Ne vakit dost meclislerinde kurulu cümlelerde adını çağrıştıran iki kelam edilse;
hava gibi,su gibi,toprak gibi;
ekmeğime kan damlar...
geceme kan...
hava gibi,su gibi,toprak gibi;
ekmeğime kan damlar...
geceme kan...
Yolda yada herhangi bir yerde görünce elini sıktığımda susuyor parmaklarımın ızdırabı,güç bela dudaklarımdan çıkan bir merhaba,gecemi yaşanılır kılıyor,
başkasına gücüm yetmiyor,erimekteyim...
bir hazan yaprağıyım
düştüm...
düşmekteyim...
başkasına gücüm yetmiyor,erimekteyim...
bir hazan yaprağıyım
düştüm...
düşmekteyim...
Yetmiyor gündüzler,geceleri rüyalarıma sokuyorum seni
haberin olmuyor..
bil(me)
Limon ağacından sıyrılan bir çiğ gibi sana sıyrılıyorum
bilsen ölürdüm
Bu dudaklar daha adını söylemeyi beceremezken,gözlerine dikilemem
gelincik kırmızısı dudaklarından hangi sözcük çıkarsa çıksın duymaya dayanamam
yavru bir sokak kedisiyim,görmüyormusun
titremekteyim...
haberin olmuyor..
bil(me)
Limon ağacından sıyrılan bir çiğ gibi sana sıyrılıyorum
bilsen ölürdüm
Bu dudaklar daha adını söylemeyi beceremezken,gözlerine dikilemem
gelincik kırmızısı dudaklarından hangi sözcük çıkarsa çıksın duymaya dayanamam
yavru bir sokak kedisiyim,görmüyormusun
titremekteyim...
Burada saatlerce kıpırdamadan seni seyredebilirim..
Başka bir sahnenin varlığına aldanmadan,
Tamamen kapatılmamış tüllerin arasından süzülen güneş ışığının ; çizgi,çizgi yüzüne akışını seyredebilirim..
yüzün ,duruşun hep aynı;gözlerimi kapadığımda görebildiğim tek yüz seninki.
Birtek gözlerini hatırlayamıyorum,bakışların her santimetre karesi keşfedilmiş bir coğrafyada bilinmeyen ve aslada bilinmeyecek bir yerdi benim için.
Belki de beni sana bağlayan yanında çaresiz.acemi duruşlarım bu gizi keşfetmek yerine kendini sunma beklentisiydi..
Gözlerin yağmur ormanlarıydı benim için kesinlikle biliyordum ben orada kaybolurdum elimden tutmazsan geri dönemezdim.Ben hep yüzünü gözlerin olmadan seyrettim ve öyle ezberledim, ne zaman gözlerine baksam; üşürdüm çünkü..
donardım..
bütün vücudum titrerdi mahvolurdum
ve sen
bunu bilmezdin bile
Başka bir sahnenin varlığına aldanmadan,
Tamamen kapatılmamış tüllerin arasından süzülen güneş ışığının ; çizgi,çizgi yüzüne akışını seyredebilirim..
yüzün ,duruşun hep aynı;gözlerimi kapadığımda görebildiğim tek yüz seninki.
Birtek gözlerini hatırlayamıyorum,bakışların her santimetre karesi keşfedilmiş bir coğrafyada bilinmeyen ve aslada bilinmeyecek bir yerdi benim için.
Belki de beni sana bağlayan yanında çaresiz.acemi duruşlarım bu gizi keşfetmek yerine kendini sunma beklentisiydi..
Gözlerin yağmur ormanlarıydı benim için kesinlikle biliyordum ben orada kaybolurdum elimden tutmazsan geri dönemezdim.Ben hep yüzünü gözlerin olmadan seyrettim ve öyle ezberledim, ne zaman gözlerine baksam; üşürdüm çünkü..
donardım..
bütün vücudum titrerdi mahvolurdum
ve sen
bunu bilmezdin bile
Genişçe bir pencerenin önündeydin bordo renkli kadife perdeler kenarlara kalın kordonlarla toplanmış,cama ince bir tül çekilmişti.
Geniş yuvarlaklı papatya nakışlı tülün desenleri ve açık kalan kısımlarından sızan güneş ışığı tüm vücudunu aydınlatıyor ,gölgen;üstüme bir çığ gibi düşüyordu..
nefes alamıyordum.
perde delik deşik
ben paramparçaydım
..ve sen
bunu bilmezdin bile
Geniş yuvarlaklı papatya nakışlı tülün desenleri ve açık kalan kısımlarından sızan güneş ışığı tüm vücudunu aydınlatıyor ,gölgen;üstüme bir çığ gibi düşüyordu..
nefes alamıyordum.
perde delik deşik
ben paramparçaydım
..ve sen
bunu bilmezdin bile
Sen benim en büyük korkumsun,
ateşimsin
bir ur gibi sabırla büyüttüm seni içimde
kimseye söylemeden..
ölümüm senin elinden olacak
bunu biliyor ,bunu istiyorum
kızıl alevlerle yükselen ateşimsin sen
birbirine sarılarak oynaşan yalımların gözümdeki aksi
vücudumdaki sıcaklığı
ateşimsin
bir ur gibi sabırla büyüttüm seni içimde
kimseye söylemeden..
ölümüm senin elinden olacak
bunu biliyor ,bunu istiyorum
kızıl alevlerle yükselen ateşimsin sen
birbirine sarılarak oynaşan yalımların gözümdeki aksi
vücudumdaki sıcaklığı
beni bir büyü bir sihir gibi bitirerek büyüyorsun..
çocuk merakıyla sana uzanıyorum ellerimi yakıyorsun;
insafsızca tutuşturuyorsun beni
geceyi çığlıklarım bölerdi
ben
bölünürdüm
sen
hiç duymazdın bile
artık
duy !!!!
çocuk merakıyla sana uzanıyorum ellerimi yakıyorsun;
insafsızca tutuşturuyorsun beni
geceyi çığlıklarım bölerdi
ben
bölünürdüm
sen
hiç duymazdın bile
artık
duy !!!!
aç gözlerini
teslimiyet dedikleri bu olsa gerek
zamanı geldi
gözlerine bakacağım
haydi
yak beni
haydi üşüt
acıt !!!!
teslimiyet dedikleri bu olsa gerek
zamanı geldi
gözlerine bakacağım
haydi
yak beni
haydi üşüt
acıt !!!!
Ne vakit seni hatırlatan bir türkü gelip dudaklarıma otursa ;ayrılığa ,hasrete ,sevdaya dair,
adın geceme düşer
içime kan...!
uykularım pür-harab olur,hayal tarlalarımın mahsülü viran !!!
Ne vakit bir türkü gelip dudaklarıma otursa yar uğruna dost kervanlarını kaçırdığımız zamanlarda yazılan,hani şu büyük ceviz yarılmadan önce dibinde yazılanlardan,hani okul defterlerinden koparılan sayfalara kurşun kalemlerle yazılan...
döndüğümde sağ yanımı;
bulduğum boşluk,
beni içine çeker
beni yutar
bırakma,ne olur bırakma
beni anla
yada;
bulduğum boşluk,
beni içine çeker
beni yutar
bırakma,ne olur bırakma
beni anla
yada;
öldür beni sağ [bırakma]...