeter!
Bir lokma ekmek değil, su değil and isteğim...
Bir seda ver, bir fer ol, bir gel yeter!
İsli, sisli, pis, puslu bir odada seni beklemek(?)
Yüreğimden kan sızıyor, yardım et!
Döneceğine inandırarak gitmiştin. Ben vedaların vuslata gebe olmadığını ispatlamaya çalışırken, galip gelmiştin düşünceme. Ahh, ne erinçti bu yüreğime.
İş bölümü yapmıştık. Sen gidecektin, ben seni bekleyecektim, sen gelecektin, ben seni sevecektim...
Geçti...
Ne kadar zaman oldu bilmiyorum. Lakin; aklım başımdan, söz dilimden, ferim gözlerimden, kokun tenimden geçti. Tahta kuraları çerçeveleri yedi bitirdi, hayalin de beni.
Parmak uçlarında yüreğimin, nazlı sevdanla bekledim. Takvimlerden kışın eksileceğini haber ederken güzden kalma hüzünler, ne kadar kara varsa sildim. İlmek ilmek umut işledim seni beklerken. Ben vedaların vuslata gebe olmadığını ispatlamaya çalışırken, galip gelmiştin düşünceme.
Geçti...
Bir çiçekli bahar,
Bir sıcak yaz,
Bir serin hazan...
Sırada ne var?
Ben vedaların vuslata gebe olmadığını ispatlamaya çalışırken, sen yenildin düşünceme. Hiç bir doğru beni bu kadar acıtmadı...
Geldin
sandım!
Ki geldin de... Yüreğinin en kuytu köşesinde aşk diye bir şey vardı. Bulamıyorum şimdilerde.
09-04-2007, Saat: 10:46 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
[SIZE=3]VE SEN GİDİYORSUN...VE BEN GİDİYORUM... [/SIZE]
Ve Sen Gidiyorsun;
Bu koca şehrin suskunluğunu, çırpınışlarını, sessiz ve derinden çığlıklarını, haykırışlarını, kalp sancılarını arkanda öksüzce ve yetim bırakarak..
Ve Sen Gidiyorsun;
Rüzgarların saçlarını savurmasına aldırmadan, ıslak caddelerinin ayaklarını kaydırmasına bakmadan, çakan şimşeklerin korktucu gürültüsünden korkmadan...
Ve Sen Gidiyorsun;
Kimselere hesap vermeden ve kimselere hesap sormadan, öylece sessizliği kendine gard alarak...
Ve Sen Gidiyorsun;
Çantanı koluna takarak, yüreğini kaldırım köşesine atarak ve mevsimleri birbirine katarak...
Ve SeN Gidiyorsun;
Yüzüme bile bakmadan, bana bir veda bile etmeden, haberler bile salmadan ve kaldırımlara attığın yüreğini bile bana bırakmadan...
Ve Sen Gidiyorsun;
Ama ben gittiğini bile bilmiyorum, seni bekliyorum ha geldi, ha gelecek diyorum baş ucuma ama sen lanet olasıca tıkanıp kaldığım bu hastenenin kapısına bile uğramıyorsun...
Ve sen gidiyorsun;
Kuşlar uğramıyor artık penceremin yanına, rüzgar esmiyor da getirmiyor kokunu daha...Anlıyorum o dakika ters bir şey olduğunu da ben yine de tüm sukunetimle seni bekliyorum işte...
Ve Sen Gidiyorsun;
Bir postacı geliyor yanıma, başını eğmiş " geçmiş olsun, size bir mektup var" diyor, seviniyorum, buruk bir ifadeyle gülümseyip "artık ben gideyim" diyor...
Ve Sen Gidiyorsun;
Mektubu açıyorum binbir sabırızlıkla, önce mektubu alıyorum elime, sonra ise yatağıma düşen yüzüğünü... Anlam veremiyorum ve mektubu okuyorum tüm şaşkınlığımla...
Ve Sen Gidiyorsun;
Giderken de bana hatıra olarak sadece bu sayfada ki kahrolasıca sözleri bırakıyorsun... Bitti diyorsun ne kadar da kolay diyorsun, bu gidişinin hastalığımdan kaynaklanmadığını söylüyorsun, ne peki onu bile sormama izin vermiyorsun..
Ve Sen Gidiyorsun;
Kuşlar konuyor penceremin yanına nemli gözlerle bana bakıyorlar, pencereye çıkıyorum ölümüne de olsa bu kalkışım ama ben aldırmıyorum...İşte o anda seni görüyorum hastanenin önündeki cadde de...
Ve Sen Gidiyorsun;
Onca çırpınışlarıma, "SENİ SEVİYORUM" demelerime ve gözyaşlarımı dökmeme rağmen arkana bir an olsun bakmadan gidiyorsun işte...
Ve Ben Gidiyorum;
Bu çivisi çıkmış dünyayı sana bırakarak, beddularımı üzerinde tutarak ve son nefesimde bile olsa "SENİ SEVİYORUM" diyerek gidiyorum işte, gidiyorum....
VE Sen Gidiyorsun....
Ve Ben Gidiyorum...
09-04-2007, Saat: 10:52 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
SEVDALI YÜREGiM...
Yürek gölümün tek yakamozu,
Düşen cemre gibi,
Sabahı ilk ışıklarıyla
Doğan güneş gibi
Sevdalı yüreğim,
Ah!.. yaralı yüreğim,
Mum gibi eriyip dururken yanı başımda;
Vazgeçmesini bilmedi ki senden,
Unutamadı ki seni
Bu deli yüreğim.
Sensizliğini kaldırımlara haykırmıyor artık.
Hayallerinle avunmaktan,
Bulup bulup yitirmekten usandı yüreğim.
Gün gün
Adım adım
Damla damla
Büyüyen sevgim;
Ne kaldırımlara
Ne kağıda,
Ne de bu aleme sığar artık.
Yokuğunda
Masmavi bir göl yaptım yüreğimde;
İçinde aşkınla dolu sevda taneciklerinin
Göz yaşlarımla süslenmiş
Kimsenin görmediği,
Pırıltılarından bir göl yaptım.
Sevgimi o gölde boğmak istedim.
Kendi içimde;
Adım adım
Damla damla
Nefes nefes yarattığım gölde
Boğmak istedim sevdamı.
Anlamıştım bu yaranın kapanmaz olduğunu,
Lokman Hekim’in haklı olduğunu.
Ama beceremedim
Sevgimi, yani seni
Yani canımın damlalarını
Nasıl kendi içimde boğabilirdim ki ?!
Yüreği senin için çarpan,
Kalbi kırık,
Yorgun bir
Bir avare yarattın,
Senin için nefes alan;
Senin için yaşayan
Yüzü gülen,
İçi alev alev yanan
Yaralı bir avare yarattın...
Hani vardı ya
Göz bebeklerinden yüreğini okuyan
Avare diyip
Yüzüne bakmadığın
Ve her gidişinde
Hunharca kül ettiğin
Bir yürek vardı
Hatırlar mısın?
Ya da boş ver
Hatırlama
Kapının ardında kalsın
Şaheserin....
Bu avare diyip
Yüzüne bakmadığın,
O hunharca kül olan yüreğin sahibi,
Yürek gölünde boğamadı sevdasını,
Senin gibi olamadı bir türlü,
Bırakıp gidemedi
Kapının ardındakini,
Ve yürüdüğün
Her kalabalık kaldırımda
Seni sevdiğini haykıracak gözleriyle
Ama sen duymayacaksın...
Belki
O kaldırımlarda boğulacak da...
Ama yine unutamayacak seni,
Gözünde bir damla yaşla yaşayacak;
Ama
Ne senden
Ne de seni sevmekten vazgeçecek.......
09-04-2007, Saat: 11:00 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
fazLa sewdim seni.
fazLa sakIndIm seni gözümden..
fazLa özLedim,fazLa bekLedim
fazLa dinLedim seni.
fazLa anLattIm sana..
derinLigim fazLa geLdi sana.
fazLa korktu gözün..
sense en koLayInI sectin;görmemezLikten geLdin.
cIrpInIrken sana,
sense yaraLadIn beni her adImda.
biLiyordun cünkü heryerimi,her$eyimi..
bu acI fazLa bedenime,ruhuma,kaLbime..
yüreim fazLa yaraLandI,kIrILdI..
eLinden geLenin en fazLasInI yapsan da artIk eskisi gibi oLamaz ki..
zaten sende fazLasInI yapmazsIn ki..
i$te bende hayatImdaki tüm fazLaLIkLarI temizLiyorum.
önceLikLe en fazLa yeri oLan "seni" gönderiyorum hayatImdan.
özgürsün artIk,fazLaLIkLar agIr geLmeyecek sana..
bense temizLendikten sonRa,
fazLaLIkLarI cIkarInca hayatImdan,
ruhum eksiLmi$,kayboLmu$ ama ben cogaLmI$ oLacagIm bu hayata..
dogru ya hakLIsIn ben fazLa geLdim sana..
i$te bu yüzden fazLasIyLa benciLLik yapIorum we terk ediyorum bu hayatI.
öyLece gidiyorum
fazLasIyLa yaLnIz
fazLasIyLa yorgun
fazLasIyLa kIrgIn
fazLasIyLa bIkkIn
we fazLasIyLa dönü$ü oLmayan imkansIz diyarLara gidiyorum
gerci bu eLweda da fazLa sana ya
neyse..
eLweda..
09-04-2007, Saat: 11:01 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
27
-
Konuları:
2
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2007
-
Rep Puanı:
çok güzeldi hepsi tskler yüreğine saglık
09-04-2007, Saat: 11:03 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
Sagol Canim Begenmene Sevindim Herşey Gönlünce Olsun
09-04-2007, Saat: 11:03 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
Artık kabullenmişliğin yorgun havasını çalıyorum şimdi..
Vurgun yemiş satırlarım son yıkıntıların altında çırpınırken..
Ben derinden bir türkü tutturmuşum akıp giden zamana..
Hislerim yanıyor!..
Dumanını çekiyorum içime efkar sigarasıdır diye..
Ve ben artık, kaybetmişliğin ardından ağlayan çocukları oynuyorum..
Neydi bizi bu karanlığın girdabında rotasız bırakan..
Neydi hislerimizin dumanını savuran?..
Yok olmuşluğun keyifsizliğini mi sürmeliyim şimdilerde..
Yoksa senin yok oluşunun acısını mı sindirmeliyim içime?..
Yoksun!..
Bir hayal kadar duman, bir duman kadar bulanık hayalin..
Tutunacak gibi oluyor ümitlerim..
Bir adım veriyorum sana karşı..
Bulanıklığı da kalmıyor dumanının..
Yoksun!..
Az önce verdiğim nefes kadar anlıktı varlığın..
Az önce hayat verdin bana, ama şimdi; yoksun!..
Karşımda bulanık dumanın, içimde hislerin alevi..
Ve elimde kalemim..
Son demlerini döküyorum satırlara teslim olmuşluğun..
Son nağmelerini mırıldıyorum titrek dudaklarımdan..
Ve üşüyen ellerimle enkazını oluşturuyorum ..
Ardında yıkıntısını bıraktığın satırların..
Sen, tutulan el kadar sıcak bir gerçek..
Verilecek bir nefes kadar da gidicisin..
Tutsam içimde öldürecek, bıraksam uçup gideceksin..
Sen, efkar sigaramdaki duman kadar hayal..
Enkazından kurtulamayacağım kadar da..
Yıkıntı bıraktın ardında..
Ve ben kabul ettim..
Yenildim, yok edildim..
Bir ruh kadar sessizim şimdi odalarda gezinen..
Gözdeki fer kadar gidiciyim ben de..
Elveda hayallerin kahramanı,elveda aşkın dumanı..
Ve elveda yıkıntılarımın mimarı..
Yak!..
Yık!..
Estir dumanını!..
Gözlerimden feri de çek!..
Öyle git!..
Nasıl olsa gidişine bağlamıştım ipimi..
Mezar taşıma da adını çiz, öyle git!
09-04-2007, Saat: 11:10 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
Şimdi tükenmek nedir biliyorum
Hicran yüklü baharları
Zamansızlığı
Gecenin karanlığında ellerimi başımın arasına alıp ağlamayı
Ayrılığın ölüm olduğunu
Yıllanmış acılarımın nasıl oluk oluk kanadığını
Bu benim acım
Bu benim yaram
Bu benim
Benim olanların karşısında hep dik durdum ben
Benim olanları yüreğimin dehlizlerine saldım
Bugün bıraktım tüm düşlerimi haziran sarkıtlarına
Ben bugün aldırışsızlığın terennümlerini dillendiriyorum sanık sandalyesinde
Kalemim kırılmış
Yaftama idam yazılmış
Bir gölge gibi sızdı aramıza insanlar
Canım dediklerim canıma ateş düşürdü
Unut diyorsun
Soluk alma der gibi
İçindeki yangını söndür diyorsun
Ölüme çare bulmuş gibi
Bu şehrin sarnıçlarında gönlümün yağmurları yağar sessiz sessiz
Bu şehrin sokakları hüzün soluklar cansız sensiz
Umut yağdırmıyorum artık yüzümdeki çizgilere
Sadece beklediğim
Geleceğin çabuk gelmesi
Bestesinde özlem biriktirdiğim hayatın sona ermesi
|