canım benım senı unutan bırısı için hiç üzülmeye degmez........ canını sıkma.......zaman herseyın ılacıdır........
biri bana yardım etsin unutamıorm!!
|
07-05-2009, Saat: 03:26 PM <
deli-kız Adlı Kullanıcıdan Alıntı:canım benım senı unutan bırısı için hiç üzülmeye degmez........ canını sıkma.......zaman herseyın ılacıdır........ hakLısın teskkredermm.. zaman herşein iLacıdr eed ama bu ıLac bıraz yan etki yapıo uzuntu qibi.. inş qecıcek Gecer Canim Sen Unutamam Dersen Unutmak Istemezsen Unutamazsin.
Zaten Gercekten Sevdigsen Eger, Onun Izi Mutlaka Kalacaktir Onun Bir Caresi Yok. Ama Yoluna Devam Etmesinide Ögreneceksin Zamanla. Yeterki Sen Gercekten Onsuz Devam Etmeyi Iste Seni Istemeyeni Sen Hic Isteme. Simdi Degerini Bilmeyen Ilerde Hic Bilmez
07-06-2009, Saat: 03:29 AM <
Hasretiim Adlı Kullanıcıdan Alıntı: eed haklısın eed ızı mudlaka kalıcak bılıorm ama işde..onsuz oLmk ısdemıorm.. ask bu sewmesede benı wazqecemıormm..
Zor bir durum gerçekten..
Ama sen istemediğin sürece onu unutamazsın.. Unutmak istiyorum diyosn ama sürekli onu düşünüyosn..
09-12-2009, Saat: 05:34 AM <
Bay mı yoka bayan mı olduğunuzu biliyor olsaydım size özel bir kaç unutma reçetesi yazabilirdim =) Ama elimizde böyle bir bilgi olmadığından dolayı herkes için geçerli olabilecek bir kaç şey karalamak istiyorum.
İnsan, fıtratı gereği unutmaya elverişli bir canlıdır. Rezilliklerimizi, hastalıklarımızı, ölülerimizi, kısacası bizi rahatsız eden her şeyi unutmak isteriz. Bir süre sonra bizi üzen olayların, artık eskisi kadar canımızı yakmadığını anladığımız zamanlar da ise, unuttuğumuzu düşünürüz. Genelde işler bu şekilde yürür.. Oysa bizi üzen şeyleri hatırlamak istediğimizde onları rahatca hatırlayabiliriz. Bu bir telefon numarası unutmak gibi bir şey değildir. Daha doğrusu bu aslında unutmak bile değildir. Hatırladığınız bir şeyi nasıl olurda unuttuğunuzu söylesiniz? Arkadaşımız yazmış, "9 ay çıktık, unutmak istiyorum" demiş. Mümkün mü? 10 yıl, 20 yılda geçse, hiç aşık oldun mu sorusu her sorulduğunda onu hatırlayacak ve 'evet' diyecek. Onun ismini etraftan her duyduğunda dönecek ve 'O' sanarak bir heyecanla bakıcak. Onunla birlikte dinlediği şarkılar her çalışında içi acıyacak, kalbi sıkışacak.. Her numarası görünmeyen cevapsız çağrıyı belki o zannedecek? Yahu bu adam bu kızı veya bu kızcağız o adamı nasıl unutacak? Sağlıklı bir sonuç almak, doğru bir yol izlemek istiyorsak, öncelikle durumumuzu iyi tahlil etmek gerekir. Bu bir 'unutma' süreci değildir. Bu süreç, acıları dindirme, acıları en aza indirme, O'nun sürekli kafamızı karıştırmasını ve aklımızı kendisi ile meşgul etmesini engelleme sürecidir. Bu süreç bir geçiştirme, bir geride bırakma sürecidir. Tüm bunların ayrımını iyi yapmamız lazım. Çünkü biz şuan yapacağımız eylemin adına 'unutmak' dersek, yapmamız gereken ilk eylem ne olur ki? Kısmen O' nu hatırlatacak şeylerden kurtulmak işe yarayacaktır ama onu hatırlatacak şeyler emin olunki hiç bitmeyecektir. Ayrıca kim kimi kandırıyor? 9 ayı nasıl unutuyorsun? mucivezi bir ilaç çıktı da ben mi bilmiyorum o da ayrı bir konu.. Velhasıl O'nu unutmayacağız. Bir süre sonra unuttuğumuzu düşünüp kendimizi kandırmayacağız. Öncelikle onsuz yaşamaya alışacak, kafamızı meşgul etmesinin önüne geçecek, onu özlemeyecek ve onsuz bir hayata gülümseyerek merhaba diyeceğiz. Onsuz Yaşamaya Alışmak Sürekli vaktimizi geçirdiğimiz, sevdiğimiz, sevdiceğimiz olan o insanın, bir telefon kadar yakın olduğunu bilecek, ancak onu aramayarak onsuz yaşamaya alışma sürecine ilk adımı atıcaz. Onu hatırlataccan şeyleri, hediyelerini, mektuplarını, fotoğraflarını vs. çöpe atmayacak, gözümüzün önünden odamızın kuytu bir köşesine kaldıracağız. Onu görebileceğimiz yerlere gitmeyecek, onunla karşılaşabileceğimiz yollardan geçmeyeceğiz. Ortak arkadaşlarımız var ise onlarla da görüşmeye bir süre ara vereceğiz. Kafamızı Meşgul Etmesin Sürekli onu düşünmekten vazgeçmeliyiz, evet. Ama birçoğumuz bunu başaramayız, biliyorum. Kolay değildir, "onu düşünme" deyince, gerçekten düşünmemek hem de hiç kolay değildir. Ama şunu söyleyebilirim ki bu imkansızda değildir. İmkansız olmadığını biliyorsunuz değil mi? Evet, biliyoruz.. Yeterki onu düşünmemeyi gerçekten isteyelim ve kafamızı meşgul etmesinin önüne geçelim. Sürekli arkadaşlarımızla gezelim, yürüyelim, sevdiğimiz bir çok şeye karşı daha da ilgi gösterelim.. Bir hobiyle, bir uğraşı ile bu günlerde daha çok ilgilenelim. Yalnız vakit geçirmemeye ve sizleri eğlendirecek şeyleri yapmaya çalışalım. Evet bu karamsarlıkla yatağımızdan kalkıp tüm bunları yapmaya inssanın ruhali kaldırmıyor, haklısınız ama bunu ilk 3 gün yaptığınız sürece, ilk 3 gün kendinizi buna zorladığınız sürece gerisi gelecek inanın bana. Arkadaşlarınızla bu konuyu konuşmayın, kimseye bu konuyla ilgili bir şey söylemeyin, bu konuyu açan olursa siz geçiştirin, ve her ne olursa olsun, onunla ilgili her şey den uzak durun. Aklınızza geldiği anda ama o anda başka şeylere yoğunlaşmaya çalışın. Tüm bunları yapmanız şart. Ruh sağlığınız için muhakkak yapmanız gerekenleri sizlerle paylaştım. Eğer onu aklınızdan çıkarma sürecini bu yazdıklarımla aşamıyorsanız, o sizde muhtemelen takıntı haline gelmiş ve kesinlikle bir psikologla görüşmenizde fayda olduğunu bilin. Merak etmeyin, sizi saatlerce dinleyip, tonla paranızı alacak insanlar değildir onlar.. Sağlık karnenizle devlet hastanesine gidip "birisi vardı, unutamıyorum, aklımdan onu çıkaramıyorum" dediğinizde takıntılarınızın üstesinden gelmenize yardımcı olucak bir ilaç yazıp yollayacaktır. Ve bu ilaçları hiç hafife almayın, gerçekten çok işe yarıyor ve ruh sağlığınız en kısa sürede eskiye dönüyor. Özlemenin üstesinden gelmek Özlemenin üstesinden gelmek diyorum çünkü bu gerçekten yapılabilir. Sadece bu mu? İnsan istediği sürece her türlü düşüncesine, hissiyatına anında hükmedebilir. Yeterki bunu nasıl yapması gerektiğini bilsin... Şimdi sizlere, insanların inandığı sürece neler yapabileceğini özetleyen bir kısa hikaye anlatmak istiyorum. Bir idam mahkumunu bilim adamları ciddi bir deney için ikna ediyor. İdam mahkumu, ailesine yüksek miktarda tazminat verileceğini öğrenince "zaten ölecektim" diyerek ucunda ölüm olan bu deneye "evet" diyor. Bilim adamları söz konusu mahkuma; "- Bizler bileklerini keserek intihar eden insanlara müdahale ettiğimizde genellikle başarı kaydedemiyoruz. Hastadan ne kadar kan gittiğini, vereceğimiz kanın ne ölçüde olması gerektiğini tam olarak kestiremiyoruz. Bu sebeple sizi bir koltuğa oturtturarak gözleriniz bağlı bir şekilde bileklerinizden damarlarınızı keseceğiz. Gözlerinizi kapatacağız çünkü kanı görünce kalp atışlarınız ızlanacaktır ve bu deneyimizin seyrini olumsuz etkileyecektir. Akan kanla birlikte ne kadar bir süre içinde ne kadar kan aktığını ve ölüm anının ne zaman gerçekleşeğini öğrenmek istiyoruz.." der. Labaratuar hazırlanır, cihazlar, beyaz önlüklü doktorlar, hepsi deneyin yapılacağı alandadır. Mahkum getirilir ve olması gerektiği gibi koltuğa bağlanır. Gözleri bağlanır ve bileklerinden mağlum müdehale yapılır. Mahkumun başında elinde klonometre saati ile bir doktor beklemektedir ve her 15dk da bir yüksek sesle bağırır.. "- ölüm anı için son 5 saat 45 dakika! - ölüm anı için son 5 saat 30 dakika! - ölüm anı için son 5 saat 15 dakika!" Saatler ilerler ve artık mahkum son anlarını yaşadığı saatlere girer.. "- ölüm anı için son 45 dakika! - ölüm anı için son yarım saat! - ölüm anı için son 15 dakika!" diye bağırır doktor ve mahkum fenalaşır.. Makinalardan gelen kalp atışları sesi git gide yavaşlamaya başlar.. Mahkum titremeye başlar ve beklenildiği gibi ölür.. Evet, mahkum ölür ama aslında tahmin ettiğiniz gibi bir ölüm gerçekleşmemiştir. Çünkü mahkumun aslında bilekleri kesilmemiş, sadece bir plastik cetvelle bilekleri kesilmiş izlenimi verilmiştir. Hemen ardından mahkumun bileklerine ılık su damlatılmış ve mahkumda bu suyu kan zannetmiştir. Ancak ortada ne kesilen bir bilek, ne de akan bir kan var... Peki mahkumun ölüm sebebini biliyor musunuz nedir? Kan kaybı! Mahkumun byni vucudundan o kadar çok kan eksildiğine inanmışkı, beyni kendindeki tüm kanı bedene boşaltır ve mahkum öncelikle beyin ölümü yaşar, ardından da çok geçmeden ölür. Böylece bu mahkum, sırf öleceğine inandığı için hemde kan kaybından ölmüştür. Düşünebiliyor musunuz? Bir insan inandığı bir şey için kendi kendini dahi öldürebiliyor? Ayrıca sadece öldürüyor mu? Hayır yaşatabilir bile.. Kurtuluş savaşı yıllarında yoksul devletimizin elinde askerlerine dağıtacak ilaç kalmamıştı. Subaylar aspirinleri renk renk boyamış, grip olanlara yeşil, kabız olanlara kırmızı, ishal olanlara mavi renkli gibi haplar vermiştir. Burada subayların amacı askerlere onları iyileştirecek hapı kendilerine verildiğini inandırmaktı. Ve bu yöntem garip bir şekilde de tutuyordu. Başka bir örnek daha verelim.. Bir doktorla görüşmemde, televizyonlarda çıkan grip salgını haberlerinden sonra hastanelere grip sebebiyle gelen kişilerin sayısında sürekli bir artık olduğunu söylemişti. Sizce sebebi ne olabilir? Her şeyi bir kenara bırakıyorum.. Sırf moralle, motivasyonla kanser yeniliyor yahu! Bunu da mı görmezden geliyoruz? Sevgiliyi unutmak neymiş? Onun aklımızı karıştırmaması da neymiş? Tabii ki efendiler, tabii ki başarırız, tabii ki onu düşünmeyiz.. Bunu başarabiliriz. İnsanlar neler başarıyor inandıkları takdirde, biz sadece birini özlememeyi yapabilecek kadar beceriksiz miyiz? Soruyorum size, bu kadar beceriksiz misiniz? Özlemeyeceksin, kendine bunu emrediceksin ve özlemeyeceksin. Özlemeyeceğine inanacaksın ve; Onsuz bir hayata gülümseyerek merhaba diyceksiniz.
bence kendini topla çeki düzen ver önce şu büyüklü küçüklü yazmaktan vazgeç pek okunaklı olmuyor sonrada seni terkettiğini kabul et hep iyi zmaan geçircek değilsinizya onu aklına hep sana yaptığı kötülükle yüz üstü bıraktığıyla getir unutamaya bilirsin ama nefret edersin
06-24-2010, Saat: 10:12 AM <
Konuyu Okuyunca Şee Geldi Aklıma
Bundan 2 Sene Önce Unutamadığım Bi Zati Müslüman Er Kişisi Vardı :tolga: Patronum O Zamanki Depresyon Hallerimi Görüp Beni Karşısına Alıp:nono: Unutamıomusun ? Dedi Hıhı Dedim Bende Ağlayarak Oda Aynen Şunu Demişti .. Şimdi Eve Gidiosun Banyoya Giriosun Buz Gibi Soğuk Suyun Altına Sonracıma Nastarapayı Alıyosun Eline Kafana Kafana Vuruosun Ve Salaklığına Yanıp Şuan Üzüldüğün İçin Kendinden Sinirini CıkartıOsun Sonra Mısıl Mısıl Uyuyp Sabah İşe Geldiğinde Herseyi Unutmus Oluosun Demişti :lol: Uyguladım ? Sonuc Alabildimmi :tolga: Tabikide Çünkü Aslında Patronumun Anlatmak İstediği Şuydu .. Hiç Birşeyyyyy Bendennnnn Önemliii Olamazdı :kiss: Yüreğine Şifa ...
06-24-2010, Saat: 10:46 AM <
Birini bulunca önemli olan o oluyor kaybedince önemli olan benim oluyor.. Ben Çiğdem e bir yere kadar katılıyorum önemli olan her zamanki gibi insanın kendisidir ama kaybedince bunu söylemek biraz hazmedememezliktir.. unutmamya gelince herkes herkesi unutur bunun için zaman gereklidir. Yada unutmak istemek.. Bunun kolaylaştırmanın yolu ise ilişkinin mutlaka kuralları olmalıdır bu kurallar yaşam tarzını yansıtır yaşam tarzına uymuyorsa o ilişkinin sürmesi için bir neden yoktur. sadece sevgi herşeyi örtmez bazen yapılanlar sevgiyi örter...
06-24-2010, Saat: 04:08 PM <
Özgür Tüm Kalbimle Katılıyorum Sana Çok Doğru Yazmıssın Benim anLatmak İstediğimi Açık diLLe Yazmışsın He Sadece Bu aRkadas İçinmi Geçerli Hayır Unutamayan Herkese Bi Tavsiye ..
Unutanı En Büyük Cezayı Vererek Unutun Sizde |
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konu ile Alakalı Benzer Konular | |||||
Konular | Yazar | Yorumlar | Okunma | Son Yorum | |
Olurda Bu Kadarmi...yardim Lütfen | djseninim | 14 | 1,176 |
04-14-2022, Saat: 09:24 PM Son Yorum: wildfang |
|
ben bu acıdan ölüyom ... yardım | djseninim | 20 | 1,326 |
04-14-2022, Saat: 01:12 PM Son Yorum: wildfang |
|
yardımcı olun bana | _EdQli_ | 8 | 883 |
04-14-2022, Saat: 03:36 AM Son Yorum: wildfang |
|
Lacey'ye yardım kampanyası başlatıldı! :)) | Lacey | 15 | 936 |
04-13-2022, Saat: 12:28 AM Son Yorum: wildfang |
|
peki bana kim çare bulacak | romantiq_exelance | 21 | 1,957 |
04-12-2022, Saat: 07:37 PM Son Yorum: wildfang |
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi