:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Aşkı Yaradan’a hamd olsun.
acemhe
#11
Usul usul iniyor kalbime hasretin. Öyle deli öyle acımasız ki .. Tek umudum olan zaman hiç böylesine yakmamıştı canımı ..



İçimde bir öfke var . Haykırsam dağa taşa geçicek gibi değil. Adını her andıgımda içimde başlayan bir fırtına , sıgınsam bir limana, beklesem , yok durucak gibi değil ..!



Martılara sordum ;



Derdine tek cağre "O" dediler . Senin yaşaman icin "O" gerek dediler..


Anlattım "unut"

ağladım " yazık" dediler...



Gözyüzü ağladı o vakit.. Gözyasım yağmura karısdı daha bir cesaretli ağladım daha bir hırsLı.



Onsuz yaşamaya alışmalıydım . Ayakta durmamı sağlayacak tek bir umudum bile kalmadı.



Karşılıksızdı sevgim ilk günden beri.



Alışmıstım !



Hiçbişey beklemeden sevmiştim seni


Bi gülüşün , bir bakısın yeterdi oda ayda yılda bir gülerdin yüzüme .



Hoş ; ben alıskınım çatık kaşlarına , yüzünde ki gülücükler ne haddime !



Kendi gölgeme sıgınmak istedim . Lakin " göremedim" bile.


Öyle ya ; güneş gerek görmek için gölgeni..


Ben karanlıktayım her vakit.


Neden bende sabah olmuyor ? neden gün ışıgını göremiyorum ?

Neden benimde gözlerim parlamıyor. ? Neden avaz avaz bagırdım halde sesimi bir tanrı kulu duymuyor.?

Neden anlasılmıyorum ? Derdimi mi anlatamıyorum ?


Daha ne yapmalıyım


Neden görmüyorsunuz ?


Neden gömmüyorsunuz ölüyüm ben


Hayat dediğiniz şu oyuna sıkışıp kalmışım kurtarın beni.


Ruhum azaptan kurtulmuyor. Can çekişiyor umutlarım , kan kaybediyor hayallerim


Düştüğüm deli bosluktan kurtarın beni .


Toprak kokusu istiyorum


Yumusacık yastıklar kesmiyor artık bedenimi


Mezar tasıma sarılıp uyumak istiyorum


Avucumda kalsın almayın zalimin resmini


Gözlerine bakarak ölmek istiyorum ..
Ara
Cevapla
Nare
#12
"SessizLiğimin ipini çeken ses bu şehri İstanbuL'un nefes aLışverişLeridir.!!".. der bir yazıda..

Bazen susmaLarda isyan eder!!

TeşekkürLer, anLamLı bir payLaşımdı MaSaL..
Ara
Cevapla
history
#13
Ahh...Hayatımın anlamı eksik işte sen eksiksin!Ve sana dair tüm hayallerim umutlarım düşlerim de eksildi bugün...Senden geriye sayıyorum işte;hasretimi özlemime ekliyorum sensizliği çıkarıyorum anılarımı bölüyorum;yokluğun çarpıyor yüzüme..Ne yaparsam yapayım çıkan sonuç hep aynı;sanki son kalan puslu anıları da akıtmak istercesine boşalan yoğun bir gözyaşı . . .
Bunun adına aşk diyoruz,kesinlikle başka bir şey bu.Aşık insan gülmeli,coşmalı,içi içine sığmamalı.Yaşadığımız aşklar ise acı hüzün ,gözyaşı...yinede aşkı seçıyoruz...eee bizde garibiz.Yalansız ,dolansız ve acısız aklar yaşamamız dileğiyle.Güzel bi yazıydı teşekkürler arkadaşım.
Ara
Cevapla
acemhe
#14
Kırgın bir tebessüm iner dudaklarıma,en ;kokmaya başladığın vakit düşüncelerimde.. En çok o gün aksın isterim yaşlarımın, ziyanı zarara uğramasın diye sevdam.ama bilmelisin ki,beklemiyorum artık seni...silindin artık dönüş yolundan..artık alıştım; gelişini görmeden,gidişlerini seyretmeye...


Şimdi hangi akrebin yelkovanı oldun,durmadan kimi kovalıyorsun bilmiyorum...ya da bir
akrep buldun mu ardın sıra kovalayacak ,yoksa hala akrepimi oynuyorsun,yelkovanları
peşine takarak...


Halbuki ne kadar çok ağlardık bazı geceler,yelkovanın amansızca akrepin peşinden
koşuşuna...ve büyük bir öfke beslerdik, akrepin vurdum duymaz tavırlarına...söylesene
şimdi senin ne farkın var, akrebin vurdum duymaz tavırlarından...bir tufana atıp sevgimi,umarsızca peşinden koşturuyorsun beni...


Sonbahar bitti buralarda,artık kışın ilk günleri yaşanıyor sokaklarımda...evsizler için son demler de bitti...artık kışla mücadele etmek zorundalar...benim yokluğunla mücadele etmem gibi...soğuk kış sabahlarında benden önce kalkıp,sobanın küllerinde boğulacak, çayın taze demlenmiş kokusunu odalarıma yayacak, ve sonsuz şefkatli öpüşleriyle, beni uykumdan uyandıracak bir sen yok artık...


En son ne vakit uğradın sokağıma, en son ne vakit selam verdin, bu sokağın tozunda umutlar toplamış sakinlerine bilmiyorum...ama haberin olsun, köşede sakallarının kıvamında pamuk şeker satan amcamız öldü...ve şekersiz kaldı mahallenin çocukları, ve seni anımsatan en son şeyde kayboldu gözleriminin önünden...keşke bende gidebilseydim senin gibi, terkedebilseydim, tozunda umutlar toplamış mahalle sakinlerini...ama yapamadım işte, senin gibi cesaret edemedim, bir arka sokağa çıkmaya,oradanda başka sokaklara dalmayı beceremedim...hep utandım, hep çekindim çevremdeki insanlardan...sokağımızdaki çocukların,bir sen kaldın bize masallar atan diyen bakışlarından utandım...en çokta kendimden utandım...aynaya her baktığımda sırtımı dönüp gittiğim insanların,yüzleriyle yüzleşmekten utandım...senin hiçbir zaman böyle endişelerin olmamıştı, hep küçümsemiştin büyüdüğün mahalleyi,burada hep boğulduğunu,burada tozlu umutlardan korktuğunu,bu umutlarla ölmek istemediğini söylüyordun...’’her söyleyişinde,aslında beni öldürdüğünü,tozlu umutlarımı bitirdiğini’’bilmiyordun...


Hep durmadan, artık seni beklemediğimi söyleyip duruyorum...aslında bunun cesaretsizliğimden kaynaklandığını,bu sokağı terketmekten korktuğumdan söylediğimi biliyorum...çünkü her sabah gizlice gözümü kaydırıyorum,sokağımızın girişine...kimbilir ,belki özlemiştir sokağımızın tozlu umutlarını,kimbilir, belki çocuklara masallar anlatan ikinci kişi olmayı özlemiştir,kimbilir, belki sakalları kıvamında pamuk şekerci amcayı özlemiştir,öldüğünü bilmeden...kimbilir, belki de tozlu umutlarımı bana vermek için,gelmek istemişindir diye,hep gözüm kayıyor sokağımızın girişine...belki gelirsin diye...


Yelkovanın oldum,durmadan kovalıyorum hayalimde seni , sevdana yetişebilme umudu ile...
Ara
Cevapla
acemhe
#15
Aşk yasaksa kim yasaklamış?
Her şeyimsin Ama Tek Eksiğimsin Ateş yanmışsa “yakan söndürsün” beni suçlama ne olur!..
Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli değil “en zorudur aşkın”
Seni yaşayamamak sana dokunamamak sana sarılamamak
Seni koklayamamak baharı koklar gibi
Baharın içinde “hanımeli çiçeğini” nefseder gibi
...
Yasaksa yasak!.. Geç bunları
Bana acı çektirmek serbest mi peki?
Benim geceleri mi azaba çevirmek hak mı hukuk mu?
Suçlu değilsen de “sorumlu” değil misin?
Kastın yoksa da “sebep” değil misin?
Yaşadığım azabın “menşei” sen değil misin?
...
Sevdiğim kendimden bile gizlediğim gecelere sözlediğim
Deli gibi özlediğim sen değil misin?
Sen değil misin titreten beni
Sıcaklığını duyduğum uğrun uğrun kavrulduğum lime lime yok olduğum
Ah!.. be!..Gül yüzüne kurban olduğum
“Kadınım” diye sarılamadığım
Gözlerine çakılıp kalamadığım
Düşlemekten kendimi alamadığım
Çıplak gecelerin karanlık elbiselerini soyamadığım
Sevmeye bir türlü doyamadığım sen değil misin?
...
Hayaline feda ettim ben tüm gerçekleri
Dünümü de bu günümü de sana vakfettim yarın var mı düşünmedim bile
Saatlerin tik-takları da saniyelerin anlamı da sensin!..
Sen hatırlandıkça düşünülen değil “unutulmayan nefessin”
Gözlerimde fersin sen kulaklarım de sessin
İçimde bir yangın ve bitmeyen hasretsin
Sen benden içresin yüreğimdesin hücrelerimdesin sen benimlesin
Rüyalarımı paylaştım ben seninle hayallerimi paylaştım
Ben senin için “kadere” sataştım şansla dalaştım!..
Ve senin için ben “Kendime bile savaş açtım!..”
...
Sen “aşksın” benim için yaşanan karasevdasın
Yalnız aklımda değil yalnız yüreğimde değil
“Alın yazımda bile sen varsın”
...
Sen “kadınsın” benim için
Tüm duygularımın menzilisin
Sen cennetin benzerisin
...
Sen “can’sın” benim için
Yaşama sebebimsin cananımsın
Kurşun yemiş döşüm kanayan yaramsın
...
Sen rahmetim
Sen cennetim
Sen servetim
Sen her şeyimsin!..
Ve sen benim bu hayatta ki;
“Tek eksiğimsin!...”
Ara
Cevapla
acemhe
#16
Demlenmiş Yalnızlığımı Yudumluyorum

Artık kalemimi kırdım gidişinle Dudaklarımı kanatıp yüreğimin sesini dinliyorum
Baş ucumda sana yazdıklarım ve masada demlenmiş yalnızlığım
Kanayan çığlıklarımı yutkunup kırılmış hayallerimi topluyorum kentimin kaldırımlarından


Üzerimde suskunluğun yeni ütülenmiş elbisesi, yüreğime sunulmuş bir dostun dogum günü hediyesi Şimdi karanlıklara sarılıp demlenmiş yalnızlığını yudumluyorum


Acılarımızın merkezkaç savrulmaları mıydı acının son kıyısında, “uçurum çiçekleri”nin yanı başında, bizi buluşturan?


Yoksa konuşa konuşa, yaza yaza acıları içselleştirme çabası mı?
Böyle ama böyle değil yine de…
Çünkü bekleyeceğiz bin yıl kendi yalnızlığımızın nehirlerinde!


Geceler…Gündüzden öte sığınaklar…Yıldız koparma, yıldızlara boyama siyahlıkları ve nefes almayı öğrenme boğan dört duvarın yalnızlığına inat…Sonra o hangi gülümseyiştir yardan gelen ya da senden, gecenin gizlediği?


Açacaksın düş sayfasını, yaşanmışlıkların düş kırıklıklarını, sevgiler hatırına, sevgiye liyakat hatırına; umut renginde bir sonraki yarına emanet edeceksin…


"Her şey burada kalsın" "Gidiyorum Geldiğim Gibi Dünyandan" diyeceksin ama heyhat; günler gecelere devrederken, bir sonsuzluğa evrilen ruhuna ezberlettiğin tatları, duyarlıkları yaşayacaksın her gece yeniden…Tatlı bir çaresizlik, belki de
yorgunluk…


Yüreğin geceyle sarmaş dolaş iken, sabahı sayacak yelkovanın zaman çınıltıları…
Doğan her güne, her güneşe sevgilinin adıyla
Ara
Cevapla
history
#17
Gözyaşı da suskunluğun meyvesidir. Dokunur acının üzerine; ılık, tuzlu bir ilaç gibi... Önce yakar, belki de acıyı azdırır. Ya sonra?.. Uyuşur kasılan gözlerin... Oradan kalbine damlar susan sesin... Sessizce, kimsesizce ağlarsın; duyarlarsa gelirler ve beni yalnızlığımla ayırırlar diye korkarsın, hıçkırıklarını boğarsın, susarsın!..
Ağlamak,ağlayabilmekte erdemdir,duyguların bi başka biçimde ifadesidir,sevinçten ağlarken akan gözyaşlarındaki,ılıklık,kederden ağlarkan buz kesilir.Gözyaşların sevinci ve hüznü belirler.Birde ağlarsın ama hiç göz yaşın akmaz....hiç yaşadınızmı?
Harika bir yazıydı,duygularınızasağlık,teşekkürler arkadaşım...
Ara
Cevapla
acemhe
#18
İşte yine bir pazar akşamı. Adı diğer pazarlardan farklı değil aslında ama ne ben o eski pazarlardayım nede bu pazar onlardan biri...

Pamuk tanesi kar serpintisini görünce atıverdim kendimi dışarı sahil boyu yürürken hani film şeridimi derler? Öyle geçiverdi pek çok sahne…

Stradivarius yapımı bir kemandan çıkan nağmeler eşliğinde. Uzaktan gördüm çınarın kollarını yaklaştıkça daha bir büyüdü hani bazen uzaktan bakıp gözünüzde büyüttüğünüz bir şeyi yaklaşıp tanıyınca büyüklüğünden eser kalmaz bu çınar tam tersi yaklaştıkça büyüdü büyüdü....

Denizden esen sertsoğuk rüzgar dallarında kar bırakmamış bugün. Gerçi görmeyeli çok uzun zaman olmadı ama daha bir ağırlaşmış gördüm heybetli vücudunu. tam dallarının altında ki bankla nasılda özdeşleşmiş sanki o bank orda olmasa çınarda olmayacak ya tersi. Ah! bugün geç kalmışım bankın üstünde tek el olmuş iki çift el omuzlara yaslanmış iki baş çınarın kolları altında seyr-i endam etmekte…

Aylar öncesi geldi yine aklıma o zaman mekan aynı mekan saat sanki bu sıralar ama figüranlar farklıydı. Uzaktan göz kırptım çınara dallarını hafifçe eğerek anladım der gibiydi. Çayımı yudumlarken boğazımda kısa süre bir şeyler düğümledi. Sigaradan olsa gerek zaman zaman içiyorum işte. çayla birleşince de bir başka oluyor meret.

Çınar dallarını hafif hafif sallayarak üzerindeki karları çiftin üzerine indirmek üzereydi. Nede olsa onlar bana göre yabancıydı çınara yada sadece biri... Bardağı bankın üzerine bırakırken elim bir şeye dokundu irkildim. Sonra bakınca gördüm bizim küçük çiçekçi çocukmuş. Usulca yanıma oturuvermiş elinde yine kırmızı gülleriyle… Üşümüş ellerinin tekini cebine sokmuş yanaklar ve burnu kızarmış aynı şekilde. Birden hızla kalkıp çifte doğru yöneldi yeni görmüştü sanırım sadece gülleri uzattı sessizce ama eli havada kaldı erkek elinin tersiyle git işareti yaparken o çoktan dönmüştü geriye. Alışıktı bunlara…

Gel diyerek işaret ettim sonra yanıma geldi bir bana birde çifte baktı dikkatle bir daha bir daha.. Kurtarıp kendisini soru işaretlerinden elindeki kırmızı güllere bakarak koşarak uzaklaştı az sonra nefes nefese elinde bu sefer bir beyaz gülle geldi bakıştık gözlerimi kaçırdım gözlerinden. Gidip çiftin yanına hiçbir şey demeden gülü bayanın kucağına bırakıp hızla uzaklaştı. Ne bana baktı nede başka bir yere…

Önce bir şeyler karaladım bir parça kağıda sonra sordum kendime cesaretin var mı yazdıklarımı okumaya? Ama şimdi değil...

Keman çaldı ben yürüdüm. Nereye mi? Bilmem....

Cesaretini giyin gel hadi

Bıkmadan usanmadan seni düşlüyorum. Sen de beni düşünüyorsun biliyorum. Birlikteyiz yani. Peki neden hep çıkmazlara sürüklüyorsun kaygısız düşlerimi. Süzülüyorum gecenin karanlık duvarlarından yapma. Gözyaşım sele dönüyor yüreğimdeki acı büyüyor işte. Hayat ve özlem arasında sıkışıp kalıyorum. Paramparçayım.

Ne yapsam aklım galip çıkıyor. Kırık ümitlerimle sevgine yenildikçe acı çekiyorum. Ruhuma yapışan sen kokan sızıları görüyor musun… Bulutsuz düşlerimle küçük mutluluklarıma sarılıyorum hep uykusuz hep eksiğim senden yana. Şiir gözlerim yıldızsız gecelerin ardından gündüzlerin ayazına uyanıyor canım yanıyor. Denizler çıplak sokaklar ıssız tenim kuytu ben hep aynı ben. Ah be gülüm bıktım kendimden.

Bir sevda çağırıyor beni bir dudak bir yürek bir ses çağırıyor. Mütemadiyen gidiyor aklım başımdan. Tek çarem yazmak o da derman değil ki. Rahat durmuyor bir türlü kalemim döküyorum sevdayı beyaz sayfalara. Bildiğimi okuyor isyanımı yazıyorum. Dilsiz gecelerin gölgesinde çığlık çığlığa sevdaya sürgün satırlarım. Hüzünlü cümleler kurmak istemiyorum artık. Hiç değişmiyor kulağımdaki melodi. Elveda desem gidemiyorum. Baharlar yarına güz bana kalıyor kader deyip geçmiyor musun gücüme gidiyor.

Dertlerin ayazı vururken hicranla boynunu büktü dallarım goncalarımda düşlerim soldu. En tatlı gecelerin deminde; vakitsiz ayrılık açtı çiçeklerim. Bir bıçak yarası kanarken yapraklarımda gidişinle vurulur düşerim yar. Ömrüm gider peşin sıra diz çöksem yalvarmak olur olsun be sevgili olsun. Yeter ki ellerinin yolu geçsin saçlarımdan varım yoğum açan gülüm sevdandır bilmezsin. Avuçlarıma bak ve anla yalnızlığımı gözlerini kapat ve yık tüm duvarları.

Razıyım bakışlarında kilitli kalmaya. Yükle kederlerini sızılı omuzlarıma sorgularını yatır gözlerimin kıyısına hüzün yağmurlarında ıslansın kirpiklerim bırak gelişin olsun yeter ki şölenim. Gülümseyen yüzünü çizeyim tuvalime için sıra kanasa da yüreğim acıma sen ellerim yansa da ateşinde özgürlüğünün kelepçelerini tak yüreğime. Tanımsız kimliksiz tutkulu varlığına mahkum et beni. Sevdalı ellerinle hasretimi okşa seni özlemeyi en çok ben bilirim. Islak kirpiklerini bırak koynuma. Sen kokan her şeyde beni bulmalısın. Gözlerinde yıldızlara bakmalıyım sevda yollarındaysak; sesine kokuna yoldaş olmalıyım ben de.

Cesaretini giyin gel hadi gecikmiş sözlerimi kes gülüşlerinle. İçindeki derin boşluğa yerleşivereyim aniden. Su gibi akarken yıllar bir ömre sığdırır mısın beni… Kurbanın olayım yar yağmur gözlerimden hüzün akıtma sevdana sürgün satırlarımı bırakma zemherilerde.

Sana başka sözüm yok bundan gayrı
Gelişinle tamamlarsın gülüşlerimi belki…
Ara
Cevapla
history
#19
Hep durmadan, artık seni beklemediğimi söyleyip duruyorum...aslında bunun cesaretsizliğimden kaynaklandığını,bu sokağı terketmekten korktuğumdan söylediğimi biliyorum...çünkü her sabah gizlice gözümü kaydırıyorum,sokağımızın girişine...kimbilir ,belki özlemiştir
Yıllar boyu kalbimizde kurguladığımız,bir AŞK olgusu var.Aşık olduğumuzda veya sandığımızda sorunlar başlıyor.Kurguladığımız hayal ettiğimiz aşk ile yaşadığımız,veya yaşadığımızı sandığımız AŞK farklılıklar gösteriyor,aslında hiç hayal ettiğmize benzemiyor...Malesf hala aşık olduğumuzda ısrarcıyızdır....
Kurgusuz,salt ve saf aşklar yaşamamız dileğiyle,harikaydı,teşekkürler arkadaşım.
Ara
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  bir a$k oLSun!!! €BeRimSin 6 406 04-13-2022, Saat: 03:04 PM
Son Yorum: wildfang
  Bugünlerde Herkes Aşki Arar Oldu........(niyemi?) CeYDa HaNDe KeSiM 6 673 04-13-2022, Saat: 12:21 PM
Son Yorum: wildfang
  Aşkı Yasaklamak Zorundaydım Kendime DarkLady 4 350 04-13-2022, Saat: 03:20 AM
Son Yorum: wildfang
  **Aşkı Gördüm Geçenlerde** MasaL_perisi 5 648 04-11-2022, Saat: 04:30 PM
Son Yorum: wildfang
  Aşki Gördüm Geçenlerde!! ÇiLeK 1 379 04-11-2022, Saat: 12:00 PM
Son Yorum: wildfang

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi
  Tarih: 11-24-2024, 07:58 AM