[FLASH]http://slaytizle.cicoz.net/tvideo/dd604.swf[/FLASH]
[COLOR="Navy"][SIZE="3"]ruhuma işleyen güzel kokunu bilmesin
olurya güller kıskanır...
canımdan bir can oluşunu duymasın
olurya annem kıskanır
sen oldukça benim yaşadıgımı duymasın
olurya ruhum kıskanır...
ugrunda bir ömür vadettiğimi duymasın
olurya ecel kıskanır...[/SIZE][/COLOR]
[COLOR="DarkOrange"][SIZE="3"]" Ellerinden sunulmuş ayrılık,
Kendince bana verilmiş bir ödülse;
Senin kollarında ölmek,
Bana verebileceğin en güzel hediyedir.."
Zamanı durdurup
Git diyorsun , git...
Neden,
Neden gitmeliydim...
Kelimelerin alev alev,
Sanki yanardağları içirmişsin yüreğine.
Gözlerin bir cellat gibi acımasız,
Bakışların bir o kadar anlamsızdı.
Nefesin kan kokuyordu,
Sanki kör bıçakları giyinmişsin üzerine..
Heybeme yalnızlığı doldurup
Git diyorsun, git...
Nereye,
Sensiz yüreğimi nereye gömmeliydim ?
Aşka ödenmiş tövbelerin yarım yamalak,
Ayrılık kelimelerin bir o kadar çıplak...
Gözlerin, bir fırtına kadar hırçın,
Sesin, bir o kadar kırgın...
Git diyorsun, git....
Tek kelime bile etmeden,
Yalnızlığa gömüyorsun beni.
Ve sonra üzerime geceyi devirip
Karanlığın içinde kayboluyorsun..
Ayrılığınla yüreğimi ezip
Ardına bakmadan gidiyorsun...
Git diyorsun, git...
Sancılar giriyor hücrelerime.
Çicek diye öptüğüm baharlardan,
Günahkâr kurşunlar yağıyor
Sipersiz yüreğime.
Yığılıyorum olduğum yere.
Kanıyorum içten ice..
Son kez hayata tutunmak için
Bulutların eteklerini ararken
Arsız yangınlar sarılıyor dizlerime..
Git diyorsun, git..
Oysa ben " sana" ölüyordum.
Göğsümden boşalan kanlar
Kırık kaldırım taşlarına sarılıyor.
Ruhum kanatlanırken gökyüzüne,
Yalnızlığın iki yüzlü toprağında
Terkedilmiş yüreğim tek başına
Uçurumlara yaslanıp kan ağlıyor.... [/SIZE][/COLOR]
[COLOR="Navy"][SIZE="3"]ruhuma işleyen güzel kokunu bilmesin
olurya güller kıskanır...
canımdan bir can oluşunu duymasın
olurya annem kıskanır
sen oldukça benim yaşadıgımı duymasın
olurya ruhum kıskanır...
ugrunda bir ömür vadettiğimi duymasın
olurya ecel kıskanır...[/SIZE][/COLOR]
[COLOR="DarkOrange"][SIZE="3"]" Ellerinden sunulmuş ayrılık,
Kendince bana verilmiş bir ödülse;
Senin kollarında ölmek,
Bana verebileceğin en güzel hediyedir.."
Zamanı durdurup
Git diyorsun , git...
Neden,
Neden gitmeliydim...
Kelimelerin alev alev,
Sanki yanardağları içirmişsin yüreğine.
Gözlerin bir cellat gibi acımasız,
Bakışların bir o kadar anlamsızdı.
Nefesin kan kokuyordu,
Sanki kör bıçakları giyinmişsin üzerine..
Heybeme yalnızlığı doldurup
Git diyorsun, git...
Nereye,
Sensiz yüreğimi nereye gömmeliydim ?
Aşka ödenmiş tövbelerin yarım yamalak,
Ayrılık kelimelerin bir o kadar çıplak...
Gözlerin, bir fırtına kadar hırçın,
Sesin, bir o kadar kırgın...
Git diyorsun, git....
Tek kelime bile etmeden,
Yalnızlığa gömüyorsun beni.
Ve sonra üzerime geceyi devirip
Karanlığın içinde kayboluyorsun..
Ayrılığınla yüreğimi ezip
Ardına bakmadan gidiyorsun...
Git diyorsun, git...
Sancılar giriyor hücrelerime.
Çicek diye öptüğüm baharlardan,
Günahkâr kurşunlar yağıyor
Sipersiz yüreğime.
Yığılıyorum olduğum yere.
Kanıyorum içten ice..
Son kez hayata tutunmak için
Bulutların eteklerini ararken
Arsız yangınlar sarılıyor dizlerime..
Git diyorsun, git..
Oysa ben " sana" ölüyordum.
Göğsümden boşalan kanlar
Kırık kaldırım taşlarına sarılıyor.
Ruhum kanatlanırken gökyüzüne,
Yalnızlığın iki yüzlü toprağında
Terkedilmiş yüreğim tek başına
Uçurumlara yaslanıp kan ağlıyor.... [/SIZE][/COLOR]