:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Beklemek Boyledir...
K€$K!NßI¢@K
#11
Suskunlugumla eslik ediyorum tangonun zarif ritimlerine.. oyna, oynama, oyna, oynama..Tik tak, tik tak tak, tik tak, tik tak tak..
Zaman nasilda her ritimde hatirlatiyor kendisini...
Zamanin neresindesin, yada neresindeyim..
Biri geçmis biri gelecek, birbirlerinin gözünde iki kisi.. Iki silüet..
Bir günlük dayanma gücünün insandan götürdügü nedir aglamamak icin direnmek adina...
Aslinda birseyi gitmiyor insanin, kaybetmiyor hicbirseyi, yitip giden hicirsey.. Neyimiz var ki bizim beklemekten kaybedilecek...




Gel, ben bildiğim…
Her hecesi ‘sen’ kokan, özlemler biriktiriyorum içimde…
Ve gözlerime sığınmış, yüreğimde saklanmış sessizliğin…
Yalnızlık değil çığlığım, yokluğun sebebim…
Oysa ben, varlığının sesiyim…
Yokluğunun hüznüyüm…
Ve sana adanmış özlemlerin en kuytusuyum…
Ah bu uzaklar…
Sana beni, bana seni uzak eyleyen yollar…
Tükenmiyor bu yokluklar…
Ben ki,
Yanındayken bile sana özlem dolu…
Yüreğine tutsağım..
Sensizliğe alışmak yerine sen’li zamanda kaybolmayı istiyorum…
Şimdiki zamana uyarlamak istiyorum ‘seni’…
Ve özlemin, varlığında anlam olsun istiyorum,
Seni yaşayan benliğime…
Ve şimdi;
Zaman, sensizlik…
Saat; yalnızlığı ‘sen’ geçiyor…
Lakin,
Yüreğine uzak düşen yüreğim, seni yazıyor zamana…
Zaman ki; sensiz bir asır, seninle bir an ‘bana’…
Ve ben yine;Özledim, çok özledim…
Gel, ömrüme ‘şans’ dediğim…
Özleminin içinde boğuluyorum….

-ki beklemek boyledir...
Ara
Cevapla
Yorgun Yürek
#12
reflet0019vk6bv.gif
Gel Ey Gülüm




Üşütme bir tanem sevgi dolu yüreğini
Zannetmesin yalnız kalacak
Bırakır mı hiç deli gönlüm onu
Bil ki ayrılığın bana en büyük ceza

Gel ey sultanım günlümün baharı
Özletme,hissettirme bana hasret rüzgarlarını
Değmesin yüreğime hasret kurşunları
Yakmasın içimi yokluğun alevi

Gel ey gül yüzlüm
Gel ki gözlerinde kendimi bulayım
Bak ki gözlerime hasretine doyayım
Gel artık bir tanem mutluluğun olayım
icon7.gif
Ara
Cevapla
CaNaT
#13
Ahh yar gittin mi şimdi sen benden
Üzdüm mü ben seni hiç bilmeden
Kırdım mı canımın canını
Dillerimi bağlasam şimdi
Sus pus olup ağlasam
Gözyaşalarım yol olsa sana varsa
Ben sana varsam

Beklerim ben yollarını
Dönüşü olmayan yerlerdede olsan gözlerim kapıları
Elimi telefondan bir an olsun ayırmam
Kulağım ayak seslerini bekler
Bir an olsun boş bulunmam
Bir gün ne için beklediğimi unutacak bile olsam
Beklerim ben hiç usanmam
Ara
Cevapla
CaNaT
#14
Bir gül soldu içimde
Bin gün oldu sanki ayrılalı
Bir bilsen ah ne kadar çok özledim seni
Bir bilsen ah ne kadar çok istedim seni
Bir bilsen ah ne kadar çok istedim
Tenine dokunmayı
Bir bilsen ah ne kadar

Bekledim pencerenin önünde geçersin diye
Bekledim kapının önünde gelirsin diye
Sen gelmedin bir gül soldu içimde
Senin gibi benim gibi
Ara
Cevapla
K€$K!NßI¢@K
#15
Ne cok yorulmus bu beden bu ruh..
Omrümde her sarki baska bir kapi acti diyor iclal aydin
oysa bende tüm sarkilar sana acilan kapiyi anlatirdi...

"Cok zor günler gecirdim vaktiyle
Kalbimde firari endiseler nihayetinde
Asik olmak cok zormus yar sana

Ve asik olmak kısmetmis sana
Bu yaralar bereler sanadir askim göreler bileler"

Bilemiyorumk'i yoklugunumu kabullendim yoksa kabulleniyor muyum

Yoklugun yoklukmu aslinda onuda bilmiyorum yani fiziken yoksan yokmusun cidden...



"ellerin gitme telasinda
sen hazir misin..¿?
ayak parmaklarina dikkat et
yürürken ahimdan kirilmasin ...''


Aslinda biliyorum beni anlamani beklemiyorum cok zor cunku, ben dahi henüz anlam veremedim acaba ask anlam veremdigimiz bir duygumu hatta ask bir cisim olabilirmi ki;

Yok yok olamaz cisim dedgin yer kaplar ama dur olabilir soyut cismim kalbimi kaplayan, ictigim sigarada dahi dumana yükledigim..Ki adin ask senin
saate baktigimda düsündügünü sanmak ne güzel bir histir bir bilsen ah kendine benim gözümle bir bakabilsen..

Ben, ben, ben yazmak isterdim ama sen, sen, sen dökülüyor dilimden
icimden gecenlerle dilime dökülenler dogru orantidalar ne güzel...

Tek terslik yoklugun ile varligin arasinda bocalamam

Ahh..! seni bulmamis olsaydim aramazdımki bu denli
ve "hic bir bekleyis güzel degil seni beklemek kadar''

sabrima senin adini koydum
ve onu sardikça seni sarar gibi oluyorum
iste bu yüzden
seni beklemek de güzel

-ki beklemek boyledir...

[ses]http://ercanathesch.googlepages.com/NOSTALJI-SelcukUral-DertlerimiZincir.mp3[/ses]
Ara
Cevapla
CaNaT
#16
Bekle ey nazlı sümbül
Bir gün çıkarsam birden karşına şaşırma sakın
Görünce beni karşında öylece sessiz ve masum
Duraksama sakın bir an bile
Koş sarıl sadece sarıl boynuma
Sorma sakın neden böyle oldu diye
Sadece sarıl bakayım gözlerine dalayım derinlere yine eskisi gibi
Uzağına düştüm diye soğuma sakın benden ve sakın unutma beni
Benimkisi belki mecburiyetten belkide ....
Söyleyemedeğim çok şey var aslında ve anlatacak çok şey
Dilimin ucunda dökülmeyi bekleyen kelimeler var biraz isyan biraz özür
Bekle beni ey nazlı sümbül
Geleceğim yanına,çıkacağım dağların ardından
Sana yine gülümseyeceğim
Ara
Cevapla
K€$K!NßI¢@K
#17
Beklenen gelecekse güzeldir beklemek..Bir ümidim olsa, bin yil beklerim seni... Küflenmis bir sensizlik yigilmaya basladi sessizligimin atardamarina..
Paslanmis bir civinin tehditkarligi saplanirken ümitsiz bekleyisime, kangren vurdu vuracak parmaklarimi neredeyse, nerdesin..¿?
Günler gecelere keyifle karismaz, karanliklar giydirilmisse efkarin bamteline..Sözler kefil olamiyor bir cigere, nefesler düzenli alinamamissa eger...
Kangren olan yanlardan geriye kalan, bir yarim bile edemiyorsa, hangi yanima yaslanmali, bu agir cöküste..
Oturup unutulmuslugumun tezgahina, unutamadigim askin kilimini dokuyorum... Desenleri hep senden mülhem, iplikleri senin özvatanindan getirilmis..
Bekliyorum sevgili, bekleyecek bir Yunus olmadigini bilmenin ümitsizligiyle..Geleceksen, güzel olur beklemek...

Bir yara ki pansuman yapmaya kalksan kanamasi azitir..
Bir yara ki dokunmasan vücut kangren olur...

-ki beklemek boyledir...
Ara
Cevapla
ÇiLeK
#18
Yokluğunda genişledim / hiç olmadığım kadar yok oldum... yanılgılar da kaldı yitik hayallerim ; hiç kimsenin haberi olmadı . tüketilen bir bedenin içerisinde öylesine tutuklu kalışımın bir sebebi olmalıydı ... bedeli yokluktu yokluğundu...
Yokluğuna savruldum , kayboldum . yaşam sürecinde kalan unutulmuş anlardan çok avutulmuş yıllar oldukça ; rüzgarlara bıraktım masum umutlarımı ; hiç olmadığım kadar varlığından yokluğuna kaydım... ben bu yaşam oyununa hiç alış(a)madım...
Yokluğuna vuruldum ; kimseler acımı duymadı , inan hiç kimseler kurşunumu çıkaramadı. Artık yokluğuna alışmalıyım değil mi ?..
“yokluğun, varlığına kavuşmak için ödediğim en ağır bedeldir... hayalin avutmaz artık.”

Yokluğunun bir başka adıdır ; kendime kalışlarım , yanılışlarım... bir sıcak kahve yudumlarken içimden akan senin hasretliğindir ; çaresizliğimin çırpınışıdır... artık anlamalısın ; varlığından öte yokluğun felakettir... içimde dirilmelisin...
Yokluğunu , yokluyorum... yanaklarımdan süzülen yağmur damlacıklarına tutunuyorum . düşüyorum ! pırıltılı sözcüklerle gel(e)miyorum ; yokluğundayım çokta sevin(e)miyorum...
“ dudak kıvrımlarında adını sayıklıyorum... defalarca / hayaline saldırıyorum...”

...yokluğunda bir seher vaktindeyim ; her şeyin bir o kadar uzağında peşine takıldığım her rüzgarla savruluyorum . takıldığım her dikensiz gül kokunla bezenmiş , umarsızca alay ediyorlar... söylesene ey sevgilim !suçum neydi benim...
...varlığına kavuşmak adına , yokluğuna daldım ... affet sevgilim , olmadı ! yapamadım ; anlayacağın kaybettim...

zor...çok zor
anlayacağın..ama boşver anlama sen yine de ,
yokluğun , uzun bir sessizlik gibi...
çöküyor ya gecelerime , inan gündüzleri unutuyorum ;
bastığım zeminler yokluğunu anlatıyor ,
kazımışım bir kere yüreğime varlığını..olmuyor
yokluğunla hiç mi hiç yaşanmıyor..
Ara
Cevapla
ÇiLeK
#19
437652.jpg

Şimdi bir şarkı dola diline, rengi kırmızı tadı limoni olsun. Hayatın bir şarkı kadar kısa olduğu, o şarkı kadar da güzel söylemiş olduğunu düşün. İçinde biraz sen biraz da düşlerinin sakladığı gizemli bir mağara, kapısında adaletsiz zamanın beklediği!!

Rastlantıların kol gezdiği gece gibi karanlık, sis bulutlarının örtü olduğu geçmişe bir yolculuk,
nereye bile sormadan kendine../ öylesine bir gidiş işte!

Şimdi bir şarkı dola diline../ adı GEL yada GİT olsun. Seçeneklerin çok olmadığı tek tıklama../ son nefes gibi, sade ve eskiyi bitiriş, yeniye kol kanat geriş olsun !

Pekte bir şey anlamadığımız yaşamın, cömertçe harcadığı otuz yılın sorguları da olsun içinde.
İsyankar olmadan rastlantıları teğet geçişlerimize, dürüst ve kendimize yontmadığımız hesaplaşma olsun, limoni bir tat içtikçe ekşisin yürek !!

Farklı bir zamanın farklı kollarında, durağan olmayan bir kucaklama ile hasretin zemzem suyuna bandırıp ahlarımızı, öylece geçip gidelim bu köprüden. Karşı yaka hep görünür olsun../ gülümsesin gözlerimize !!

Şu an bir ağır yük ki sırtımda sorma ! ikiye katlanmış yürek ve kimden hamile kaldığı belli olmayan çaresiz bir kadın gibi../ karnım burnumda dolaşıyorum. Sancılarım sahipsiz / ol orta dağıtmışım kendimi, ödediğim bedellerin kefesine ! bir tarafı ağır basan yanım hep sana yakın.

Veremediklerimle veremeyeceklerim arasında, yakamoz ışıklar kaçışıyor. Olmazlarınla korkular üçgeninde, doksanlık açılar çizmeye çalışan bir yürekle yatıyorum her gece. Uyumak ve uyanmanın korkusu ! boş bulmak istemediğim sol yanımla alakalı. Çıplak yatışlarım geceye bulaşmış bir elin parmakları, hep karanlık suskunluk isteği ! kirli mendil gibi savrulan aşkların soluk yaprakları.

ve sen../ ve yüzün../ ve ellerin../ ve gülüşün, umutlarımın dokuz tahta örtülü mezarı .

Senden aldıklarımla döllendirdiğim gelecek, melez korkular çocuğu. Hep elinden oyuncağı alınacak korkusu ile gezen kedi kıvraklığı bir yürek. Sen bende bir tında uçuşacak kalabalık güvercin sürüsüsün, kanatlarında realizmi taşıyan. Asla geri dönmeyecek göçtüğü sahilleri yabanların işgal ettiği ! hunharca geleceğine taş dökülen bir sahil, dalgaların acımasızca dövdüğü.

Ve sen / gözlerini aşkın işgaline bulamış, elleri sıcaklığında terleyen susuz dudaklar memleketi. Omuzlarını dolu zannettiği sepetlerin urganları acıtan, kırmızı yüreğini beyaz teniyle örtmeye çalışan gerçek ! dolduramam ki aşk sepetini.

Biliyorum ! kapasitesinin üstünde yük taşımış, mekanizması yıpranmış bir asansör gibi çok insanlar taşıdın yüreğinin en üst katına. Orada kalmasını istediğin değerli eşyalar, altında ezilmekten zevk aldığın sorumluluklar ve bazen gururunu zorlayan pekiler dolandı da diline,sen yine de usanmadın korkmadın ve belki sende olan herkes için her yokuşun bir inişi vardı da, bir senin olmadı rahat inişin ! mangal bir yüreğin tam ortasına doğru!!

Sana göre kalemin hep beyaz yazdı da gönül sayfalarını, kömür karası eller değdi tenine. Belki hep renk cümbüşü yağlı boya tablo işledin hayatı da, yakıcı güneşler soldurdu tuvalini. Ve belki titrek bir dudak dindirirdi susuzluğunu ama hep yetmişlik şişeler doldurdu bardağını.

Ve senin şefkatin, merhametin, fırtınalara korkusuzca açtığın bağrın cesaretin ! kancık yüreklerde karşılık buldu. Yanılma, hüsran, yarıdan geri dönme tüketti inancını. Sen bir güldün serin rüzgarlarla her daim öpüşen, lakin mendebur fırtınalar döktü yapraklarını.

Şimdi açmaya korkan gonca yüreğinle sen ! yine yeni güneşler peşindesin. Hallaç pamuğu gibi dağılan gönül bahçeni yeniden yeşillendirme derdindesin. Yaşadığın meşakkatli bir hayatla, şiirlerin isyankar dizelerindesin !!

Yeni yüzler, yeni düşler çıksa da karşına, gözlerindeki tanıdık figürlerle hep aynıyı görüyorsun. Sözler aynı / sevişler aynı / öpüşler aynı / heyecanlar aynı ! aynı olan hiçbir şeyi istemiyorsun. Geçmişinde silik namelerin doldurduğu defteri, bir kenarından ateşe verip yakıp yıkıp her şeyi, kendini yollara da vuramıyorsun!

Var olan gerçeklerinle, kör düğüm yaptığın düşlerin altında eziliyor asla ağlamıyorsun. Bütün nehirler içine akıyor da bir türlü taşamıyorsun. Hızlı bir debide akan ve yatağını değiştirmiş üzerine doğru gelecek, seni sel sularına katacak, azgın dalgalarında yüzdürecek, sahillerinde bereketli deltalar oluşturacak ama kurumayacak ! içinde düşlerinin olduğu suları tarlalarına salacak koca bir nehir bekliyorsun.

aslında sen ! daracık omuzlarında hasretle beklenen sevdalar taşıyorsun. Kalbura dönmüş bir yürekte kalan son damlayla yeşerecek sevda fidanını besliyorsun.

Ne kadar güçlü görünsen de bir ceylan kadar ürkek ve savunmasızsın. Bu yanını hüzünlerinle gizlemeye çalışıyor, o yanına değen tüm elleri yakıyorsun. Haklısın../ artık ellerin samimi sıcaklığına inanmıyorsun. Üzerinden kayıp meçhule gidecek bir el istemiyorsun. Hep kalsın yapışsın sıcaklığı ! her daim aynı olsun ve hep hissedilsin. Bu yüzden içinde yanan ve seni eriten ateşi dışarıya yansıtmıyorsun.

Aslında sen ! cücüğü küf kokan soyuldukça gerçek yüzünden utanacağın soğan misali bir sevda istemiyorsun.

Aslında sen ! bardakta su, iki tarafından da aynı yüzün göründüğü berrak yudumlamalar bekliyorsun. Susuzluğun kol gezdiği çöllerinde, bir ömür yeter dediğin içi dolu tek bir damla düşsün avucunun tam ortasına ! bunu bekliyor, istiyor ve tek bunun için bedevileşiyorsun!!

Aslında sen ! kumdan tepeler aşıp gözlerinde seraba dönüşecek, kör bir kuyuya dalmak istemiyorsun. Çıplak ayaklarınla kat ettiğin kumdan yolların sonunda, kucaklayacağın bir deniz olsun ! tenini sarıp sarmalayacak ummanın kollarında öleyim istiyorsun.

Kızgın kumlarda kavrulan tabanların, çöl soğuğunda buza kesmiş bedenin, gözlerini doldurmuş kum taneciklerinin, ruhuna verdiği sancıyı umursamıyorsun. Yüreğine yediğin darbelerin, çıyan ısırığından daha da öldürücü bir zehir olduğunu biliyor ! bu yüzden yalın ayak çıyanlar üzerinde yürüyorsun / direniyorsun.

Tüm bir ömrü tek nefeste soluyup içine almış müptela bir yürek taşıyorsun. Her şeye evet ama suskunluğa, hadi bir daha yüreğim demeye hayır diyorsun. Bitecekse başlamasın başlayacaksa asla bitmesin istiyorsun. Geçmiş fırtınaları unutmadan yelkenlerimizi sağlam direklere bağlayıp, bu mavi yolculuğa öyle çıkalım ! alabora olmasın düşlerimiz, yanımızda azık umutlarımız olsun, ısıracağımız bir dilim ekmek olmasa bile ısıracağımız çatlak iki dudak olsun ! doyacağımız tek nefes / bunu mu bekliyorsun.

Hep arayışla geçen ! yarınlarına aldanışların lanet tohumları ekilmiş, kızarmış bir yürekle işe yaramaz, elde var bir bile diyemeyeceğim balon bir hayatın tam da otuzuncu durağında dimdik karşımda duruyorsun. Gözlerim de sönmüş feri görmüyor musun ! alnımdaki çizgiler hayatın kahpe façaları, şakaklarımdaki kar taneleri, hep kış yüreğin ayazı boranı korkmuyor musun!

Ve düşük yapmış ! yeni ceninlerin bebeklere dönüşemeyeceği boş bir rahim yüreğim. Kanayan hırpalanan, damarlarında asiliğin dolaştığı ortadan ikiye yarılmış, ölümcül bir sessizlikte ecelini bekleyen ! ağır pençe darbesi yemiş güzel gözlü bir ceylan leşi / tiksinmiyor musun!

Ve yaralarım ! kabuk bağlamayan, kanımı bitiren, oluk oluk yüreğimi dolduran ağır yaralarım. Sinek ısırığı mı zannediyorsun !

Gücenme bana ! ben sana asla gücenmedim. Kustuklarım iğrendirmesin seni. İnan ki yıllardır midemi bulandıran, sancılarıyla kansere dönüşen, içimden bir yolunu bulup da atamadıklarım bunlar ! şimdi sana kusuyorum. Çünkü içimde tek temiz kalan yerde saklanan, yanındayım sesi kulaklarımda çınlayan, elini her daim açık tutan, kapısı kapanmayan bir ev var ! içinde de sen.

ne olursa olsun./ savaş bu yürekle
çünkü ben iyi biliyorum ki
en zengin topraklar büyük savaşlardan sonra elde edilmiştir
gücüm yok / savaşamam çekiliyorum dersen
esir düşer / nemrut bir kumandanın elinde oyuncak olursun.
unutma kaybedeceksen bile şerefinle kaybetmelisin
Ara
Cevapla
Firari Fırtına
#20
Hala beklemek varmı yüreklerde ?
Ara
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Beklemek neden zordur? ZencefiL 1 683 06-07-2011, Saat: 09:06 AM
Son Yorum: YasSmin
  Aşk da BöyLedir İşte.. Nare 0 383 08-15-2010, Saat: 04:48 PM
Son Yorum: Nare
  Ne zormuş beklemek seni ne zormuş, bir bilsen! acemhe 0 428 06-27-2010, Saat: 01:36 AM
Son Yorum: acemhe
  Dönüşünü Beklemek Var Ya O Yeter MaSaL 4 535 01-13-2010, Saat: 03:08 AM
Son Yorum: CaNaT
  'Beklemek Iyidir, Sabretmeyi Ezberletir .. ÐŽeşaren 16 747 10-11-2008, Saat: 07:33 AM
Son Yorum: ÐŽeşaren

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 6 Ziyaretçi
  Tarih: 11-22-2024, 08:56 PM