Aranan kimlik nasıl bulunabilir...Sen kadınım derken çeliştim küçük bir kız kimliğiyle, kaybettim aslımı, ya da aslımı hiç bulmamıştım aslında.... İsterdim elbet bir çocuk masumiyetiyle gülsün gözlerim. Ama ancak bir salıncak yada kaydırak gölgesinde düşüp dizlerimi yaralayacak kadar çocuk olabildim ben.Genç kızlığım poster aşklarından ve annemden yediğim ergenlik tokadından ibaret ve vitrinlerdeki topuklu ayakkabılar kadardı kadınlığım
Kabuk bağlayan yaralarımdan öğrendim yaralanmayı, sonra da senden.
Düşlerim nerden düştüyse adı intihar olmuştu yaşamamın. Özneliğini yüklendiğim tüm yalnızlıklarımdan istifa dilekçemi sundum kendime.. Yaşama kafa tutarak geçiyorum gençliğimden de. Parmak uçlarımda, tüm mahçupluğuyla kalemim ayrılığı kusuyor. Ama ben seni susuyorum dilimin döndüğünce. Dipteyim. Koynumda ayaza çalan yokluğunun ayak izleri… (aşk gibi)… Aklımın zoruna iliştiriyorum hesapsızlığımı. Yazgımı karalıyorum belki temize çekersin diye ama bu önsözsüz ağıtın nüshası temize çekilmiyor. Yokluğundan ezberliyorum gülüşünü önce. Gelişlerinin cehennemlerine denk geliyor yalnızlığım. Tanrı affetsin kabuk bağlamayı bilmeyen tek başınalığımı.
Yarası git gide derinleşiyor acıya buladığım cümlelerimin. Bir bavul dolusu cümle var defterimde sana dair. Yara bandı tutmayacak kadar derin tüm cümlelerim. Haklıydın… Bitmeyecekti… Olmayacaktı bu düşe konulmuş bir noktam. Virgüllerle dolu bir düştün, beni çok büyüttün… Yapıp bozulacak kadar oynamıyorum artık kendimle... Şimdi asılsız kimliğim bir yıl daha eskidi !!!
Bir sayı daha düşüyor sıfırlanmış ömrüme. Bir yıl daha büyüyorum kendime…Bir adım daha yaklaşıyorum bulmayı umut ettiğim kimliğime... Uçurumlara sürgün ediyorum düşsel kırıklarımı. Varlığımın üstünden bir yıl daha geçiriyor zaman. Yokluğuna bir adım daha yaklaşıyorum. ''İyi ki doğdun''lara sığınmıyorum. "İyi ki"sini keşfedemedim henüz ömrün… Bir yıl daha büyüyorum. Bir yıl daha küçülüyor içimdeki neşe. Bir yıl daha satır arasına sıkıştırıyorum hayallerimi..
Ben vazgeçiyorum, sen büyütür müsün yarınlarımı benim yerime?
O kadar intihar ettim ki yaşamaya mecalsizim…
Sen düşlerimdeki büyük...
Bense düşlerle büyüyen asılsız bir küçük...
Kabuk bağlayan yaralarımdan öğrendim yaralanmayı, sonra da senden.
Düşlerim nerden düştüyse adı intihar olmuştu yaşamamın. Özneliğini yüklendiğim tüm yalnızlıklarımdan istifa dilekçemi sundum kendime.. Yaşama kafa tutarak geçiyorum gençliğimden de. Parmak uçlarımda, tüm mahçupluğuyla kalemim ayrılığı kusuyor. Ama ben seni susuyorum dilimin döndüğünce. Dipteyim. Koynumda ayaza çalan yokluğunun ayak izleri… (aşk gibi)… Aklımın zoruna iliştiriyorum hesapsızlığımı. Yazgımı karalıyorum belki temize çekersin diye ama bu önsözsüz ağıtın nüshası temize çekilmiyor. Yokluğundan ezberliyorum gülüşünü önce. Gelişlerinin cehennemlerine denk geliyor yalnızlığım. Tanrı affetsin kabuk bağlamayı bilmeyen tek başınalığımı.
Yarası git gide derinleşiyor acıya buladığım cümlelerimin. Bir bavul dolusu cümle var defterimde sana dair. Yara bandı tutmayacak kadar derin tüm cümlelerim. Haklıydın… Bitmeyecekti… Olmayacaktı bu düşe konulmuş bir noktam. Virgüllerle dolu bir düştün, beni çok büyüttün… Yapıp bozulacak kadar oynamıyorum artık kendimle... Şimdi asılsız kimliğim bir yıl daha eskidi !!!
Bir sayı daha düşüyor sıfırlanmış ömrüme. Bir yıl daha büyüyorum kendime…Bir adım daha yaklaşıyorum bulmayı umut ettiğim kimliğime... Uçurumlara sürgün ediyorum düşsel kırıklarımı. Varlığımın üstünden bir yıl daha geçiriyor zaman. Yokluğuna bir adım daha yaklaşıyorum. ''İyi ki doğdun''lara sığınmıyorum. "İyi ki"sini keşfedemedim henüz ömrün… Bir yıl daha büyüyorum. Bir yıl daha küçülüyor içimdeki neşe. Bir yıl daha satır arasına sıkıştırıyorum hayallerimi..
Ben vazgeçiyorum, sen büyütür müsün yarınlarımı benim yerime?
O kadar intihar ettim ki yaşamaya mecalsizim…
Sen düşlerimdeki büyük...
Bense düşlerle büyüyen asılsız bir küçük...