Ceylan bakışlı yetim bir sevdadır dağlarda. Nur`lar içinde uyuyan avcıya aşık tek yürek belki de... En tatlı sesidir imkansız bestelerin ve aşk için alınan her nefes dağ yollarında bir seherdir. Kısa vadeli ölgün bir hayata inat, doyasıya yaşamaktır tek arzusu.
Cesurdur ceylan bakışlı sevda, bir o kadar da yalnız. Avcının ellerinde sunulan ölüme aşıktır. Kim bilir kaç sevda canını bırakmıştır namlunun ucuna... Her göz göze gelişlerinde ölümü unutur, o gözlerde kaç kişinin kendini bulduğunu düşünür yetim ceylan. Dualar eder, vuslat zamanına adar tüm sevdalı gülleri. Tek silahı suskunluktur, haykırır sessizliğiyle ve onulmaz dertlere vurulur gönülden.
Kaçsa gidemez, gitse de bitemez bir sevdadır yürekte. Tatlı huzuruyla ne düşler emzirir ürperten karanlıklarda. Uzun düş seferlerine çıkarken gönül, gözlerinde kalan umutlarıyla uyur ceylan her gece. Usul usul güller kanar her nefeste ve imkansız bir dilek gerçek olur. Ceylanın gözlerinde bir kız vardır. Ay düşen saçları geceye uzanır. Ciğerine dolan sevda ve bedenindeki ruh yetim ceylandır. Lakin güzel bir kıza dönüşmüştür bedeni. Sabah uyandığında şaşırmıştır, ceylan bakışlı nazende bir sevda olur ve rüzgara bırakır özlemli saçlarını.
Sorar yürek:
- Bugün günlerden ne ?
- Sevda...
- Bugün günlerden ne ?
- Sevda...
Günlerden sevdadır... Çılgın bir rüzgarla savrulur sararan yapraklar, suçlu değildir gözler birbirine değdiğinde. Sevdalı nağmelerle sarılır bedenler, son nefesini vermeye razıdır beste boylu ceylan bakışlı güzel. Namlunun ucundaki ölümü beklerken, hayatı yudumlar avcının avuç içlerinden. Zaman gibi sessizce sarılırlar birbirlerine, mutlulukla aydınlanır yüzleri. Lakin kısa sürer bu mutluluk, buz kesen ellerde tutulmayan bir yemindir, bir avuç küldür gönülde savrulan, yamalı bir sevdadır yaşanan ve bir mazidir nur içinde haykıran.
Sorar yine yürek:
- Bugün günlerden ne ?
- Sevda... Belki de veda... Zamansız bir elveda...
- Bugün günlerden ne ?
- Sevda... Belki de veda... Zamansız bir elveda...
Sıcak bir Eylül akarken gözlerinden, gün sevdadır, gün vedadır... Tek suçludur Eylül, o çağırmıştır sevda sancılarını ve bitmeyecektir. Aralık kapıları kapanırken günlerin yüzüne, yeni merhabalar kucaklanır acımadan... Bunu sezer yürek ve kırılır aynalardaki gülümseyişe. Yalnız dillerde kraliçedir ceylan bakışlı sultan... Bir kez daha anlar ki aşk yoktur. Bir suret asılıdır yürekte, acıtan. Her nefeste yaşananın aslı yoktur.
Güller, sakınır sevdalı gülüşlere dokunmaya. Yaşanmayan avcı bir ömür vururken gözbebeklerine, üşür elleri beste boylu nazendenin... Yürek okunmamış bir kitaptır, hiç açılmadan rafa kaldırılır. Bilinmese de kıymeti, yıkılmaz bir sözle, gücenmez... Kırgındır Eylül`e lakin kızamaz bir türlü... Gecelerin deminde Eylül, bir parçasıdır sonbaharın ve sonbahar tebessüm eden sevdanın en tatlı mevsimidir.
Sırtındaki bıçaklarla yalnızlığın sağır yoluna devam eder sevda. Kendi gibi bir yürek yoktur. Sultanı olamamıştır, gökkuşağı dolayamamıştır beline, aşka aşık hasretlere sarılmıştır biçare. İhanetle süslenmiş ayrılıklara gülümser gamzeleri.
"Olsun" der "Olsun, zamanla unutulur."
"Olsun" der "Olsun, zamanla unutulur."
Rüzgarla savrulup gider uzaklara ki zaten hiç yakın olmamıştır aşkın yakamozlu efsane mehtabına. Zaman dolmuştur. Gitmelere itilmiş yüreğini toplar ve hiç bitmeyen Eylül`e döner hazan. Geriye ne kalmıştır, sararmış yaprakların dışında...Yaralı bir kalpten arta kalan herşey anlamsızdır. Atılır, satılır, kıyılır, bomboştur şarkılar... Ne emeklerle göğe serilen yıldızlar saçlarına dökülmüştür. Göz pınarları çağlamış, yürek çöllenmiştir artık. Kesin dönüş yollarında deliliktir hala sevmek, dilindeki nakaratla haykıran yürek kendine varmak üzeredir.
Bilmez günlerden nedir...
Bir soru cevap bulur hazin hazin
Bir soru cevap bulur hazin hazin
- Ey sevda, söyle hayat nerdedir ?
"Hayat Gözlerine değdiğim yerdedir