Bitirmeliyim Ecel Şefkatiyle . . .
|
Durup dinlediğim sessizliğindi önce... İncinmiş yanlarından tanımıştım seni. İç’im yanmıştı kapının arkasına çömelip ellerini başının arasına aldığında Sözcüklerine bağladım tebessümü Yâr... Yürünesi yollar kapanası olduğunda kanadı yitik turnalar gördüm rüyamda... Sustu(n).... zayii oldum... Ellerimi cebime koydum, hüzün bulaştı parmaklarıma... Poyrazın zulmune takıldı uçurtmalarım... Yüreğime takıldı ayaklarım. Düş’tüm; dizleri kanadı kısa pantolonlu çocukluğumun... Cân’ ımı yaktı masallar... İltica ettiği ülkeden sınırdışı edilmiş olmanın hüznü ile açtım ellerimi Yıldızların Sahibine... Bir yaş düştü iç’ime... Ardından bir kelam dilime.... La Tâknatu ... La Tâknatu minAllah... Düş’tüm kuyuların dibine... ama hiç düşmedim zifiri karanlık ümitsizliğe Yâr ... Haydarpaşa bile grilere büründü... ben düşmedim ümitsizliğe... Mavinin yankısı vardı yüreğimde... Malumun olsun Yâr... bir düş değdi çocuk yüreğime... Âşkı sobeliyorum iç’imde... Kafesini açtım bunca zaman korumaya çalıştığımın... "Git gayri... Ben senden geçtim" dedim.. "Git o Yârin ellerine..." Titredi küçük kuş... Çırpındı ... uçtu... Hicreti ellerine... Aç pencereni... Sokaklar ayaz... Güneş ısıtmaz avuçların kadar... Mülteciyim... Aç ellerini Yâr... Aç ellerini..
Bu gadap çığlıkları aklımı aldı.
Keskin bir bıçak ağzında kıyıldı direncimin canına… Sonuna nokta koyulamadı . Bittim… Erbain zamanlarına sığınıyorum kimsesizliğimin. Kim –sessiz vurmuyorum uzun yollara . Susmaya alışalı beri dilim ,uzun zaman olmuş diyorum. Kanıyorum… Kuytu bir duvar dibi bağdaşı kurdurmuşum haykırışlarıma. Her yol cevapsız duraklarda indiriyor düşlerini, her yol tükeniyor kaybedişlerin sırtında. Kendine geliş burdan sonrasında. Ladese tutuştum hayatla yeniden. Unutuşlarımı aklıma getiremeden aceleci verdim tekrar kararımı. İnsan yenileceğine baştan bu kadar inanır mı? Yorgun görünüyormuş gözlerim uzaktan bakınca. Sıyrılamadığım kalıntıların birikenlerinden diyorum. Aldırmıyorsun… Kim misin ? Bilsem… Her sözüm bir suça mukabil kılınıyor. Her zerre taşına takılıyor ayaklarım uzun yolların. Saçlarımı sırılsıklam edene kadar dinmiyor yağmurlar. Kalk içimden ey acı…!, nefesim kesiliyor. Yorgun adımlarla tırmanıyorum kavurgan yokuşları. İniltilerim sözlerimi kesiyor yol boyunca. Gölgem kocaman olmuş önümden ilerliyor. Facir bir benliğin affını diliyorum… Ağır kilitler mühürlü değil kovulmadığım tek kapıda. Avuçlarım kocamanlaşınca huzur-u divanda, şehadet’e duruyor yeniden yüreğim. Inşirah adıyla kanıyorum kaldırımlarda. Bu devran acırken öğretecek içine bağırmayı,içine kavgayı… Af ola her zerre yanılış katarları, Af ola tükenişin çığlıkları… Ne desem bu rüzgarda dağılacak zaten, uçuşan kuru yapraklarına takılıp şehrimin . Ne karalasam kelamın dilinde,diyeti ödenemeyen katle sayılacak. [INDENT] Mil çektim aşkın gözlerine kör olsun diye.
[/INDENT]
Acı yüreğine duran ben oldum yine.
Şimdi ben ne desem korkuların kucağına çıkar yollar. Ayın-Sin-Kaf’a, Yalnızlığa,telaşa,suskunluğa… İçine düştüğüm Yusuf’i kuyulara… Dönme dolabın en tepesinde kaldı çocuk düşlerim. Kalbimin telaşına sözüm geçmiyor,sığamıyor kalıbına. Tutunuyorum sımsıkı soğuk demirlerine çocukluğumun. Düşürüyorum doğruları uluorta yerlere. Hep biri sahipleniyor uzatılan şekerlerimi. Gücüm yok kavgaya,avaza, Kaybediyorum. Ayrı nehirleri vardı hikayelerin. Ayaza çalmış gecelerde anlatılan,uzak nehirleri. Şimdi ne desem başında suyun, ellerim dirençsiz bir soğuğa kaçırıyor yollarını. Hazan vakitlerin yasına katılıyor. Diyorum ya ; keskin bir bıçak ağzında kıyıldı direncimin canına. BİTTİM… ' Seni Seviyorum ' ağır cümledir
Herkese söylenmez Bazen yıllarca aranır, Bazen yıllarca beklenir o iki çift söz için Dili yakar , dudağı yakar , Bedeni kavurur lime lime eder . . . Velhasıl yürek işidir sevmek ! Bi ömür pahasına bir defa söylenir Keşke bana günde bin defa söylemeseydin ... Ve sonra her bedene uygun bir hırka gibi Önüne gelene giydirmeseydin ...
ÖnemLi oLan Beni NasıL HatırLıyacagın...
Ve Ben Hatıramın GucLu Ve GüzeL oLmasını İstıyorum.. AnLamıyormusun ? Eger Benı ÖyLe HatırLayacagını BıLırsem...! Herseye Gögus GerebıLırım Herseye...! (...) Alıntı:İzninizLe Kendini kendimden sürdün,
masal değildi ama süründün, şimdi benim yarama tuz mu sürdün? Hangi sebepsen sandığım en büyük itiraf. Neden yorgunluk sargılara denk değil, garip kayboluşlar peşinde, ne yana baksan boş suretler, bıktım! Sanki düşmüşsün en büyük düşünde, düşün de bul hadi.. Yargısız ama insafsız bu iç çekiş. Şimdi bir elimi tutsan diğeri kıskanır, değeri ıskalanır.. Sen demiştim en başında, kıymet mi bilmedin, gözümü sevdiğin tüm yollar sana mı düşman? Nerdeyim dersem bulma beni, kaçak sürüngenlere özeniyorum, yersizim.. Yokmuş acının an be an çıkmazı, şimdi hangi yönde kırıldım bilmem.. Sözlerin içinde, içimden içince, hangi içimi çektim görmem.. |
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konu ile Alakalı Benzer Konular | |||||
Konular | Yazar | Yorumlar | Okunma | Son Yorum | |
Ne zaman Ki Ecel Geldi, İşte O zaman Son Nokta Eklenecek! | MaSaL | 1 | 492 |
05-31-2011, Saat: 05:08 PM Son Yorum: YasSmin |
|
Seni Benden ne bu şehir ayırır ne de ecel... | SeRDİD | 0 | 489 |
03-25-2010, Saat: 03:42 PM Son Yorum: SeRDİD |
|
Nezaman Ki Ecel Geldi Işte Ozaman Son Nokta Eklenecek | ÇiLeK | 0 | 371 |
11-25-2007, Saat: 02:30 PM Son Yorum: ÇiLeK |
|
Ecel Olsan Da Gel | EndLess | 4 | 430 |
06-22-2007, Saat: 09:02 AM Son Yorum: Qetesh |
Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi