"Keşkelerim olmadı hiç" sana dair,
Seni sevmek “kendimi" sevmekti..
Ve ben seni sevdikçe, kendimi daha da çok sevdim...
...
Gittin deyip isyan etmeyeceğim artık..
Gelseydinde, giderdin..
[SIZE=5]Sen hiç yüreğimin misafiri olmadın, beni anlamadın..[/SIZE]
Anlamanı beklemiyorum zaten, anlayamazdın..
Bundan her gidenin ardından kağıda dökülür yürektekiler..
Maviye bakılır,
Sessizlik ve hüzün dinlenir..
Notasızdır ama, duyduğun en güzel melodidir..
Akşamları bir yumruk oturur boğazına, yutkunmakta zorlanırsın..
Sabahlar..
Rahat uyanırsın, geceye rağmen !
Gece..
B’aşk’adır..
Düşündürür..
Acıtır..
Sancılandırır..
Daraltır..
Ve yüksek sesle dile getiremediklerini geceye haykırırsın..
Avaz avaz..
[SIZE=5]“Neden”
[/SIZE]
...
“Neden gelmedi?”
“Neden gelmeyecek..”
“Neden gelmeyeceğini bildiğim halde bekliyorum..”
[SIZE=7]...
[/SIZE]
Keşkeler başlar o an..
Keşke yanımda olsa, bir kez bana baksa..
Keşke bir kez sarılsam..
Keşke kokusunu içime çeksem..
Keşke bende kalsa..
Keşke gitmese..
Keşke..
Keşk..
...
Ama bilirsin..
Hangi limanda olursan ol, beklediğin gemi hiçbir zaman senin iskelene uğramayacaktır..
Kıyıya[SIZE=6] “ayrılık” damgasını vurur..[/SIZE]
Bir ayrılık yazar, bir h’üzün’tü..
Ne kadar o kıyıda ayaklarına su değsede, soğumaz için hiçbir zaman..
Yüzünü yıkarsın..
O masum ifade gitmez gözlerinin önünden..
Akar yaşlar..
...
Zaten yüzün ıslak, anlamazlar..
Bu yetim duyguların adını bilmiyorum ben..
Bildiğim tek şey var..
Çok sahiplenmişim “o”nu
Gölgesinde bile dinlendirebilecek kadar "huzur"du..
“Aşk’tı”..
Adı “umut”tu..
Ben ona “umut” demiştim...
O bana “unut”
...
acemhe
Ondokuz/Aralık/İkibinon
yirmidört:on