Yokluğunda öldüm sandım...
Martları çıkarttım takvimlerden...
Artık gece 03-05 nöbetleride yok saatlerde...
Sabah erkeden uyanıp fırına gitmek, kahvaltı hazırlamak da yok...
Sen uyurken öperek uyandırmak da yok...
Üşüyorum; bakışların kadar soğuk kalorifer petekleri...
Üşüyorum; acıtıyor yokluğun...
Fotoğraflarda avuntu, gözlerimde çiğ taneleri biriktiriyorum...
Kocaman kalbimde kocaman aşklar büyütürken..
Kocaman hayallere seni de sığdırırken..
Tek darbede yıktın kağıttan kuleyi...
Daha sağlamını yapıyorum yerine merak etme...
Artık kaldırımda oturup gidişini izlemek yok...
Gelişini özlemek de yok...
Lanetler ettim, sitemkar oldum gecenin korkutan karanlığına...
Yılmadım, yorulmadım öpücükler bıraktım boğazın sularına...
İster al ister alma;ne sitemimi nede öpücüğümü...
Ben buyum; üşüttün ama artık çok sıcak...
Senden başka neyim varsa ittim elimin tersiyle..
İtilen de ben oldum, senin elinin düzüyle..
Ne yaptıysam boş..
Ne yaptıysam anlamsız..
Ne yaptıysam senin içindi oysa...
Anlamak zor zanaat, anlaşılmaksa imkansıza eşdeğer...
İyi ki vardın...
iyi ki yaşadım...
iyi ki yaşattım...
iyi ki YAŞIYORUM.
Üşümek bile güzeldi yokluğunda...
Artık gelme olur mu..?
Sen yokken acı vardı..
Göz yaşı va hüzün vardı..
Sen varken daha büyük acılara gebe yaşamak istemiyorum..
Yolun açık olsun Yalancı yarim...
Hayattan demir aldığın zamana kadar...