Sözlerin artık ikna etmediği bu yaşımda, ağlamak da artık zor geliyor, zoruma gidiyor.
Benden sana, söylemesi zor, yazması kolay bir kelime; Hoşçakal.
Aldatıldığımı bildiğim bu geceden sana son bir yazı, son bir hatıra.
Seni her çağırdığımda, artık yüreğime yumruk atamayacaksın. Ben de bir başkasının yasak bahçesine uğramayacağım. Artık ne gelmeni isteyeceğim, ne de kalmanı....
Bu akşam masamdaki tek bir mumu kendim için yaktım. Senin oturduğun iskemle boş, ev boş... İhanetin resmi boşlukta çizili...
Şimdi sen bir başka masada başka gözlerlesin. Yüreğindeki pembe yalanlar büyüdükçe büyüyor. Karaya çalan pembeler...
Kim, kimi kandırıyor bu alemde? Kumdan kalelerimiz her dalgada yıkılıyor.
Kimseyi yolundan döndürecek gücüm yok artık. Dayanıksızım, dayanaksızım...
Olduğun yerde kal...
Hoşçakal...

Böylesine bir depremin ardından; yok olmayı ve yok olmasını ttalı bir tebessümle kabullenebilmek sevginin büyüklüğünden... Herşeye rağmen sevecekse insan böyle sevmeli.... Her şart ve şeklide ttalı bir tebessümle sevmeye, yanlız da olsa sevmeye devam etmelii

Paylaşım için teşekkürler