Gece artık görevini tamamlamış ve yavaş yavaş görev teslimi yapıyordu gündüze. Güneş sıcak yüzünü göstermeye ve tüm şehre sabahın olduğu haberini verircesine ışımaya başlamıştı tepelerin ardından.Birazdan ilkler başlayacak ve yeni bir güne başlamanın sevinciyle ilk çocuk sesi yükselecekti daha sobası yanmamış evden,kaldırımlarda ilk babanın ayak sesleri duyulmaya başlayacaktı yavrularına-eşine bir lokma ekmek kopartabilmek için ekmek kavgasından...
Günün ilkleri başlayacaktı... Yavaş yavaş sokaklara sesler taşmaya başladı bacası yeni hareketlenen evlerden...
Bugün benimde ilkim olacaktı.Sabaha kadar bunu kazıdım beynime.Bunu yapmalıyım diye,bunu başarmalıyım diye ve kalbimi fethettiğim bir anda vazgeçmemek için kendimi attım soğuk yüzlü kaldırımlara...O koca caddenin başına gelene kadar kendime telkinlerde bulundum...Bunu zor da olsa başarmalıyım, galibi olmalıyım bu ürkek yüreğin diye...
Seni benden alan o koca cadde işte bütün heybetiyle karşımda duruyordu.Gözlerim daldı uzaklara uzaklara çok uzaklara,bilmediğim diyarlara uçtu yüreğim.Sanki cadde kulağıma bir şeyler fısıldamaktaydı ama silik bir sesle ve kulak kesilince anladım,bana söylediklerini.
O anı tekrar yaşıyordum,çığlıklar yükseliyordu ve çıldıracak gibi olmuştum sonra fren sesi,büyük gürültünün kopması ve senin kanlar içinde yerde yatan bedenin belirdi karşımda.Yanına gelip canımdan can eklemek istedim sen yaşa diye ama...
Sen gittiğinden beri caddeye ilk gelişim bu benim yani ilkim buydu bugün
Sonra ne olduğunu anlamadım. Yurdun önünde buldum kendimi sanki arabaya çakılmış çivi gibiydi bedenim ve güç-bela indim aşağıya,yürüdüm koca binaya doğru...
Şimdi anladım ilklerin kıymetini ve şu kelimeler döküldü dudaklarımdan;
Ne istediğimizi bilmeyiz çoğu zaman
Sevgiliyi elden gidene kadar sevmeyiz
Babanın tabutunu taşırken anlarız kıymetini
Mutluluk dibimizdedir kör olur görmeyiz
Çünkü biz insanoğluyuz...
Neden sonra ruhsuz hissiz bedenimi yurt da buldum.Merdivenlerde yankılanan sana ait bir sesti.Odaya geldiğimde her şey yerli yerindeydi bırakıp gittiğin gün gibi...Oda sen kokuyordun,konuşan hayalindi,her şeyde biraz sen vardın,sen,sen,sen,...
İçeri doğru esen soğuk rüzgar koca bir tokat gibi indi yüzüme ama yetmedi yaşananları gözümün önünden almaya,belleğimden silmeye...
Bazı geceler sıcak muhabbetler eşliğinde dinlerdik sabah ezanlarını...
Hep ayrılığı sıkıştırırdın kelimelerin arasına.İlk ayrılıktan konuştuğumuzda akla gelen ilk sözler koşturdu kalemime.
Uzaklık mı?
O bizim için değil dost
Biz 'yürek devleti' yiz ötelere uzanan...
Açarız avucumuzu,
Dostlarla o dem yürek yüreğe konuşuruz
Göz yaşımız vardır bizi ayakta tutan
Birde gönül selamımız
Dost için geceleri tatlı uykumuzu böleriz
Dost için secdeye kapanır dua ederiz.
Dostun muhabbetiyle gelir hak selamı,
Bize en güzel hediye dost kelamı...
Sen ilktin ve ilkler özeldir.
Benim ilkim işte böyle son buldu ama unutma
"Ayrılık unutanlara mahsus" biz ayrılmadık ve unutmadık çünkü ellerimizi açtığımızda dualarda buluşuyoruz.
SEN İLK DOSTTUN VE YERİN ASLA DOLMAZ!!!
_________________
Günün ilkleri başlayacaktı... Yavaş yavaş sokaklara sesler taşmaya başladı bacası yeni hareketlenen evlerden...
Bugün benimde ilkim olacaktı.Sabaha kadar bunu kazıdım beynime.Bunu yapmalıyım diye,bunu başarmalıyım diye ve kalbimi fethettiğim bir anda vazgeçmemek için kendimi attım soğuk yüzlü kaldırımlara...O koca caddenin başına gelene kadar kendime telkinlerde bulundum...Bunu zor da olsa başarmalıyım, galibi olmalıyım bu ürkek yüreğin diye...
Seni benden alan o koca cadde işte bütün heybetiyle karşımda duruyordu.Gözlerim daldı uzaklara uzaklara çok uzaklara,bilmediğim diyarlara uçtu yüreğim.Sanki cadde kulağıma bir şeyler fısıldamaktaydı ama silik bir sesle ve kulak kesilince anladım,bana söylediklerini.
O anı tekrar yaşıyordum,çığlıklar yükseliyordu ve çıldıracak gibi olmuştum sonra fren sesi,büyük gürültünün kopması ve senin kanlar içinde yerde yatan bedenin belirdi karşımda.Yanına gelip canımdan can eklemek istedim sen yaşa diye ama...
Sen gittiğinden beri caddeye ilk gelişim bu benim yani ilkim buydu bugün
Sonra ne olduğunu anlamadım. Yurdun önünde buldum kendimi sanki arabaya çakılmış çivi gibiydi bedenim ve güç-bela indim aşağıya,yürüdüm koca binaya doğru...
Şimdi anladım ilklerin kıymetini ve şu kelimeler döküldü dudaklarımdan;
Ne istediğimizi bilmeyiz çoğu zaman
Sevgiliyi elden gidene kadar sevmeyiz
Babanın tabutunu taşırken anlarız kıymetini
Mutluluk dibimizdedir kör olur görmeyiz
Çünkü biz insanoğluyuz...
Neden sonra ruhsuz hissiz bedenimi yurt da buldum.Merdivenlerde yankılanan sana ait bir sesti.Odaya geldiğimde her şey yerli yerindeydi bırakıp gittiğin gün gibi...Oda sen kokuyordun,konuşan hayalindi,her şeyde biraz sen vardın,sen,sen,sen,...
İçeri doğru esen soğuk rüzgar koca bir tokat gibi indi yüzüme ama yetmedi yaşananları gözümün önünden almaya,belleğimden silmeye...
Bazı geceler sıcak muhabbetler eşliğinde dinlerdik sabah ezanlarını...
Hep ayrılığı sıkıştırırdın kelimelerin arasına.İlk ayrılıktan konuştuğumuzda akla gelen ilk sözler koşturdu kalemime.
Uzaklık mı?
O bizim için değil dost
Biz 'yürek devleti' yiz ötelere uzanan...
Açarız avucumuzu,
Dostlarla o dem yürek yüreğe konuşuruz
Göz yaşımız vardır bizi ayakta tutan
Birde gönül selamımız
Dost için geceleri tatlı uykumuzu böleriz
Dost için secdeye kapanır dua ederiz.
Dostun muhabbetiyle gelir hak selamı,
Bize en güzel hediye dost kelamı...
Sen ilktin ve ilkler özeldir.
Benim ilkim işte böyle son buldu ama unutma
"Ayrılık unutanlara mahsus" biz ayrılmadık ve unutmadık çünkü ellerimizi açtığımızda dualarda buluşuyoruz.
SEN İLK DOSTTUN VE YERİN ASLA DOLMAZ!!!
_________________