Hüzün Ve Eylül
Hüznün Zamana Vurmuş Rengidir Eylül ..
Gittin Yine Eylüldü..
ßenim bittiğim.. koşarken sevdanın yollarında ansızın yittiğim...
Her yüzümü çevirdiğimde her siir yazdığımda her sabah uyandığımda
Soruyor insanlar gözlerin neden kızarmış diye...
ßir nisan var hayatımda,
Umudu taşıyan bir de eylül, hüznü giydiğim...
Yağmurlar..bütün bildiğim.. yağmıyorlar...
Bir kadın, oturuyor kapının önünde..
Eli bağrında... Rüzgar züluflerini okşuyor Farkında Değil
Giden gelmiyor.. Gelen bilmiyor..
Kadın kapatıyor gözlerini acıyla... Ve yağmur boşanıyor bardaktan Bir Eylül ayında...
ßir Adam .. Unutmuş Sevmeyi ...
Mahkum etmiş kendini unutuşa... Unutulmuş saymış bütün hikayeleri
Gözleri kızarmış sigaradan Elleri
titriyor İçirken
Hissetmese de yüreği titriyor ağlarken.. Evden uzak kalınır mı bu kadar Bir Eylül ayında...
Bir şiir.. Yarım yamalak Koşturuyor mısralarca
Kanıyor satırlar,yazılırken Kanatıyor şair yüreğini Bir kan damlası şiir..
ßir yağmur damlası şair Ne kan akıyor,Né yağan ßir yağmur
Ortalık toza dumana bulanıyor Bir Eylül ayında...
Vé ßir Çocuk ...Kendi Kendine oynayan, bomboş sokakta..
Ayak Seslerini Dinleyen , ßomboş gözlerle ..
Unutulmuş ßir Zamanda... Yaprakların Ucu Kızarmış,
Gökyüzü yağmura durmuş Bir Eylül ayında..
Zaman hüzne vuruyor Kan rengine dönüyor yapraklar
Hüzün yüreğe vuruyor Acıyla gülümsüyor insanlar...