Nasıl özlemektir ki bu, aynadaki gözlerimde bile senin gözlerini görüyorum...
Mevsim ne olursa olsun, her sağanak yağmurda, sana koşuyorum ben, yalın ayak bir çocuk masumluğunda...
Yüreğime sığmayan aşkını, beynim almıyor!...Geçen bunca zamana rağmen, içimde küllenmeyen aşkın!!! Seni görsem, seni duysam, bunca özleminle hasretinle doluyken, olduğum yere düşer bayılırım herhalde!...
Sen bilirsin yüreğimin kumdan kalelerini!!! Güçlü gözüken ama bir o kadar da duygusal yürek kalelerim...
Özgürlük diye satır satır bağırırken, ömrümün en büyük esaretini senin aşkınla giyinmişim üzerime!!! Hasretin çekilecek dert değil,
Sevgiliiiiiiiiii!!!...
Rüzgarlar kokunu getiriyor burnuma, hasret kilitliyor kalp kapılarımı...
Dağ tepesinde kekik kokusu, gün ortasında yağmurla gelen toprak kokusu, geceleri parmaklarıma sinmiş sigara kokusu oluyor kokun!!!
Hasretin beyaz sayfalardaki mürekkep izi, gözümden akıp ağzıma gelen gözyaşlarımın tuzlu tadı oluyor!...
Sen geliyorsun rüyalarıma, eskiya urbalarınla...
Hasretin düşüyor, en yıldızsız gecedeki dolunayın gözlerine... Sesin geliyor kulaklarıma... Gecenin en sessizliğinde, yüreğimi delip geçen bir mermiye benzeyen sesin...
Kulağıma gelen senin sesin mi yoksa, hasretinle yüreğimde kopan fırtınaların sesi mi, inan bilmiyorum!!!
Gözlerini görüyorum, gözbebeklerimde... Hasretinle baştan asağı sen olmuş hallerimde!
Hani olmaz ya, olsun istiyorum!!! Çık gel, istiyorum!!!
Onca aciyi, onca siziyi, bu ani görmek icin yasadin demeni istiyorum!!!...
Ansızın öyle bir gel ki, hasretinle deli olmadan, seni gördüğüm an delireyim istiyorum...!
Delirmemin bile senli bir sebebi olsun istiyorum...!
Anladın mı, senli bir sebebi...!