Kalabalık cümlelerin arasında bir ben…
Tenhalarda beni arayan kocaman yürekli sen…
Bir de kıyısı olmayan sarı sonbahar
Bir de siyah- beyaz fotoğrafları işgal eden bir türkü…
Sonu hep hüzünlü biten…
Ben kadar yürüdük / sen kadar yaşadık ve “ biz “ kadar “ öldük…
SenBenBir de biz…Biz ki bu sevdaya başlamadan sonumuzu çizen iki kahramandık sırtları hiçbir zaman birbirine dayanmayacakBiz ki tek umudun peşine takılıp ölümü birbirimizin dudaklarından içen iki kurşunduk girse de yüreğimizin en derine…Kanasa da gövdemiz gözlerimiz hiç acımayacakİki yoksulduk biz gözlerimizde sevdamızın varlığıyla zenginleşenTek bir yolduk avuç içlerimizden düşüp uçurum kenarlarında ilerleyenRüzgara denk gelen zamanları gözyaşlarımızda eleyip mavi bir bilyenin peşinde koşan tek bir cümleydikYüklemi ben öznesi sen olan…Ve biz birbirimizi hiç sevmedik…Sadece dua dua yaşadık birbirimizi…Cümle cümle büyüdük birbirimizdeEn sonunda ben kadar yürüdük sen kadar yaşadık ve biz kadar öldük …
“ Ben seni hiç sevmedim / sadece harf harf susayıp kana kana yaşadım seni “
Ben seni kocaman bir yürekle sevdimSessizliğinde büyüttüm yetim kuşlarıGözyaşlarımı içime akıttımAktığını gördüğünde üzülmeyesin diyeYürüdüğüm her yolun sana geldiğini bilerek başladım yolculuklara Nice gözü yaşlı isyankar bulutlara yataklık ettimSen geleceksin, senden geliyor diye yaşadım, kabullendim ve özledimParmak uçlarında dolaşan kan pıhtılarına özendimBazen de saçlarından düşen her saçın düştüğü toprağa niyetlendimTuttuğum her niyet, sanaydıUmut bulduğum her söz, yüreğimi sürdüğüm her yol senin adınaydı…Bir ekin tarlasındaki başağın tanesindeki bereketini dudaklarında bildimDilinden, sözcük luğatinden düşen her sözü bereket bildimNefesini su bildim, kana kana içirdim içimin çöl deryalarınaGözlerini azık belledim ama bir gün o gözlerine bakmaktan bıkmadımKirpiklerinin gölgelerinden dünyaya bakmaya doymadım, doyamadımSahi ben seni hiç sevmedim…Sevmek sadece bir sözden ibaretOysa ben seni hayat bildimYaşadıkça benle yaşayacak kadar sonsuzNefes aldıkça benle büyüyecek kadar bana elzem…Sahi ben seni hiç özlemedimSadece biriktirdim seni içimdeKovaladım her bulutuTa ki senin özleminin dağlarında umutlar açıncaya kadar
Olamadık / Olduramadık / Ölmedik / Ölemedik
Vakitlerden ayazYüreğimin en derininde bir sızıSesinin yokluğu vuruyor yüreğimin kıyılarınaÜşüyor kalemimin ucuDüşmüyor, akmıyor tek bir satır gözlerinin hayat sığlığındaÖrt beni kendinleYalnızlığın çıplağında düşmekteyim bir yanımaSür yüzünün baharınıYoksa bir sonbahar sabahında cümlelerin enkazına devrilecek gövdemKapa gözlerine gözlerimiSonra sus…Sen ve ben aynı safta aynı niyete durmuşken biz olamadık / seni, beni biz olduramadık diye yenilecek miyiz…Elif’e gebe, dudaklarıma bir hece kalamadın diye pes mi edeceğizKavuşamadık özlemlerin dal açtığı bir sabahta ölmeliydik boylu boyuncaÖlmedikÖlemedikÖlemedik diye bitecek miyiz…Unutma;
Bize ölüm ancak biz olduğumuzda müstahak…
Şimdi zaman seni delice yaşamak
Ne bir nefes kadar yakın ne de ölüm kadar uzak
Şimdi zaman içime yazmak
Ne ben kadar kısa ne de ölüm kadar uzun
Sadece yaşamak…
Özlemin kavuşmaya gebe kaldığı an’a kadar…
---- Yerinden kalkamasa da er geç toprak mavi’ye idrak olacaktır Tıpkı sen de bana gelemesen de elbet sen bu cesede bir gün sevda libasını giydireceksinAdımın ilintisine en yakın yerdesin çünkü----
Tenhalarda beni arayan kocaman yürekli sen…
Bir de kıyısı olmayan sarı sonbahar
Bir de siyah- beyaz fotoğrafları işgal eden bir türkü…
Sonu hep hüzünlü biten…
Ben kadar yürüdük / sen kadar yaşadık ve “ biz “ kadar “ öldük…
SenBenBir de biz…Biz ki bu sevdaya başlamadan sonumuzu çizen iki kahramandık sırtları hiçbir zaman birbirine dayanmayacakBiz ki tek umudun peşine takılıp ölümü birbirimizin dudaklarından içen iki kurşunduk girse de yüreğimizin en derine…Kanasa da gövdemiz gözlerimiz hiç acımayacakİki yoksulduk biz gözlerimizde sevdamızın varlığıyla zenginleşenTek bir yolduk avuç içlerimizden düşüp uçurum kenarlarında ilerleyenRüzgara denk gelen zamanları gözyaşlarımızda eleyip mavi bir bilyenin peşinde koşan tek bir cümleydikYüklemi ben öznesi sen olan…Ve biz birbirimizi hiç sevmedik…Sadece dua dua yaşadık birbirimizi…Cümle cümle büyüdük birbirimizdeEn sonunda ben kadar yürüdük sen kadar yaşadık ve biz kadar öldük …
“ Ben seni hiç sevmedim / sadece harf harf susayıp kana kana yaşadım seni “
Ben seni kocaman bir yürekle sevdimSessizliğinde büyüttüm yetim kuşlarıGözyaşlarımı içime akıttımAktığını gördüğünde üzülmeyesin diyeYürüdüğüm her yolun sana geldiğini bilerek başladım yolculuklara Nice gözü yaşlı isyankar bulutlara yataklık ettimSen geleceksin, senden geliyor diye yaşadım, kabullendim ve özledimParmak uçlarında dolaşan kan pıhtılarına özendimBazen de saçlarından düşen her saçın düştüğü toprağa niyetlendimTuttuğum her niyet, sanaydıUmut bulduğum her söz, yüreğimi sürdüğüm her yol senin adınaydı…Bir ekin tarlasındaki başağın tanesindeki bereketini dudaklarında bildimDilinden, sözcük luğatinden düşen her sözü bereket bildimNefesini su bildim, kana kana içirdim içimin çöl deryalarınaGözlerini azık belledim ama bir gün o gözlerine bakmaktan bıkmadımKirpiklerinin gölgelerinden dünyaya bakmaya doymadım, doyamadımSahi ben seni hiç sevmedim…Sevmek sadece bir sözden ibaretOysa ben seni hayat bildimYaşadıkça benle yaşayacak kadar sonsuzNefes aldıkça benle büyüyecek kadar bana elzem…Sahi ben seni hiç özlemedimSadece biriktirdim seni içimdeKovaladım her bulutuTa ki senin özleminin dağlarında umutlar açıncaya kadar
Olamadık / Olduramadık / Ölmedik / Ölemedik
Vakitlerden ayazYüreğimin en derininde bir sızıSesinin yokluğu vuruyor yüreğimin kıyılarınaÜşüyor kalemimin ucuDüşmüyor, akmıyor tek bir satır gözlerinin hayat sığlığındaÖrt beni kendinleYalnızlığın çıplağında düşmekteyim bir yanımaSür yüzünün baharınıYoksa bir sonbahar sabahında cümlelerin enkazına devrilecek gövdemKapa gözlerine gözlerimiSonra sus…Sen ve ben aynı safta aynı niyete durmuşken biz olamadık / seni, beni biz olduramadık diye yenilecek miyiz…Elif’e gebe, dudaklarıma bir hece kalamadın diye pes mi edeceğizKavuşamadık özlemlerin dal açtığı bir sabahta ölmeliydik boylu boyuncaÖlmedikÖlemedikÖlemedik diye bitecek miyiz…Unutma;
Bize ölüm ancak biz olduğumuzda müstahak…
Şimdi zaman seni delice yaşamak
Ne bir nefes kadar yakın ne de ölüm kadar uzak
Şimdi zaman içime yazmak
Ne ben kadar kısa ne de ölüm kadar uzun
Sadece yaşamak…
Özlemin kavuşmaya gebe kaldığı an’a kadar…
---- Yerinden kalkamasa da er geç toprak mavi’ye idrak olacaktır Tıpkı sen de bana gelemesen de elbet sen bu cesede bir gün sevda libasını giydireceksinAdımın ilintisine en yakın yerdesin çünkü----