Bir gece yarısı
Seni bekliyorum yine
Hem de gelmeyeceğini bile bile.
Ellerim balkon demirlerinde
Buz tutmuş bir halde
Gözlerim,hani senin o çok sevdiğin çiçekli merdivenlerde..
Birgün yeniden,
Üçer beşer iner misin? o merdivenlerden diye düşünüyorum
Ve,
Balkonlardan atılan her bir sigara izmaritini
Baka baka söndürüyorum.
Etraftan yayılan sohbetler ve kahkaha seslerini
Duymazlıktan geliyorum.
Aslında seninle yaptığımız o gece sohbetlerini
Çok özlüyorum.
Rüzgarın etkisiyle gıcırdayan bahçe kapısı
Her defasında seni getiriyor bana
Hiç yıldızın olmadığı bu kış akşamında
Gözüm yolda
Seni bekliyorum dona dona.
Gündüz çocukların oynadığı bahçe takılıyor gözüme,
Öylece bekliyor, yalnız, sessiz
Sonra,
Sokak lambaları bir bir sönüyor.
Bu acımasız gece
Yol gözleyenleri içine gömüyor.
El ayak çekilip, ışıklar bir bir sönünce
Bende söndürüyorum ışığımı
Sana bile söylemediğim yalnızlığımı, çaresizliğimi
Geceye devrediyorum artık.
En zifiri karanlıklar bile örtmüyor beni bu gece.
Bir köşede bekliyorum hala
Ve, ve seni ilk günkü gibi seviyorum hala…
Bu gün yükünü başka bir güne devrederken,
Herkes için yeni bir başlangıç doğuyor.
Günler geçiyor, haftalar geçiyor
Gözlerim kırlarda yalnız senin sevdiğin çiçekleri seçiyor.
En güzel papatyalar sedece kendi dalında açıyor.
Her geçen mevsim, beni emanet ediyor bir sonraki mevsimin hatıralarına
Ve her geçen uzun gece, seni tekrar tekrar yaşatıyor bana
Sonra birde bakıyorum da
Her şey nekadar da çabuk değişiyor acımasızca
Daha dün, gövdesine ismimizi kazıdığımız koca çınarı kesmişler,
Beraber sallandığımız çocuk parkı vardı ya
Onu da yerle bir etmişler.
Artık hatıralarda terk ediyor beni
Ve bu hayat
Yavaş yavaş açıyor saçlarımın rengini.
Sensiz geçirilmiş bir ömrün son çeyreğini
Seninle yaşayıp, bitiriyorum şimdi.
Eğer gelseydi aşkların her bekleneni
Ferhat böylesine sever miydi Şirin’i
Seni bekliyorum yine
Hem de gelmeyeceğini bile bile.
Ellerim balkon demirlerinde
Buz tutmuş bir halde
Gözlerim,hani senin o çok sevdiğin çiçekli merdivenlerde..
Birgün yeniden,
Üçer beşer iner misin? o merdivenlerden diye düşünüyorum
Ve,
Balkonlardan atılan her bir sigara izmaritini
Baka baka söndürüyorum.
Etraftan yayılan sohbetler ve kahkaha seslerini
Duymazlıktan geliyorum.
Aslında seninle yaptığımız o gece sohbetlerini
Çok özlüyorum.
Rüzgarın etkisiyle gıcırdayan bahçe kapısı
Her defasında seni getiriyor bana
Hiç yıldızın olmadığı bu kış akşamında
Gözüm yolda
Seni bekliyorum dona dona.
Gündüz çocukların oynadığı bahçe takılıyor gözüme,
Öylece bekliyor, yalnız, sessiz
Sonra,
Sokak lambaları bir bir sönüyor.
Bu acımasız gece
Yol gözleyenleri içine gömüyor.
El ayak çekilip, ışıklar bir bir sönünce
Bende söndürüyorum ışığımı
Sana bile söylemediğim yalnızlığımı, çaresizliğimi
Geceye devrediyorum artık.
En zifiri karanlıklar bile örtmüyor beni bu gece.
Bir köşede bekliyorum hala
Ve, ve seni ilk günkü gibi seviyorum hala…
Bu gün yükünü başka bir güne devrederken,
Herkes için yeni bir başlangıç doğuyor.
Günler geçiyor, haftalar geçiyor
Gözlerim kırlarda yalnız senin sevdiğin çiçekleri seçiyor.
En güzel papatyalar sedece kendi dalında açıyor.
Her geçen mevsim, beni emanet ediyor bir sonraki mevsimin hatıralarına
Ve her geçen uzun gece, seni tekrar tekrar yaşatıyor bana
Sonra birde bakıyorum da
Her şey nekadar da çabuk değişiyor acımasızca
Daha dün, gövdesine ismimizi kazıdığımız koca çınarı kesmişler,
Beraber sallandığımız çocuk parkı vardı ya
Onu da yerle bir etmişler.
Artık hatıralarda terk ediyor beni
Ve bu hayat
Yavaş yavaş açıyor saçlarımın rengini.
Sensiz geçirilmiş bir ömrün son çeyreğini
Seninle yaşayıp, bitiriyorum şimdi.
Eğer gelseydi aşkların her bekleneni
Ferhat böylesine sever miydi Şirin’i