Ayrılık acısını atlatmak ne zordur. Hiç bitmeyecekmiş hiç unutulmayacakmış gibi gelir insana. Uzaktan bakanlar bile üstünüzdeki hüzün elbisesini görebilirler. Ancak bazen ayrılık aşkın önüne geçer.
Ayrılık Aşkın Önüne Geçerse.
Yaşadığınız ilişkinin süresi yoğunluğu ne olursa olsun ayrılık acısı çekiyorsanız bunu atlatmak için zaman ihtiyacınız vardır. Bu kalp sızısının zamandan başka bir ilacı yoktur.
Çoğu insan unutmak için farklı yollar dener. Çivi çiviyi söker diye düşünüp normal şartlarda birlikte olmayacakları insanlarla birliktelik yaşamaya çalışırlar. Bu en tehlikeli durumdur çünkü kısa bir süre içinde o ilişkinin de hayata geçemeyeceği anlaşılır. Zaten yürek ağzına kadar acıyla doluyken üstüne bu gereksiz ilişkinin de kiri tozu biner. Bu hatanın bedeli biraz ağır olur çünkü böyle savruluşlar ve yanlış seçimler kişinin aşka sevgiye ilişkilere inancını temelden sarsar.
Çoğu insan unutmak için farklı yollar dener. Çivi çiviyi söker diye düşünüp normal şartlarda birlikte olmayacakları insanlarla birliktelik yaşamaya çalışırlar. Bu en tehlikeli durumdur çünkü kısa bir süre içinde o ilişkinin de hayata geçemeyeceği anlaşılır. Zaten yürek ağzına kadar acıyla doluyken üstüne bu gereksiz ilişkinin de kiri tozu biner. Bu hatanın bedeli biraz ağır olur çünkü böyle savruluşlar ve yanlış seçimler kişinin aşka sevgiye ilişkilere inancını temelden sarsar.
Ayrıldığınız insanı unutmak için hemen başka kollara koşmanın bir dezavantajı daha vardır. İnsan ister istemez kıyas yapmaya başlar. Eski sevgili ile yeni sevgili adayı arasında beyniniz kıyasıya bir rekabet başlatır. Karakterleri alışkanlıkları huyları yaşam tarzları teraziye konulur. Çok şanslı biri değilseniz muhtemelen terazinin eski sevgili kefesi ağır basacaktır. Öyle ya sizin uyumadan önce saçlarınızın okşanmasından mutlu olduğunuzu sinemada mısır yemeye sinir olduğunuzu veya beyaz gülden nefret ettiğinizi yeni adam nereden bilebilir? Gönül eski sevgiliyi arar. Oysa şöyle bir düşünseniz eski sevgilinin de bir zamanlar bu huylarınızı bilmediğini hatırlarsınız.
Ayrılık sonrası çekilen acı hakkında kişinin oturup ciddi ciddi düşünmesi gerekir. Gerçekte üzüldüğünüz ve canınızı yakan şey nedir?
İçinizdeki ses elbette size giden sevgiliye ve aşkınıza ağladığınızı söyleyecektir. Peki mantığınıza sorsanız o ne diyecek? Uzun zaman emek verip beklenti içine girdiğiniz bir son beklediğiniz dantel örer gibi ördüğünüz bir planın elinizden uçup gitmesi midir sizi üzen? Sizden sonra başka birini sevip yoluna devam edebileceğini düşündüğünüz için mi kahroluyorsunuz? Gururunuz egonuz mu yaralandı? Boş yere kendinizden ve yaşam tarzınızdan taviz verdiniz sizi asıl acıtan karşılıksız kalmak olmasın?
Bazen ayrılığı öyle büyük yaşar ki insan aşkın bile önüne geçer bu duygu. Oysa önemli olan birini sevmiş olabilmektir. Ayrılık acısı içine kin nefret intikam gibi duyguları da karıştırabilir. Siz gerçeğe yönelin. Kalbinizin sızlaması yukarıda söylediğim ve yazsam sayfalar tutacak nedenlere mi dayanıyor yoksa gerçek bir aşkın tükenişine mi kahrediyorsunuz? Aklınızı hislerinizin önüne koyarak sorgulayın siz gerçek bir aşk için mi ağlıyorsunuz yoksa.....