dışarda kar yağıyor
içimde kıralan dallar
kopan teller var
karlar altında bulunduğun şehir
ve belki de karanlıkta
başına bela olmak üzere açlıkta
çaresizliğinde sevgime yaslan
emanet gülüşlü yâr
al sevgimi üşüyen yerlerine sar
içimde bir çocuk ağlıyor
çalılıkların arasındaki serçe gibi
donmanın eşiğinde elleri
ustura ayaz kesiyor güzellikleri
üşürken düşündükçe seni
ve gülüşleri gül bahçesi çocukları
sibirya’da hissediyorum kendimi
kar yağıyor dışarda
kapatmak istiyorum kaloriferleri
lambaları kapatmak
koynuma seni alıp yatmak
ve batacaksam şu hayat okyanusunda
dünyanın en harika kadınıyla batmak
ama ben ömrüne ömür katmak istiyorum
bırakma beni doğduğun köy gibi ardında
hüzünlerin altında senin ezildiğin gibi
dallarda eziliyor karların altında
annem geliyor aklıma
kış günlerinde üşüyen çocuklarnın karşısındaki
yoksul annelerin çaresizliği
ömürlerini çalışarak tüketen
babaların ev halkı karşısındaki ezikliği
dışarda kar yağıyor
her kar tanesi
bir bomba gibi
yüreğimi parçalıyor
kar yağıyor dışarda
çaresiz onca yoksul ana ta şuramda
öğretmenler joplansa da ankara’da
bedenimde jop morlukları
ahh ah ne gülen çiçek
ne de kuş sesi var ortalıkta
ve sevdiğim
sen de soğukta
sen de karanlıkta
havada kekremsi tad
ben de muşmullah surat
bu şehirde felç oldu hayat
sevdiğim sen yanımda olmadığında
hayat felç olduğu gibi bende
dışarda kar yağıyor
içerde ben ölüyorum
içimde kıralan dallar
kopan teller var
karlar altında bulunduğun şehir
ve belki de karanlıkta
başına bela olmak üzere açlıkta
çaresizliğinde sevgime yaslan
emanet gülüşlü yâr
al sevgimi üşüyen yerlerine sar
içimde bir çocuk ağlıyor
çalılıkların arasındaki serçe gibi
donmanın eşiğinde elleri
ustura ayaz kesiyor güzellikleri
üşürken düşündükçe seni
ve gülüşleri gül bahçesi çocukları
sibirya’da hissediyorum kendimi
kar yağıyor dışarda
kapatmak istiyorum kaloriferleri
lambaları kapatmak
koynuma seni alıp yatmak
ve batacaksam şu hayat okyanusunda
dünyanın en harika kadınıyla batmak
ama ben ömrüne ömür katmak istiyorum
bırakma beni doğduğun köy gibi ardında
hüzünlerin altında senin ezildiğin gibi
dallarda eziliyor karların altında
annem geliyor aklıma
kış günlerinde üşüyen çocuklarnın karşısındaki
yoksul annelerin çaresizliği
ömürlerini çalışarak tüketen
babaların ev halkı karşısındaki ezikliği
dışarda kar yağıyor
her kar tanesi
bir bomba gibi
yüreğimi parçalıyor
kar yağıyor dışarda
çaresiz onca yoksul ana ta şuramda
öğretmenler joplansa da ankara’da
bedenimde jop morlukları
ahh ah ne gülen çiçek
ne de kuş sesi var ortalıkta
ve sevdiğim
sen de soğukta
sen de karanlıkta
havada kekremsi tad
ben de muşmullah surat
bu şehirde felç oldu hayat
sevdiğim sen yanımda olmadığında
hayat felç olduğu gibi bende
dışarda kar yağıyor
içerde ben ölüyorum