Elinden kurtulup uçan bir kuşa benzer aşk bazense elinde çok tutup öldürdüğün bir kuşa. En yorgun olduğun bazı sabahlar bile uyandırır belki seni. Ama ne hoştur onunla uyanmak ne hoştur ona yakın olmak. Belki de uçup kaçırmaktan korkuyorsun ona aşkını söyleyince o güzelliği biraz daha seyredeyim istiyorsun onu uçurmadan. Ama bir sabah olur ki uyanamamışsındır onun sesiyle pencereye çıkıp puslu gözlerle aramışsındır. Biraz sonra gelirdi nasılsa önemli değil. Beklemeler devam eder pencere önünde ama hava artık kararmıştır. Onu görmeden gelen bir gece ne kadar da hüzünlüymüş meğer. Ertesi sabah yine bir hüzünle uyanırsın yoksa seni terk mi etmişti hem de onca aşkına rağmen? Şimdi ondan ne bir haber kalmıştır ne de bir başka iz kalakalmışsındır ondaki o büyük aşkla. Halbuki tam onun gittiği gün tüm cesaretini toplayıp onu sevdiğini söylemeyecek Ona olan aşkını yüzüne haykırmayacak mıydın?
Günlerden bir gün o kuşa yine denk gelirsin. Ama her zamanki cıvıl cıvıl öten kuş değildir artık O. Ağlamak istersin hani ağlayamaz dokunmak istersin hani dokunamazsın. Tüm ateşini atarsın içine onca sevgini hapsetmeye çalışırsın bedenine. Ama artık aşkını Ona anlatmanın da faydası yoktur Ona delice yanmanın da. Çünkü o kuş artık başkalarının elinde başkalarının kafesindedir ve bir daha da senin olmayacaktır ..
Günlerden bir gün o kuşa yine denk gelirsin. Ama her zamanki cıvıl cıvıl öten kuş değildir artık O. Ağlamak istersin hani ağlayamaz dokunmak istersin hani dokunamazsın. Tüm ateşini atarsın içine onca sevgini hapsetmeye çalışırsın bedenine. Ama artık aşkını Ona anlatmanın da faydası yoktur Ona delice yanmanın da. Çünkü o kuş artık başkalarının elinde başkalarının kafesindedir ve bir daha da senin olmayacaktır ..