:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Sizi Unutmadık!
PesmisT GirL
#1
image-0398_4A01A923.jpg

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 6 Mayıs 1972'de idam edildiler. Onların idamlarına "onay" verenlerin tümünü tarih silip attı. Deniz, Yusuf, Hüseyin ise bütün gençlikleriyle yaşıyorlar.

İdam edildikleri tarihte Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin İnan 23 yaşındaydılar. O dönemde (12 Mart Askeri Darbesi) iktidardan indirilen Süleyman Demirel, Denizlerin idamına "Evet" oyu veren Adalet Partisi'nin lideriydi. Nasıl "evet" dediğini gazeteci Altan Öymen 1976'da Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde, bir başka "genç adam"la ilgili olarak anlattı:

" Süleyman Demirel , Mobilya Yolsuzluğu'ndan yargılanan yeğeni Yahya Demirel'le ilgili olarak '25 yaşında çocukla uğraşıyorlar' diyor. 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin'in idam kararları oylanıyordu. Süleyman Bey AP Grubu'nun en önünde oturuyordu. Elini "İdama Evet" için kaldırdığında arkasına dönüp baktı, herkesin kaldırıp kaldırmadığını kontrol ediyordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. İdamlar kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf da 25 yaşındaydı. Hüseyin ise 23'ündeydi. Süleyman Bey onlar için hiç '25 yaşında çocuklar' demedi. İdam edilmelerini istedi. İsteğine ulaştı da..."

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ülkesini seven insanlardı. Bu uğurda ölümü göze almışlardı. İdam sehpasında taburelerini kendileri tekmeleyecek kadar cesurdular.
Asıldılar... Onları asanların beslendiği siyasi kulvar ise sürekli kırmızı bültenle aranan devlet adamları üretti. DGM dosyaları, İnterpol bültenleri, bankaların boşalmış kasaları, kendi ülkesini soyan ihaleler arasında ölüyorlar.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan her 6 Mayıs'ta yeniden doğuyor. Bugün de bir doğum günü... Bugün günlerden 6 Mayıs, bugün günlerden Deniz, Yusuf, Hüseyin.







image-9F40_4A01A923.jpg




MARE NOSTRUM

En uzun koşuysa elbet Türkiyede de
Devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!

Can Yücel






Deniz Gezmis..

..."Avukatları Halit Çelenk ve Mükerrem Erdogan odaya girdiklerinde Deniz'in yüzü aydınlandı.Gülümsedi onlara: -Hoşgeldiniz, dedi ..iyiki geldiniz...Filtreli sigara içiyordu Deniz.-""ikigün öncesine kadar, birinci sigarasi içiyorduk.Sonuç belli olunca, hiç degilse iki gün ,filtreli içelim dedik." Deniz'in bulundugu oda kalabalıktı.Çok sayıda subay vardı.Gardiyanlar,Ankara emniyet müdürü,Savcı, infaz savcısı, polis şefleri...Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, ve Hüseyin inan hakında ölüm cezası veren Ankara Bölgesi Sıkıyönetim 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nin Başkanı Tuggeneral Ali Elverdi oradaydı.Merkez Komutanı general Tevfik Türüng de hazırdı...Deniz'e bakıyorlardı.inceden inceye inceliyorlardı... Deniz'de onlara bakıyordu...infaz savcısı Topal Sami'ye seslendi Deniz: -"Ellerimi çözün,babama mektup yazmak istiyorum". Subay, sivil görevliler bakıştılar.Infaz savcısı Sami Ugur -"Sen söyle Deniz", "yazarlar..." Ellerini çözmediler..Bir daktilo getirildi...Deniz daragacına bakarak,düşünüp sözcükleri tek tek seçerek mektubu yazdırmaya başladı.. Deniz mektubunu, yüksek sesle yazdırıken oradaki kalabalıktan çıt çıkmıyordu.Bitirdi söyleyeceklerini.Yeniden infaz savcısı Sami Ugur'a döndü: -"Mektubu babama veririsiniz, degilmi ?" -"Tabii Deniz..Bundan şüphen olmasın..." Savcı denize dogru egilerek -"Nasılsın Deniz ?" Dedi.-"Iyiyim...Mutluyum.çok rahatım.."yanıtını verdi Deniz. -"Bizden bir istegin varmı ?" -"Var, Yusuf ve Hüseyini görmek istiyorum.Gitmeden önce, arkadaşlarımla vedalaşmak istiyorum." (...) Az sonra cezaevinin koridorlarinda, zincirin betona degip sürüklenirken çıkardıgı sesler duyuldu.Yusuf Geliyordu. Yusuf odanın kapısına geldiginde Deniz ayaga kalktı.Gülerek karşıladı arkadaşını.. Elleri arkadan kelepçeliydi ikisininde. Idam hükümlüsü iki yoldaşın son buluşması bir hüzün yumagıydı.Gögüs güguse, yanak yanaga bir süre öylece kaldılar.Gülümsüyordu ikiside.Birbirlerine birşeyler fısıldadılar.

Güldüler..Gülerek bakıştıar.Gülererk ayrıldılar: -"Güle güle Yusuf".-"Güle güle Deniz". Yusuf'u odadan çıkardılar. Az sonra , pranga zincirinin betona degmesiyle çıkan yeni sesler duyuldu. Giderek yaklaştı.odaya girdi. Gelen Hüseyin'di.Onunda elleri arkadan kelepçeli, ayak bilekleri prangalıydı. Boyunlarıyla birbirine sarılmaya çalıştılar. Birbirini yanaklarin´dan öptüler. Ve gülerek biribirine,"Güle güle "dediler. .... Deniz'i ayaga kaldırdilar.Ceplerini boşalttılar. -Deniz "Parkam nerede ?"diye sordu .-Burada dedi biri.-"Onu babama verin". Infaz savcısı, mahkemenin ölüm cezasına ilişkin kararını okudu.Savcı sordu _Bu karar sana mı ait ? -"sizi tanımıyorum..."Deniz,savcının sorusu üzerine, son kez direndi.Başı yukarıya kalkıktı.Gözleri kısildı. -"BU KARARI REDDEDIYORUM. KABUL ETMIYORUM."Savcı mahkemece verilen kararın, askeri yargıtayca onandıgını söylelemekle yetindi. infaz savcısının işareti üzerine, masanın üstünde duran gazete kagıtından paket açıldı. Içinden beyaz patiskadan yapılma kolsuz, uzun bir gümlek çıktı. Gömlegi Deniz'in başına geçirdiler.

Deniz'in ayagındaki botların bagı çözüktü.Buyruk veren bir sesle -"Bagları baglayın"dedi. Sonra daragacına giderken tanıklık yapmaları için bulunmalarını istedigi avukatlara dönerek -"Cezaevinden yangından mal kaçırırcasına, kaptılar bizi.Postallarımın bagını baglamaya bile zaman bulamadım.bari şimdi baglasınlar. Asıldıgımda, postallarım ayagımdan düşsün istemiyorum.." bir gürevli Deniz'in ayakkabıarının baglarını bagladı. -Infaz savcısı -Hadi Deniz dedi. Avukatlarına baktı -"Hosça kalin, herkese bütün devrimcilere selam..." Yürüdü.. iki yanında birer gardiyan vardı.Gardiyanlar kolunu tuttular.Birakın diye bagırdı."birakın kendim giderim ". Koridorlari geçti :Arkasından 20-30 kişi yürüyordu.Deniz, avluya çıktı.Duvar dibine kurulmus ve hafif aydınlatılmış daragacına doğru yürüdü. Masaya oradan da, duraklamadan tabureye çıktı.Başını öne uzatarak ilmiği kendi boynuna geçirmek istedi Başaramadı. .Masanın başında bekleyen cellat ilmiği iki eliyle çekti, genişletti.Deniz'in boynuna geçirdi."-Yaşasın tam bağımsız Türkiye, yaşasın..halklar, yaşasın isçiler, köylüler..kahrolsun emperyalizm."Ali Elverdi çek diye bağırdı. Cellat öne atıldı.. tabureyi çekti..

Saat 01.25'tir..

image-BF81_4A01A8A5.jpg



Yusuf ASLAN..

Dar ağacına giderken Yusuf
Ben halkımın bağımsızlığı ve mutluluğu için Şerefimle bir defa ölüyorum..


Önce cepleri boşaltıldı.Üstünden çıkanlar masanın üzerine kondu.Biraz bozuk para bir kol saati ve iç cebinden çıkan iki mektup...-Yusuf "saati babama verin", dedi.Sonra infaz savcısına..
-"mektuplardan Birini babama yazdım..Birini de köydeki akrabalarıma.
-Herhalde veririsiniz bunları?" dedi.
-Savcı "tabii,veririz Yusuf" dedi. Yusuf'un ayağındaki prangayı çözdüler önce.Elleri arkadan kelepçeli olduğu halde, idam gömleğini başından geçirerek giydirdiler.Yusuf son sigarasını içerken, kalabalığın arasından birini gördü.Bu Ankara Emniyet Müdürüydü. Yusuf başını kaldırdı ve polis şefinin yüzüne acı bir gülümsemeyle baktı
-"İşkenceler nasıl gidiyor", dedi.. Polis şefi kızardı.
-seni iyi tanıyorum.Bize işkence yaptın
Polis şefiyle tartışmaya başladı.Yusuf, polis şefini yargılıyor ve işkencecilikle suçluyordu.
-Hala işkenceciliğe devam ediyor musun? diye sordu Yusuf.polis şefi şaşkına dönmüştü.

Polis şefi kekeleyerek
-Yanılıyorsun ben kimseye işkence yapmadım!
-Yaptın dedi Yusuf.Sen bir işkencecisin!.
-Çocuğun var mı?
Var yanıtını verdi polis şefi. -Okula gidiyor mu? diye sordu Yusuf.
-Kızım var daha küçük okula gitmiyor".-
iyi diye gülümsedi.- Onu okutmalısın.. infaz savcısı Samı Uğur'un -Haydi Yusuf demesiyle, Yusuf'un konuşması kesildi.
Yusuf ayağa kalktı, avukatlara baktı ve geldikleri için teşekkür etti.
"Herkese selam" diyerek yürüdü. Sert ve diri adımlarla koridoru geçti.Iç bahçeye baktı
Sonra yeniden yürüdü.sehpaya gelince sağ ayağını kaldırdı ve masaya tırmandı.Oradan da hiç durmaksızın taburenin üzerine çıktı.
Cellat koşarak geldi ve ilmiği Yusuf'un boynuna geçirdi.Aynı anda ortalık Yusuf'un gür sesiyle çınladı
"BEN HALKIMIN BAGIMSIZLIGI VE MUTLULUGU UGRUNA ŞEREFIMLE BIR DEFA ÖLÜYORUM.SIZLER, BIZI ASANLAR ŞEREFSIZLIGINIZLE HERGÜN ÖLECEKSINIZ.BIZ HALKIMIZIN HIZMETINDEYIZ.SIZLER AMERIKA'NIN HIZMETINDESINIZ.YAŞASIN DEVRIMCILER.KAHROLSUN FAŞIZM"
Kısa bir duraklamadan sonra, Yusuf tabureyi devirmeye çalıştı.Cellat yetişti.. tabureyi çekti.
Saat 02.25'tir..

image-92D1_4A01A923.jpg


Hüseyin İnan..

Ben hiç bir şahsi çıkar gözetmeden ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için savaştım..
Hüseyin’i her zaman ki sakin haliyle oturuyordu. sigara içmek isteyip istemediğini sordu avukatları
-"İçmeyeyim " dedi.
Ayağındaki lastik ayakkabıları gösterdi
-"Söyleyin babama, yarın ayağımda bu lastik ayakkabıları görünce, doğru dürüst bir ayakkabısı bile yokmuş demesin, üzülmesin.Mamak' da,cezaevinde ayakkabılarımızı giymemize bile fırsat vermediler.Ayakkabılarım cezaevinde kaldı.onlara hediyem olsun".
Hüseyin'in ayağındaki prangalar çözüldü.Savcı doktoru çağırdı.Her zaman ki gibi,idama engel bir durumu olup olmadığını sordu.Doktorlar yok dedi.Hüseyin hiçbir tepki göstermedi.
Savcı, kararı okudu ve sordu
-"Bu karar sana mı ait?.Karara bir diyeceğin var mı?".
Başını kaldırdı ve savcıya bakarak gülümsedi..bir şey demedi.

Hüseyin’i ayağa kaldırdılar ve ceplerini boşalttılar.Üzerinden 21 Lira 95 Kuruş çıktı.
Sonra kağıda sarılı beyaz ölüm gömleğini açtılar ve Hüseyin'e giydirdiler.
Savcı-"haydi Hüseyin" dedi.
Hüseyin "hadi eyvallah!"dedi ve yürüdü
Sehpaya doğru ilerledi.Masanın üzerine çıktı.
Durdu.
Savcı-"tabureye çık" diye bağırdı.
Hüseyin savcıya döndü, tükürür gibi
-"Sabırlı ol çıkacağım" dedi.
Hüseyin tabureye çıkmadan önce:
"BEN HIÇBIR ŞAHSI ÇIKAR GÖZETMEDEN ÜLKEMIN BAGIMSIZLIGI VE MUTLULUGU IÇIN ŞAVASTIM.BU AN'A KADAR BU BAYRAGI ŞEREFLE TAŞIDIM.BUNDAN BÖYLE BU BAYRAGI TÜRKIYE HALKINA EMANET EDIYORUM.YAŞASIN IŞÇILER, KÖYLÜLER.YAŞASIN DEVRIMCILER.KAHROLSUN FAŞIZM!".
Tabureye çıktı ve tabureye iki kez vurdu...

Saat 03.00'tür..

image-EFEC_4A01A923.jpg


Ara
Cevapla
deli yürek
#2
Teşekkürler EZGİ emeğine sağlık.
Ara
Cevapla
chatlaq
#3
Sad
Teşekkürler konu için..
+rep !
Ara
Cevapla
rapunzel
#4
Kahrolsun özgür düsünmeyenler,
Özgür düsünceye diken ekenler!..
Deniz GEZMİŞ

Teşekkür cnmm...
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#5
Rica ederim
Ara
Cevapla
ѕαкℓı@мѕı@η
#6
Kendileri hakkinda esasinda pek de bi bilgim olmamasina ragmen Yazilanlari okurken gerçekten çok duygulandim ve O an-ı yasar gibi oldum birden [gerçi nekadar da yasar gibi olunsada yazilanlari okumak, Yasayan gibi olmuyor tabi.. Yasayan biliyor] nasilda duygulu bir sekilde ifade edilmis.

Teşekkürler.

Allahdan Râhmet diliyorum.
Ara
Cevapla
_AL0n3_
#7
gercekten değer görmesi gereken insanLar ve fikirLer.
herne kadar zamanında anLasıLamasa da..

tekrar aLLah rahmet eyLesin
onLar oLmasada düşünceLerini yasatacak insanLarın var oLdugunu biLmek güzeL
tesekkürLer ezgi'cim
..
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#8
Konuya olan ilginiz icin ben tesekkür ederm Smile
Ara
Cevapla
CReATuRE
#9
Ezgi ilk başta konuyu görünce şaşkınlığımı gizleyemedim desem yeridir...Deniz GEZMİŞ ve arkadaşlarının sizler tarafından bu şekilde anıldığını ve düşüncelerine sahip çıkıldığını bilmek gerçekten çok ama çok güzel...Belki bi kaçtane densiz çıkıp burda saçma sapan konuşacaklardır belkide konuşmazlar ama her zaman bu insanlara laf atanların karşısında oldum ve olmaya devam edeceğim...

Bu mücadeleyi anlamak için o anı yaşamak gerekmez, o anı yaşar gibi anlamak düşünmek yeterli olacaktır...Her zaman fikirlerini üst seviyede tuttuğum ve yapmış olduklarını alkışladığım Deniz GEZMİŞ ve arakdaşlarını rahmetle anıyorum...Keşke onlar kadar yürekli ülkesini seven ve bu uğurda can veren insanların kalmış olduğunu günümüzde hala görebilseydik ama maalesef yok...Ama olsun onların düşüncelerini yaşatmakta bir cesarettir...

Tekrardan bu açmış olduğun konu için sana çok tşk ederim ezgi...

DENİZLER ÖLMEZ...

+rep...
Cevapla
PesmisT GirL
#10
Rica ederm Smile

Aslında bu olayı sanal ortamda anmak bana cok kötü bi fikir olarak geliyordu..

Ki hala öyle

Ama elimden sadece bu geldi (:
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 4 Ziyaretçi
  Tarih: 11-24-2024, 03:13 PM