Herşey o kadar garip ki hayatta...
mutlak canını acıtıyor insanın!!!
Bir zamanlar çok genç iki delikanlı varmış. İkiside aynı futbol takımında oynarlarmış. Fakat ne hikmettir ki çoğu zaman aynı şeyleri paylaşmalarına rağmen birbirlerini sevmezlermiş. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil tabi fakat;bir gün onun hayatta olmadığını farkedince vicdan azabı duymayacaksa...
işte yine bir maç günü gelmiş. ikiside aynı tarafta oynayabildikleri için biri diğerinin yerine maça katılırmış.Maç çok heyecanlı seyrederken futbolcu kaleciyle karşı karşıya kalmış ve müthiş bir gol fırsatı, yükselip tam kafa atacak ki kaleciyle çarpışıp yere düşmüş. bu arada sağanak haldeki yağmur şiddetini artırmaya başlamış.Yere düşen oyuncunun yerine onu pek sevmeyen arkadaşı girmiş. Yaralı oyuncu ambulasla hastaneye kaldırılırken yağmur yerini şiddetli bir doluya bırakmış. maç zorunlu bitirilirken yaralı oyuncu hastaneye yetişemeden vefat etmiş. Sebep yere düştüğünde kafasını yere çarptığı için beyin kanaması!
Ve onu sevmeyen, yerine oyuna giren arkadaşı bu haberle sarsılmış.Çünkü o sinir olduğu, hakkında pek iyi şeyler söylemediği arkadaşı artık yokmuş; maçta yerine girebilecek sinir arkadaşı artık yokmuş...
hayat bu işte; sevsende sevmesende yanından birilerini götürüyor ve götürürken mutlak canını yakıyor....
şimdi düşün herkesi sevmek zorunda mısın?????