Havalar soğumaya başladı kış mevsimi yavaş yavaş kendi özelliklerini bize sunmaya hazırlanıyor.ufaktan ufaktan yağmurlar yağmaya başladı,rüzgarlar esip yürürken kulaklarımızı ,burnumuzu üşütmeye başladı.Artık güneşin parlak yüzünü ne kadar fazla görürsek bizim için iyi çünkü pek sık karşılaşamayacağız iki yada üç ay boyunca. Ancak bunlar beni üzmüyor çünkü aylardan beri kış mevsiminin gelmesini bekliyorum ben,aslında sadece bu sene de değil her yaz mevsimi bitiminde sonbahar mevsimini yaşarken nedense kış mevsimi gelsin diye bir bekleyiş içine girerim.belki de kış mevsiminde yaşadığım anılar beni bu mevsimin gelmesiyle bu kadar sevinmeme neden olmaktadır.
Şöyle hatırlıyorum kış mevsimini;herkes bilir herkeste çok sever biliyorum sabah kalkıp camdan dışarı baktığında etrafın beyaz bir örtü altında kaldığını ve yağan kar tanelerinin yavaş yavaş gökyüzünden aşağı doğru süzüldüğünü. Birden bir heyecan kaplar insanın içini ,sanki daha önce böyle bir görüntü görmemiş gibi.Ama bu göründü yaşam boyunca her kış mevsiminde görülür.Belki nedir bu gösteriyi her gördüğümüzde bizi heyecanlandıran? Ben şöyle bir cevap verdim:herhalde karın beyazlığı insanın içine bir ferahlık bir temizlik hissi veriyor ,az bir zamanda olsa etraftaki kötülükleri.pislikleri kapatıyor.
Bir kış mevsimi gecesi yine hava soğuk rüzgar esiyor yağmur delice yağıyor,yağmur damlaları rüzgarı da arkasına alarak evin çamlarına öyle delice vuruyor ki sanki dışarıda küçük çocuklar ellerine taşları almış evin çamlarını taşlıyormuş hissi veriyor.Bu taşlamalar bazen artıyor bazen yavaşlıyor.Az sonra bakıyorsun elektrikler kesiliyor beş dakika sonra tekrar geliyor.Yine kesiliyor bu sefer yarım saat sonra geliyor. Ve en sonunda hepten kesiliyor ve bir daha da gelmiyor. Bundan sonrada yapılacak tek şey kalıyor yatıp sabahın olmasını beklemektir.Yatıyorsun ama bir türlü dışarıya bakmaktan kendini alamıyorsun on dakika da bir cama kalkıp acaba kar yağıyor mu diye bakıyorsun,bu kadar kötü havaya rağmen yinede seviniyorsun.Gece ilerliyor sıcaklık biraz daha düşmeye başlıyor rüzgar şiddetini bir kat daha artırıyor.Birden bakıyorsun ufaktan kar taneleri görünmeye başladı,heyecanlanıyorsun ama az sonra tekrara yağmur yağmaya başlıyor. Üzülüyorsun neden yağmur yağmaya başladı diye kar yağmasını beklerken.Böyle kalk yat derken uykuya dalarsın…
Birden sabah olmuştur hemen camdan dışarıya bakmak geçer aklından acaba kar yağdı mı diye.Heyecanlı bir şekilde perdeyi kenara çekip camın buğusunu silerek dışarı bakıyorsun birde ne göresin yine yağmammış kar ,yine yağmur yağıyor ama hava gece olandan daha da serttir,rüzgar gece estiğinden daha şiddetlidir,sıcaklık gece olduğundan daha soğuktur dışarıya çıkıp dolaşmak nerede ise imkansızdır.Bu biraz olsun umuttur, belki bu gece yağabilir kar…
Gün içinde hava bazen sertleşir,bazen de biraz daha sakin bir tavır takınır. Kış mevsiminin bütün özelliklerini sunar bize bir günde.böyle saatleri geçirdikten sonra artık okula gitme zamanım gelmiştir.üzerimi sıkı bir şekilde giyindim sadece gözlerim görünecek şekilde kaldım ve yola koyuldum.yirmi beş dakikalık bir araba yolculuğunun sonunda okulun o meşhur bayırını,rüzgarın şiddetinden korunmak için başımı aşağıya eğerek çıktım.ilk dersten çıktığımda hava kararmaya başlamıştı.hava yine sertleşiyor,rüzgar yine hızını artırıyordu. Yeni ders başladı dersin ortalarına doğru arkadan bir arkadaş “hocam bakar mısınız ne güzel kar yağıyor.”birden kafamı cevirdim o kadar şiddetli bir kar yağışı vardı ki bir anda yerler bembeyaz oluş ve yerdeki kar kalınlığı her dakika biraz daha artıyordu.hava geceyi bile bekleyememiş ve artık yeter deyip bütün her şeyi bırakmıştı yeryüzüne. Artık etrafa bakıyorum ,herkes hocanın ders bitti lafını bekliyordu.Hoca “ders bitti çıkabilirsiniz.”lafıyla herkes dışarıya koştu.kapıdan çıkar çıkmaz bir dakika içinde kardan adama dönmüştü herkes, ama kimse aldırış etmiyordu devam ediyordu şiddetli kar yağışının altında kar topu oynamaya.Birden sırtıma bir kar topu geldi arkama dönüp baktığımda kartopunu atanın o olduğunu gördüm heyecanlanmıştım bu beklide benim için bir fırsattı. Bende bir kartopu yapıp ona attım.ama canını yakmamak için kartopunu bilerek vurmak istemiyordum ona çünkü canının yanmasına dayanamazdım.ancak böyle yaptıkça o bana “sende hiçbir kartopunu bana vuramıyorsun” diye dalga geçiyordu benle.ama ben hiç aldırış etmiyordum dediklerine,yeter ki benimle kalsın benim yanımda olsun yeterliydi benim için.kar yağmaya devam ediyor sacları ıslanmış elleri titriyor sanki bir güzelliğine bin güzellik daha katılmış gibi geliyordu bana.Arkadaşları ile karın üzerinde fotoğraf çektirmesi,fotoğraf çekilirken verdiği pozlardaki sevecenliği,neşesi yerlerde oturup sanki hiç kar yokmuş gibi davranması,soğuktan kıpkırmızı olmuş burnunu, gülmekten yaşarmış gözlerini, soğuktan çatlamış dudaklarını ve ıslanarak tel tel olmuş,yanaklarına yapışan saclarını sanki bir film izliyormuş gibi izliyor her karesini beynimin bir köşesine kayıt ediyordum.başındaki mor şapkayı,giydiğin boğazlı mor kazağı,gri beyaz kareli kabanı hiçbir şeyi unutmak istemiyordum.Ara bitip okulun içine girdiğimizde herkes tepeden tırnağa kadar ıslanmış,herkes titriyordu ama herkesin yüzünden gülücükler dökülüyordu.ben hemen kaloriferin yanına gidip oturdum biraz olsun ısınmaya çalışırken, yanıma gelip hiçbir şey sormadan oturdu. “Çok üşüyorum her tarafım ıslak…”
“-Aydın aydın kalk sabah oldu, her taraf kar dolu ne güzel kar yağıyor.” Yavaşaca gözlerimi açtım annemin bu sözlerinden sonra dışarı bakmaya cesaretim yoktu.Zorda olsa kalktım perdeyi çekip camın buğusunu sildikten sonra dışarıya baktım etraf bembeyaz bir örtü ile kaplanmış.Gökyüzünden kar taneleri o kadar güzel yağıyordu ki san ki yukardan birisi pamuk bir yatağı açmış pamuklarını makasla kesip teker teker aşa atıyor ve onlara sakın birbirinize çarpmayın diyordu.İçimi bir burukluk sardı.Y ine kış geldi,yine kar yağıyor yine hatırlıyorum o günleri hatırlıyorum.soğuktan kıpkırmızı olmuş burnunu,gülmekten yaşarmış gözlerini,üşüdüğünden titreyen elerini çatlayan dudaklarını hatırlıyorum.ıslanarak tel tel olup yüzüne yapışan saclarını,başındaki mor şapkayı,üzerindeki mor boğazlı kazağı,gri beyaz kareli kabanı hatırlıyorum.gülücüklerini hatırlıyorum.üşüdün deyip yanımda gelip oturmanı hatırlıyorum.bunları her kış gecesinde rüyalarımda görüyorum.Ama artık bunlar olamaz bunu biliyorum ama bunların hepsini özlüyorum.
O günlerden bu zamana gecen zamanda her kış mevsimi geldiğinde,her sabah uyanıp etrafı bembeyaz gördüğümde içimi bir üzüntü kaplar.İstemem artık yağmasın kar etraf olmasın bembeyaz,silmesin tüm kötülükleri,temizlemesin bütün pislikleri istemiyorum hatırlatmasın seni bana özletmesin o günleri…
Yine kış geldi biliyorum yine özleyeceğim…