Sen! Bilemezsin beni...
Biçare olup peşinden koşarak, "Beni Affet!", diyeceğimi düşündün... Ve beni bekliyordun şu herkesin geldiği, ama benim olmadığım şehirdeki küçük evinizin merdivenlerinde...
Yollarımı gözlüyor, "gelecek" diyordun...
Y A N I L D I N !...
Hatayı yapan, ihanetin bedeline mahkümdur. İzin vermiyorum sana. Hak etmiyorsun beni, yasakladım kendimi sana. Ve sen yine bekleyeceksin "belki bir umut" diye...
Yine gelmeyeceğim!
Ağrılarla kalsam da, sonuç ortada. Seni düşünmüyorum artık ve emin olmalısın ki bu yazdığım da sana SON MEKTUBUM...
Belki yine duygularına esir düşüp telefona sarılacaksın... Beni arayacaksın, HAYIR!...
Sakın yapma. Düşünmüyorum ve düşünmekte istemiyorum ihanetini...
Affetmeyi denedim inan... Ama olmadı yalanlar içinde garip bir sevda!. Ağla şimdi haline...
Ne kadar kırgınsan bana eskilerin yaşanmışlığı hatrına özür dilerim senden...
Uzun uzun yazardım sana...
Şimdi bir kaç cümleyi bile zor toparlıyorum...
...Senin de aynı fikirde olmanı, beni ve duygularımı anlayıp artık düşücelerimen çıkmanı istiyorum... "BİZ" diye birşey olmamalı artık... Sadece yolları ayrılan iki yürek...
İstemiyorum seni...
İsteklerimi de erteledim yarınları olmayan günlerime...
Hayat kazanılmış bir zafer görünüyor insanlara... O zaferde kaybeden benim... Seni istemekle beraber, imkansızı kabullenmeye çalıştım...
Yalanlarına, sahteliğine kandım...
Ve bu yüzden seni isteklerimden çıkardım... Ulaşamadım sana... Kayıp şehirlerin diyarına sürükledin beni... Yaram sızladı, kanıyor!
İstemiyorum seni unutuyorum yavaş yavaş geçirdiğimiz o sahte güzellikteki günleri...
Eski anılardan bahsetmek istemiyorum.
Zaten şu an ki halini tahmin edip, yüreğimdeki cümleleri susturup, mantığım doğrultusunda kalemime yön veriyorum...
Artık bitirmeliyim... Son bir isteğim senden!... "Lütfen, Düşüncelerime Bir DamLa Yaş oLup DÜŞME..!
Biçare olup peşinden koşarak, "Beni Affet!", diyeceğimi düşündün... Ve beni bekliyordun şu herkesin geldiği, ama benim olmadığım şehirdeki küçük evinizin merdivenlerinde...
Yollarımı gözlüyor, "gelecek" diyordun...
Y A N I L D I N !...
Hatayı yapan, ihanetin bedeline mahkümdur. İzin vermiyorum sana. Hak etmiyorsun beni, yasakladım kendimi sana. Ve sen yine bekleyeceksin "belki bir umut" diye...
Yine gelmeyeceğim!
Ağrılarla kalsam da, sonuç ortada. Seni düşünmüyorum artık ve emin olmalısın ki bu yazdığım da sana SON MEKTUBUM...
Belki yine duygularına esir düşüp telefona sarılacaksın... Beni arayacaksın, HAYIR!...
Sakın yapma. Düşünmüyorum ve düşünmekte istemiyorum ihanetini...
Affetmeyi denedim inan... Ama olmadı yalanlar içinde garip bir sevda!. Ağla şimdi haline...
Ne kadar kırgınsan bana eskilerin yaşanmışlığı hatrına özür dilerim senden...
Uzun uzun yazardım sana...
Şimdi bir kaç cümleyi bile zor toparlıyorum...
...Senin de aynı fikirde olmanı, beni ve duygularımı anlayıp artık düşücelerimen çıkmanı istiyorum... "BİZ" diye birşey olmamalı artık... Sadece yolları ayrılan iki yürek...
İstemiyorum seni...
İsteklerimi de erteledim yarınları olmayan günlerime...
Hayat kazanılmış bir zafer görünüyor insanlara... O zaferde kaybeden benim... Seni istemekle beraber, imkansızı kabullenmeye çalıştım...
Yalanlarına, sahteliğine kandım...
Ve bu yüzden seni isteklerimden çıkardım... Ulaşamadım sana... Kayıp şehirlerin diyarına sürükledin beni... Yaram sızladı, kanıyor!
İstemiyorum seni unutuyorum yavaş yavaş geçirdiğimiz o sahte güzellikteki günleri...
Eski anılardan bahsetmek istemiyorum.
Zaten şu an ki halini tahmin edip, yüreğimdeki cümleleri susturup, mantığım doğrultusunda kalemime yön veriyorum...
Artık bitirmeliyim... Son bir isteğim senden!... "Lütfen, Düşüncelerime Bir DamLa Yaş oLup DÜŞME..!